Kılıçdaroğlu; “eşkıyanın bu gece ne yapacağı belli olmaz”...
Ana muhalefete gol atayım derken kendi kalelerinde sıkı bir gol gördüler. Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan da dahil hiçbir AKP’li CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan böyle sert bir yumruk beklemiyordu.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, geçen Pazartesi günü Silivri fezlekesini alınca önce bir yutkundu, gece boyunca düşündü. Salı günü grup toplantısına kadar yakın kurmayları dışında kimseyi kabul etmedi. Ölçtü-biçti, bugüne kadar mağdur edebiyatı yapan AKP sözcüleri gibi bir yol seçmedi. Çıktı grup toplantısında kürsüye; sert, net, dik, anlaşılır ve kısa bir konuşma yaptı, “Kaldırın dokunulmazlığımı, gönderin Silivri’ye. Korkum yok” dedi. Darağacını bile göze aldığını söyleyerek indi aşağı konuşma kürsüsünden. Ertesi gün, dik muhalefet duruşunun dozajını daha da arttırdı. Fezleke için “vız gelir tırıs gider” dedi. “Emekli Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ı da yargılayın. Dolmabahçe mutabakatını öğrenelim” sözleri ağlayarak, mağdura yatarak siyaset yapan AKP iktidarı için şamar niteliğindeydi.
Faşist iktidar yöntemlerini uygulayan acımasız iktidarlara karşı özlediğimiz muhalefet sesini duyar, tavrını görür gibiyiz.
Silivri fezlekesi hakkında daha fazla ayrıntı alabilmek için CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüm. İktidarın her türlü zorlama ve baskısına rağmen hiç geri adım atacak gibi görünmedi. Daha da ileri gitti; rahmetli İsmet İnönü’nün meşhur bir sözüne atıfta bulunarak AKP iktidarı için “eşkıya” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu’na Silivri fezlekesi ile yöneltilen tehdidin aile içinde nasıl bir etki yarattığını sordum. CHP lideri “her şey normal” dedi, eşi Sevim hanımın bir yorum yapmadığını anlattı. Kemal Kılıçdaroğlu, AKP iktidarının kendisine ve CHP’ye yönelik baskıları daha da arttıracağı düşüncesinde. Haberin gerisini soru cevaplar bölümünden aktaralım:
Fezleke hakkında önceden bir bilginiz var mıydı?
Yok. Hayır.
İlk bilgi size ne zaman ulaştı?
MYK toplantısında (Pazartesi günü) iken Baki Bey (Özilhan) not olarak gönderdi.
O anda neler hissettiniz, içinizden neler geçti?
Bir kere bu ülkenin bu kadar derdi sorunu varken kalkıp da CHP Genel Başkanı’na “yargıyı eleştirdi” diye fezleke düzenlemeyi doğrusunu isterseniz içime sindiremedim. Ülkenin bu kadar derdi, sorunu var. Başka işiniz gücünüz mü yok sizin. Üstelik fezlekenin konusu adil yargılamayı etkilemek. Adil yargılama yok ki etkileyelim. Tam tersine bizim eleştirilerimizden yargının ders alması lazım, ders çıkarması lazım. Niçin ve neden oluyor bunlar. Onun dışında özel olarak bir şey olmadı.
Evde eşinizle paylaştığınızda Sevim Hanımın tepkisi ne oldu?
Bu konuyu hiç konuşmadık. O sadece gazetelerden okudu o kadar. Ben evden erken çıkmıştım, akşam konuşmadan sonra tekrar döndüm. O da zaten benim konuşmamı izlemiş, dolayısıyla tablonun ne olduğunu o da gayet iyi biliyor. Türkiye gerçeklerini biliyor zaten.
Güney Kore’de doktora yapan oğlunuz Kerem Bey aradı mı?
İnternetten benim konuşmamı izlemiş. Onunla skype aracılığı ile görüştük. Kutladı.
Grup Başkanvekiliniz Emine Ülker Tarhan, “bunun bir adım ötesi CHP’nin mal varlığını dondurmadır” dedi. Sizce de bunun peşi gelir mi, partinin mal varlığının dondurulması veya el konulması gibi bir şey bekliyor musunuz?
Hukuk adalet dağıtmaktan çıkmışsa, her şey beklenebilir. Çünkü yapılanlar sağlıklı bir çalışmanın sonu değil. Bir intikam duygusu ile yola çıkıldığı için bunun getireceği bütün risklere bizim hazırlıklı olmamız lazım.
Rahmetli İnönü’nün söylediği güzel bir laf vardı. “Eşkıyanın bu gece ne yapacağı belli olmaz” diye. Onun için geleceğe ilişkin bugünden yorum yapmak çok zor. Geçmişte bunlar olmuştur. CHP’nin mal varlığına el konmuştu, bir sürü şeyler olmuştu ama bunlar aşılacak. Ne kadar baskı kurarlarsa kursunlar bizi demokrasi yolundan kimse alıkoyamayacak. Bu konuda çok kararlıyız.
Kılıçdaroğlu’nun sözleri net ve açık.
Âdetimiz olduğu üzere unutanlara bir hatırlatma daha yapalım;
Tayyip Erdoğan ve arkadaşları 2002 yılında seçim meydanlarını “dokunulmazlıkları kaldıracağız” diye dolaşmışlardı. Seçimler bittikten sonra o zamanki CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da “hadi gelin kürsü dokunulmazlığı dışında tüm dokunulmazlıkları kaldıralım” deyince de başta Erdoğan olmak üzere tüm AKP’liler kafalarını gökyüzüne kaldırıp hiçbir şey olmamış gibi yapmışlardı.
Anayasal, yasal bütün değişiklikleri yapıp yargıyı istedikleri gibi organize ettiler. Dokunulmazlıkların kaldırılması için bundan daha uygun zaman olur mu?
Fakat ortada bir sıkıntı var. Bu sıkıntıyı anlayabilmek için başkentin sokak trafiğini izlemek yeterli. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bugünlerde Çankaya Köşkü ile Başbakanlık binası arasında mekik dokuyor. İniyor, çıkıyor, elindeki “paketleri” bir türlü açamıyor. “Paketlere” dikkat kesilen hassas noktalar ise istim üstünde...
Bu koşuşturma dileriz ki hayırlara vesile olur!..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun muhalefet tarzı ve anlayışını beğenmeyebilirsiniz.
O zaman bana cevap verin!
Hâlâ rahmetli İsmet İnönü’nün şu sözü geçerliliğini korumuyor mu?
“Bir memlekette namuslular namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur!”