Kıbrıs’ta petrol değil, egemenlik savaşı
BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristo-fiyasko’nun New York üçlü görüşmesinin 30 Ekim Pazar günü New York yakınlarındaki Long Island’da yapılacağı bildirildi. Cumhurbaşkanı Eroğlu yaptığı açıklamada zirvede al-ver sürecine geçileceğini ve sonuç alınmaya çalışılacağını söyledi. Eroğlu soruna çözüm bulma konusunda oldukça samimidir. Kıbrıs Türkünün haklarının korunacağı bir anlaşmaya varılması içın elinden geleni ekibiyle yapmaktadır. Hedef Kıbrıs Türkünün azınlık konumuna düşmeyeceği, ayrı bir halk olarak siyasi eşitlik haklarına sahip olacağı yeni bir ortaklığın tesisidir.1974 öncesinin o kara günlerine, Rumun vahşetine maruz kaldığımız günlere kesinlikle geri dönülmeyecektir. Rum tarafı adanın tek sahibi olmadığını ve Yunan yapılamayacağını anlamalı, içine sindirmelidir. Adanın egemenliği sadece Rumlara aittir ve Türklerle paylaşılması mümkün değildir kafasıyla bir yere varılamayacaktır. Son dönemde yaşanılan petrol krizi aslında Rumun tek egemen olma gayretlerinin bir göstergesidir.
Hristo-fiyasko AKEL’in sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunun “bağımsızlık günü” olarak kutlandığı 1 Ekim’de düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB)’de doğal gaz arama çalışmaları yapma ve doğal gaz çıkarma şeklindeki egemenlik hakkının müzakere edilmesinin söz konusu olmadığını söyledi.
Hristo-fiyasko, “Bu hakkımızı kimseyle müzakere edecek değiliz. Kimse endişe etmesin” şeklinde konuştu.
Doğal gazın kullanılabilir hale gelmesinin uzun yıllar alacağını savunan Hristo-fiyasko, “Türkiye’nin neden bu kadar büyük patırtı kopardığı” sorusunu gündeme getirdi.
Hristo-fiyasko “Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varlığına şüpheyle baktığını ve sahte devlet olarak gördüğü KKTC’yi empoze etmeye çalıştığını” da ileri sürdü.
Konuşmasında Kıbrıslı Türklere yönelik mesajlar da veren sahtekâr Hristo-fiyasko, “Kıbrıslı Türk vatandaşlarımızı hiçbir zaman Türkiye’nin kucağına terk etmemiz söz konusu değildir” şeklinde bir kez daha saçmaladı.
Hristo-fiyasko konuşmasında Kıbrıslı Türklerin de doğal gazdan elde edilecek gelirden, çözüm olmasa dahi, yararlanacaklarına dair daha önce yaptığı ve tabii ki büyük bir yalan ve safsatadan ibaret olan açıklamasını yineledi.
Rum tarafı bizi sözde Kıbrıs halkı içerisinde azınlık olarak görmektedir. Azınlık haklarıyla yetinmemizi istemektedir. Kıbrıs Türkünün dini, dili, tarihi, örf, âdet, gelenek ve görenekleriyle ayrı bir halk olduğunu kabul etmemektedir. Hele ayrı bir halk olarak self determinasyon hakkımız olduğunu, kendi geleceğimizi belirleme hakkımız olduğunu kesinlikle kabul etmemektedir. Kıbrıs Türkünün anlaşma yapma veya yapmama, kurulması düşünülen yeni düzenden memnun kalınmaması halinde ayrılma hakkının olduğunu Ruma kabul ettirmek mümkün değildir. Ekim ayı sonunda yapılacak zirvede herhangi bir sonuç alınmayacaktır. Zirveden hemen sonra müzakerelere kesinlikle devam etmeyeceğimiz bütün dünyaya deklare edilmelidir. Zaman ve enerjimizi egemen devletimiz KKTC’nin gelişmesi ve tanınması için harcamaktan başka yolumuz yoktur.