Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

Kıbrıs’ta imkansız artık ilan edilsin

Son yazımda, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’ın 30 Mayıs’ta liderler arasında yapılması beklenen “sosyal” yemeğe “siyasi boyut” kazandırmaya çalıştığı gerekçesiyle Rum tarafında “istenmeyen adam” ilan edildiğini ve Rum lider Anastasiadis tarafından bizzat Ban’a bir mektupla şikayet edildiğini belirterek Rum’un masadan kaçmak için yeni Bizans oyunları peşinde olduğunu belirtmiştim.
Bu arada bugün itibariyle, Anastasiadis, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’dan mektupla talep ettiği yemeğin tamamen sosyal nitelikli olacağı teyidini henüz almamıştır. Rum Hükümet çevreleri cevap mektubunun ne köşke ne de Dışişleri Bakanlığına henüz ulaşmadığını açıklarken, akşam yemeğinin, Anastasiadis ‘kışkırtılmadan’ yapılacağına dair gayrı resmî mesaj ve işaretler verildiğini de belirttiler.
Geçtiğimiz hafta AB zirvesi için Brüksel’e giden Anastasiadis’in, AB yetkilileri, Avrupa Konseyi Başkanı Herman Vab Rompuy, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve İngiltere Başbakanı David Cameron ile gerçekleştirdiği ayrı ayrı temaslarda, müzakerelerin neden şu anda başlayamayacağını, müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için iyi ön hazırlık yapılması gerektiğini ve Türkiye’den, güven yaratıcı önlemler mantığında olumlu hareketlerde bulunulması gerektiğini, bu vesileyle de, Maraş’ın BM himayesinde Rumlara verilmesinin ve Mağusa Limanı’nın da AB himayesinde yeniden açılmasının şart olduğunu talep ettiği açıklandı. Son dönemde ABD tarafından fazla ilgi göremeyen Rum tarafının, üyesi bulunduğu AB nezdindeki girişimleri yapıcı olmaktan hayli uzaktır. Rum tarafı bir taraftan Kıbrıs müzakerelerini erteletirken, diğer taraftan da Anavatan Türkiye’nin AB ile yürüttüğü tam üyelik çalışmaları çerçevesinde yeni başlıkların açılmasını da engellemeye devam etmektedir. Rum tarafı, 2014’te yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Kıbrıslı Türk temsilcilerin yer almaması için de temaslarda bulunmaktadır.
Anastasiadis’in Kıbrıslı Türk seçmenler için daha fazla seçim merkezi oluşturulması ve seçme haklarını kullanmalarında kolaylık sağlanması maksadıyla seçim yasasında değişiklik yapmak niyetinde olduğu gelen haberler arasındadır. Anastasiadis’in yaptığı bir açıklamada “95 bin Kıbrıslı Türk seçme hakkını kullanmayı tercih ederse Kıbrıs Cumhuriyeti şemsiyesi altında bir Kıbrıslı Türk Avrupa milletvekili çıkarabilir” ifadesini kullandığı belirtiliyor.
Rum tarafının Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde Kuzey’den Güney’e satılan balıklar konusunda tedbir aldığı da gelen diğer haberler arasındadır. Haberi “İşgal Altındaki Bölgelerden Giden Balıklar İçin 32 Kişiye Suç Duyurusu... Balık Pazarları ve Restoranlarda Türk Balıkları” başlıklarıyla yayımlayan Fileleftheros gazetesi, son günlerde, Ay. Demet (Metehan) sınır kapısı üzerinden nakledilen büyük miktarda balığa el konulduğunu ve imha edildiğini yazmıştır.
Rum tarafı maalesef hangi lider tarafından idare edilirse edilsin, malum saçma sapan düşüncelerinden inatla vazgeçmemekte ısrar etmektedir. Rum hâlâ daha, ada gerçeklerini kabul etmemekte ve hayal aleminde yaşamaktadır. Kuzey’de ayrı bir devlet kurduğumuz gerçeğini Rum tarafı muhakkak içine sindirmelidir. Biz Kıbrıs Türklerini 1963’te yıkılmış olan sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “sadık vatandaşları” olarak görme hastalığından kurtulmalıdır. Kuzey’de egemen olmadığını ve bundan böyle de olamayacağını iyice anlamalıdır. Kıbrıs’ı Yunan yapma hedefinden vazgeçmelidir. Avrupalı yetkililer bu kafadaki Ruma daha fazla destek vermemelidir. 2013 yılı bitmeden Kıbrıs anlaşmazlığının, daha fazla uzatılmadan çözülmesi veya çözüme ulaşılmasının mümkün olmadığı ve olamayacağı BM tarafından açıklanmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları