Kenevir Nakliyat!
Evet, PKK tam da köpeksiz köyde değneksiz geziyor fotoğrafı veriyor. Evet, ülkenin Doğu ve Güneydoğusunun bir bölümü PKK’ya terk edildi;
Mahkeme kuruyor, yargılama yapıyor, sonra infaz!..
Yol kesiyor, kimlik kontrolü yapıyor, baktı “T.C. askeri/polisi” infaz!..
Vergi topluyor; verme istersen!..
Köye iniyor mesela... “Muhtar”
diyor;
“Bu köyde 150 oy var, 140’ı sandığa girecek. Girmezse!..” İnfaz!
Şehre iniyor, polis lojmanını kuşatıyor!
***
MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan
anlattı:
“30 Mart 2014 günü PKK, Iğdır’da katliam yapacaktı. Teröristler, güvenlik güçlerinin kaldığı konutları sardı.”
Kim engellemiş dersiniz?
BDP Eş Başkanı!
Eh çünkü Demirtaş haklı;
İktidar sahipleriyle temsil olunan devlet mekanizması oralarda -artık- “bostan korkuluğu” kadar caydırıcı!
O ünlü Diyarbakır-Bingöl kara yolu iki haftadır bir türlü açılamıyor ya;
“Kalekol protestosu hikaye” diyor Oğan;
“Güneydoğu bir uçtan bir uca uyuşturucu tarlası. Kenevirin hasat zamanı geldi. Bu ekimin toplanıp imalat yerlerine gitmesi gerekiyor. ‘PKK kalekola karşı çıktı, yol kapattı’yaklaşımıyla, oradaki uyuşturucu trafiği kamuoyundan gizleniyor!..”
Günlerdir bizim en şöhretli medyatörlerin bir türlü sırrına eremediği “esrarlı” yol kapama hadisesi; sahiden de “esrarlı” çıktı iyi mi!
Savulun, ‘Kenevir Nakliyat’ geliyor!
***
Nihayetinde uyuşturucu, birçok terör örgütü gibi PKK’nın da en önemli gelir kaynağı!
BM’ye göre terör-uyuşturucu köprüsünün değeri neredeyse 500 milyar
dolar!
Türkiye’de sadece 2012’de “yurt dışına çıkartılırken” ele geçirilen esrar miktarı: 150 ton! Bir de “yurt içi kullanımına” sunulan kısmını koyun üzerine.
2013’te Diyarbakır ve Van’da -yıllık bilanço değil eş zamanlı tek operasyonda- piyasa değeri 1.7 milyar lira olan 27 tona yakın kubar ve toz esrar ile neredeyse 46 milyon kök Hint keneviri ele geçirildi.
“Açılım süreci” ne denk gelen son beş altı yılda kenevirdeki yıllık artış yüzde 80’lerde; çünkü ekimi kolay, imalatı teknik/ kimyasal bir donanım gerektirmiyor. Talep çok, ceza az!
Polis ve jandarmanın ülke genelinde ele geçirdiği esrarın büyük bölümünün üretim adresi Lice!
Teknoloji gelişti. Artık yansıma değerleri hesaplanarak gökyüzünden, onu geçtim, oturduğunuz yerden laboratuvarınızdan bile tespiti mümkün kenevirin...
TÜBİTAK uyuma diyesim var ama;
Kumpasçıların delil kabul ettiği CD’ler konusunda, PKK’yla mücadele eden Türk subaylarının tutsak edildikleri zulümhanelerden çıkış vizesi olabilecek raporun hazırlığı sırasındaki tutumuna hep birlikte şahit olduktan sonra sormak bile gülünç geldi:
PKK’nın hayat damarını keser mi? Kesebilir mi? Kestirirler mi?
BDP siliyorsa, AKP yazsın!
Erdoğan medyasının amiral gemisi durumundaki gazetenin internet sitesindeki manşetlerden biri:
“İlk işi Atatürk’ün silah arkadaşının ismini silmek”
1 Haziran’da tekrarlanan seçimlerde, Ağrı Belediye Başkanı olan Sırrı Sakık’ın şehirdeki “askeri anıtı” kaldırma ve “sokak-caddelerdeki Atatürk’ün silah arkadaşı Kâzım Karabekir ismini değiştirme” kararları çok tartışılacakmış!
Logolarına bakmayan Yeniçağ okuyorum zanneder; haberi o denli eleştirel bir dille, kınayarak aktarmışlar!
Yani şimdi ciddi ciddi, “Atatürk’ün silinmesine” alkış tutanların, “Atatürk’ün silah arkadaşının adının silinmesinden” rahatsız olduğuna inanmamızı mı bekliyorlar?
***
Yahu, çocukların Atatürk’ün açtığı yolda gösterdiği hedefte ant içmelerini yasaklayan kimdi?
Atatürk’ü andığımız 19 Mayıs’ın, Atatürk’ün inşa ettiği “milli egemenliğin” sembolü olan 23 Nisan’ın, Atatürk’ün kurduğu devletin doğum günü olan 29 Ekim’in coşkuyla kutlanmasını engelleyen kimdi; Atatürk anıtlarına çelenk konulmasın diye barikatlar kuran kimdi?
Devlet Nişanı’ndan Atatürk’ü kaldıran kimdi?
Büstlerinden, resimlerinden rahatsız olup neredeyse yeni bir “ikonoklazma(!)” çağı açan kimdi?
Atatürk’ün mirası “Ne mutlu Türk’üm diyene” yi silen kimdi?
O gazete, Atatürk’ü hedef alan imha operasyonunun sıraladığım adımlarından hangisini eleştirdi?
Bırakın eleştirmeyi “demokratikleşiyoruz” diye şıkırdaklı bir üslupla paketlemediler mi;
Maksat yutturması kolay olsun!
***
İki dakika delikanlı olun... Adı silinen “Atatürk’ün silah arkadaşı” diye mi bozuldunuz gerçekten; yoksa Atatürk’e karşı kara propaganda malzemesine dönüştürmeye çalıştığınız Kâzım Karabekir diye mi!
Sakık’a herkesten çok ben “hooop” diyorum da;
BDP yerine AKP adayı kazansaydı şehri Atatürk posterleriyle mi donatacaktı sanki?
Bırakın şu sahteliği!
Ne dedi Sırrı Sakık:
“Kazanan barış sürecini yürüten BDP, AKP, Sayın Abdullah Öcalan’dır!”
Ha “Yalan” diyorsa AKP;
Hodri meydan!
Ağrı, bizim bildiğimiz Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı!
AKP de bizim bildiğimiz “tek başına” iktidar bu ülkede!
“Ne mutlu Türk’üm diyene” diye pankart sallandırsın Ağrı’daki bütün devlet dairelerinden aşağı; inanalım Atatürk’ün emanetini BDP’ye “yedirmeyeceğine” (!)