Kerkük’te kanlı petrol savaşı!

Sıkı sık Kerkük’ten bahsetmemizin elbette önemi ve amacı bulunuyor. Her şeyden önce, Kerküklü soydaşlarımıza moral vermenin ötesinde Türk kamuoyuna acı gerçekleri iletmenin özeni yer alıyor.
Üstelik soydaşlarımızdan akan bilgileri paylaşmamak bir gazeteciye zor geliyor.
“Irak’a Özgürlük Operasyonu ve Kerkük” kitabının yazarı Ali Kerküklü’nün geniş notlarının başlangıcı, “feci durumu” objektif bir şekilde tespit ediyor.
“2003 Irak işgalinden beri Irak Türklerini sindirmek, yıldırmak, göçe zorlamak ve mallarını ele geçirmek ve fidye istemek için, kaçırılmaları sıkça yaşanmaktadır.
Kerkük’ün güvenliği ABD ve Kürtlerin denetiminde, kaçırılanlar sadece Irak Türkleridir, bunun bir anlamı olmalıdır.
Ayrıca Türkmenlerin Kerkük’ün kaderinde ciddi rol oynamalarına mani olmak ve onları yıldırmak ve sindirmek amacıyla özellikle tehdit, öldürme ve tutuklamalar yapılıyor, Türkmenler işsiz bırakılıyor ve kamuda çalışmaları engelleniyor.
Irak Türklerine asimetrik psikolojik savaş uygulanıyor ve bu savaşın boyutları tahmin edilenden daha büyüktür.
Amaç: Korkutmak, sindirmek, yıldırmak, öldürmek, toplum arasında güveni sarsmak ve kaos yaratmaktır.
Bugün Kerkük’te Milli Eğitim Müdürlüğü hariç, bütün devlet daireleri silah zoru ile Kürt grupların denetiminde. Tüm bunlar göz önüne alınıp son 8 yıllık gelişmelere bakılınca, bazı güçlerin Kerkük’te gizli siyasi ajandası olduğu ortada”.
Ali Kerküklü tarihi şehrin petrol durumunu da gayet net açıklıyor.
“Petrol zengini Türkmen şehri Kerkük bölgesel ve uluslar arası öneme sahiptir.
Resmi rakamlar bu kentin dünya petrol rezervinin yüzde 7,5’ine sahip olduğunu teyit ediyor.
Kerkük’te petrol zenginliği olmasaydı Kerkük böylesine önem kazanır mıydı?
Kerkük petrol kurbanıdır ve faturasını da insanlar canları ile ödüyor.
2003’te işgalci ABD Kerkük’teki asker, istihbarat ve sivil idaresini işgalcilere öncülük eden ve ülkesine ihanet eden Kürt gruplarına teslim etti.
Kerkük’te yaşanan bu olaylar sistematik, düzenli, bilinçli bir şekilde yapılmaktadır.
Amaç Irak Türklerini göçe zorlamak”. Ali Kerküklü, Irak’ta oynanan tehlikeli oyuna da açıkça değiniyor. “ABD ve İngiltere Irak’ı işgal ederken Sünni, Şii ve Kürt diye ithal bir proje ile geldiler.
Iraklılık kimliğini silmek için her yola başvurdular, tüm oyun ve planlarını iki mezhep ve bir etnik üzerine kurmuşlardı ‘böl ve yönet’.
İşgalciler Irak devletinin tüm kurumlarını dağıttılar, Sünni, Şii ve Kürt yani mezhep ve etnik köken üzerine Iraklılar için sözde özgür ve demokratik yeni bir ülke kurdular.
Bugün Irak can güvenliğinin olmadığı, dünyanın en tehlikeli ülkesidir. Irak’ta devlet diye bir şey yok. Eline silah alan herkes, kendi hegemonyasını (üstünlüğünü) ilan edebilmekte.
Ciddi bir güvenlik problemi yaşanıyor.
İşgalden sonra Irak’ta ölenlerin sayısı 1 milyondan fazla ve 4 milyon Iraklı ise yerinden yurdundan oldu.
Bu oyunun adı ise ‘Özgürlük ve demokrasi’idi, ama ne özgürlük değil mi?”
Kerkük’te yaşanan dram ve soydaşlarımızın karşı karşıya kaldıkları imha operasyonunun kısa bir öyküsü, her şeyi o kadar açık anlatıyor ki... Başka cümlelere, feryatlara gerek kalmıyor.

Yazarın Diğer Yazıları