Rum radyosunun haberine göre Hristo-fiyasko, sözde Güzelyurt(Omorfo) “belediyesinin” bu yıl 31’incisini düzenlediği “anti işgal etkinliği” kapsamında Astromerit Kültür Merkezi’nde yapılan törendeki konuşmasında, yine saçmaladı. Hristo-fiyasko “Güzelyurt (Omorfo) ve Maraş Rum idaresi altına verilmeden ve olabildiğince çok göçmenin Kıbrıs Rum idaresi altında geri dönmesine olanak tanıyacak ölçüde ciddi toprak düzenlemeleri yapılmadan Kıbrıs sorununa Rum tarafınca kabul edilecek, yaşayabilir ve işleyebilir çözüm bulunamaz. Bugüne kadar çözüme ulaşamamamızın nedeni öteki tarafın (Türk tarafı), uzlaşılmış çözüm zemininin dışında olan aşırı talepleridir” diye Rum tarafının hiçbir şekilde anlaşma istemediğini, Kıbrıs’ın tamamının peşinde olduğunu, Kıbrıs’ı Yunan yapmaktan başka bir şey düşünmediğini bir kez daha gösteren açıklamada bulundu. Bu saçmalıkları dinlemekten biz yorulduk, Rum söylemekten yorulmadı.
Rum tarafı, Kıbrıs Türkünden ve Anavatan Türkiye’den taviz koparmayı kafasından çıkarmadıkça Kıbrıs’ta anlaşma olmayacaktır. Hristo-fiyasko ve Rum tarafı Türk yetkililerce yapılan uyarıları dinlememekle büyük bir hata içinde olduğunu iş işten geçtikten sonra anlayacaktır. Geçmişte de böyle olmuş, adanın bölünmesine neden oldukları için sonradan dövünüp durmaları pek fayda etmemişti. Şimdi adanın tamamını kaybedecekleri ciddi-kritik bir sürece doğru gittiklerini biran önce fark etseler iyi olacaktır.Yoksa adanın tamamının Türk olmasına hayır diyenimiz olmayacaktır. Osmanlı toprağı Kıbrıs en iyi eski-gerçek sahiplerine yakışacaktır.
Anavatan Türkiye Başbakanı Erdoğan, 20 Temmuz Mutlu Barış Harekâtı 37. yıldönümü kutlamaları için adaya gelmezden önce görüştüğü gazetecilerle yaptığı görüşmede Rumun aklını başına toplaması için uyarılarda bulunmuş, bıçağın kemiğe dayandığına vurgu yapmıştı.
Erdoğan “Kötü niyet karşısında kimse bizden iyi niyet beklemesin. İyi niyete iyi niyet, kötü niyete aynısı. Maraş’ın açılması konusunda daha çok beklerler.
Türkiye burada olduğu sürece Kuzey Kıbrıs’ın bir garantörü olarak, daha çok beklerler. Bizim orada şehidimiz, gazimiz var. Biraz asker çekseniz olmaz mı? Hayır, asker de çekmeyiz. Biz hepsini Annan Planı’nda çok açık, net ortaya koyduk.
Annan Planı’nda da asker çekmeyi kabul ettik. Bunlar ona bile yaklaşmadı, onlar kaybetti. Şimdi aynı şartta olur mu, yeniden onu da konuşmamız lazım. Şapkadan bir tavşan bekliyorsanız, Türkiye Cumhuriyeti’nde ben başbakan olduğum sürece ki 4 yıl sürem var. Çok açık net söylüyorum, mesela benim kitabımda artık Güzelyurt yok.
Annan Planı’ndaki gibi Güzelyurt’a bakmıyorum. Güzelyurt tamamen Kuzey Kıbrıs’ındır. (Annan Planı’nda Rumlara veriliyordu) Karpaz’da zaten en ufak oynama yapılamaz. Onlar ibadet yapmaya gelmek isterlerse gelsinler. Daha farklı oturacağız masaya. Kusura bakmasınlar geçti o. Biz çok açık ve net söylüyoruz. Bir defa iki kesimli, eşit statüde ve iki devletli bir yapı kabul edilebilir olmalı. Kabul ederler etmezler, artık kendileri bilir. Taviz vermemiz söz konusu değil” diye tarihi açıklamada bulunmuştu.
Başbakan Erdoğan Anavatan Türkiye’nin pozisyonunu belirlemiştir. Bu beyanat Erdoğan’ın büyük Türk Milleti önünde, dünya önünde taahhüdüdür. Bu noktadan geri dönüş yoktur. Hristo-fiyasko, Rum-Yunan ve bunların destekleyicileri artık anlamalı ve hizaya gelmelidirler.Ya adada yan yana yaşayan iki halk, iki devlet olacaktır,ya da barışın tesisi mümkün olamayacaktır. Rum geçmişte yaşananlardan artık ders almalıdır. Almazsa Kıbrıs’ın tamamının biz Türklere çok yakışacağını ve hakkın yerini bulacağını yaşayarak görecekler.
