Kerküklülerin umutsuz Çankaya ziyareti!

Acıdır ama, bilindiği gibi sayıları 3 milyonu aşan Irak Türkleri, Irak rejimleri tarafından çoğu zaman yok sayılıyor ve asimile edilmek isteniyor.
Ne yazık ki, bu utanç verici durum uluslararası topluluk tarafından da garip bir şekilde göz ardı ediliyor.
Özellikle, Irak Türkmen Cephesi Heyeti’nin Çankaya’ya “nihayet” kabul edilmesini kamuoyuyla paylaşmak gerekiyor.
Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi ve beraberindeki heyeti Çankaya Köşkü’nde kabul etti.
Cumhurbaşkanı Gül, kabulde yaptığı açıklamada, hiçbir ayrım yapmadan tüm Iraklıların müreffeh ve mutlu olması dileğini ifade ederek, “Irak’ın birliği, bütünlüğü ve güçlü olması için Türkiye olarak elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Yapmaya da devam ediyoruz. Ama ayrı bir tarihi gerçek vardır ki, Iraklı Türkmen kardeşlerimiz de Irak ile Türkiye arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmesi ve gelişmesinde büyük bir köprü rolü oynamaktadırlar. Bu bakımdan görüşmede, Irak Türkmen Cephesi’nin Başkanı Kerkük Milletvekili Erşat Salihi Bey’den son gelişmelerle ilgili bilgiler alıp görüş alış verişinde bulunduk” dedi.
Irak Türkmen Cephesi Başkanı Salihi de yaptığı konuşmada, Irak Türkmenleri olarak kendilerinin Irak ve Türkiye arasında doğru bir köprü olduklarına inandıklarını aktararak, Türkiye’nin Irak Türklerinin yanında olmasının, eşit mesafede durmasının kendileri için büyük bir gurur kaynağı olduğunu ve diğer komşu ülkelerden de bu gibi adımları beklediklerini söyledi.
Ne yazık ki, Gül’ün söylevinin gayet “diplomatik” ve Kerküklü Türklere açık ve resmi bir destekten yoksun, üstelik Irak Türkmen Cephesi’ne öğüt ve temennilerle dolu olduğu da anlaşılıyor. Gerçekten de, Kerküklüler Çankaya’dan daha gür ve cesur bir beklentinin hasretini yıllardır çekiyor.
Çünkü, uluslararası güçlerin, Kerkük ve dolaylarını sömürmek planları safha safha yürürlüğe konuluyor.
Öte yandan, Kerkük ve dolaylarındaki tarihi eserlerin, kurnaz ve sinsi bir şekilde değiştirilmek istenerek Türk motifinin izlerini silme faaliyetleri de sürüyor.
Nitekim, Ali Kerküklü, bu “tarih yağmasına” kısaca şöyle değiniyor:
“10 Nisan 2009 tarihinde ABD ve Kürtlerin Kerkük’ü işgalinden sonra Gök Kümbetin onarımı adı altında herkesin hatırasında olan o güzelim eşi bulunmaz yapı doğal özelliklerini değiştirerek (bozarak) yeni bir yapıya dönüştürülmüştür. Yüzlerce yıl eski hali ile dururken ne oldu da bugün bu Türk tarihi mimari eserin yapısı değiştiriliyor? Onarım ne demektir? Tamirat, tamir, bir yontunun, bir yapının bozulmuş yerlerini yeniden yapma, ilk durumuna getirme, restore etme, yani onarım bir yapının şeklini değiştirmeden tamiridir. Ama gelin görün ki Gök Kümbete yapılan işlem onarım değil tahribattır. Dünya ve insanlığa sesleniyoruz bu eşi bulunmaz tarihi eserin tahribatına dur desinler. Gök Kümbetin eski haline getirilmesi bir insanlık görevi olduğunu buradan uluslararası kuruluşlara ve yetkililere sesleniyoruz.”
Nereden bakılırsa bakılsın, ne yazık ki, Türkiye, tarihi sorumluluğunu ve hâmililiğini soydaşlarından esirgiyor.

Yazarın Diğer Yazıları