Kazakistan'da stratejilerin bilek güreşi
Amerika''da Kazakistan''a bakışı: Brezizenski, 90''lı yılların sonuna doğru "Avrasya Satranç Tahtası" adlı eserinde şu tespitleri yapmıştı: "Dünya nüfusunun yaklaşık %75''i Avrasya''da yaşamaktadır ve hem ekonomik girişimler hem de yeraltı zenginlikleri bakımından dünyanın fiziksel zenginliklerinin de çoğu oradadır. Avrasya dünya GSMH''sının %60''ına ve bilinen enerji kaynaklarının dörtte üçüne sahiptir."
Amerika''nın siyasi ve ekonomik meydan okuyucularının Avrasyalı olduğuna da dikkat çekerek geleceğin Avrasya''da olduğu oyunların orada oynanacağını tespitinde bulunur.
Kazakistan ise Avrasya''nın jeopolitik, petropolitik ve stratejik yönden merkezidir. Avrasya''nın en büyük iki gücü olan Rusya ile Çin''in ortasında olup tam anlamıyla bir cazibe merkezidir.
Rusya''nın Kazakistan stratejisi: Rusya ise Kazakistan''ı arka bahçesi olarak görüyor. Başkan Putin''in, Kazakistan için "Hiçbir zaman bir devlet olmamıştır" dediği biliniyor. Kazakistan''ın SSCB toprağı olduğunu ve esasen Rus halkının Kazaklara cömert bir hediyesi olduğunu iddia etmişti.
Rus yetkililer her fırsattan istifade ederek "Kazak nüfusunun yüzde 19''unun Rus olduğuna" dikkat çekiyorlardı. Kazakistan''ın Kiril alfabesini bırakarak, Latin alfabesine geçmesi de eleştirdikleri konuların başında geliyordu.
Çin''nin Kazakistan siyaseti: Resmî Çin basını da zaman zaman Kazakistan topraklarının tarihsel olarak Çin''e ait olduğunu öne süren makaleler yayımlıyor.
7 Eylül 2013 tarihinde Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, dünyayı adeta bir örümcek ağı gibi saracak "Bir Kuşak Bir Yol" projesini ilk defa Kazakistan''da gündeme getirmişti.
1991''den günümüze Kazakistan''a 19 milyar dolar yatırım yapan Çin, Kazakistan''ı bu projesinin dünyaya açılan kapısı görmektedir Kazakistan Çin''in Orta Asya''daki en büyük ekonomi ve ticaret ortağıdır. Çin bankaları, Çin şirketleri Kazakistan''ı ahtapot gibi sarmıştır.
Rusya/Çin/ABD arasında Avrasya etkinliği için Kazakistan üzerinden bilek güreşi yapılmaktadır.
Türk Devletleri Teşkilatı: Kazakistan yöneticileri ülkeleri üzerindeki stratejik hesapları çok iyi bilmekte bu nedenle ellerinden geldiği kadar küresel güçler arasında bir denge stratejisi izlemektedir.
Türkiye''nin Orta Asya ve Kafkasya''nın 5 eski Sovyetler Birliği ülkesini bir araya getirerek kurulmasında öncülük ettiği "Türk Devletleri Teşkilatı" bölge üzerinde hesapları olan ülkeleri rahatsız etmişti.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, Mart 2021''de yaptığı Türk Devletleri Teşkilatı Zirve konuşmasında "Hedefimiz Türk dünyasını 21. yüzyılın en önemli ekonomik, kültürel ve insani topluluklardan biri yapmaktır" demişti.
Fransız Le Monde Gazetesi "Kazakistan güçlü Rus ve Çinli komşularının etkisine karşı koymak için Ankara''yla giderek yakınlaşmayı tercih ediyor." diye yazdı. Gazete Kazakistan''daki olayların, bu ülkenin Türkiye ile her anlamda ilerleme kaydettiği bir dönemde yaşanmasının Türkiye''nin önünü kesmeye yönelik olduğunu iddia etti.
Bu yabana atılacak bir analiz değildir. Nitekim Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Kazakistan''daki provokasyonları "Kazakistan''ın Latin alfabesine geçmesi ve Türk milliyetçiliğini sistematik olarak desteklemesi sonucu ortaya çıkan bu vakalar, dar görüşlü milliyetçiliği geliştirmeyi ve Rusya''yla iş birliğini itibarsızlaştırmayı amaçlayan dış desteğin sonucu" olarak nitelendirmesi yaşananları özetliyor.
Türkiye''nin Dağlık Karabağ çatışmasında oyun kurucu olduğunu göstermesi Avrasya''da bilek güreşi yapan küresel güçlerin farklı hesap yapmalarına neden olmuştur.
Kazakistan olayları Afganistan ve Azerbaycan''da meydana gelen gelişmeler ile Türk Devletler Teşkilatı sürecinden ayırarak düşünmek mümkün değildir.
Kazakistan olayları Rusya''nın Azerbaycan''daki Türkiye inisiyatifine karşı verilmiş bir cevap olarak okunabilir!
Rusya, Ukrayna''dan sonra Kazakistan''daki Slav azınlığa yoğunlaşmıştır. Bu anlamda Kazakistan olaylarının en muhtemel şüphelisi konumundadır.
Rusya, Kolektif Güvenlik Antlaşma Örgütü''yle birlikte gelen davete icabet edip, Kazakistan''a yeniden dönmüştür. Rusya''nın Kiril alfabesi, Slav asıllılar, petrol ve yönetim konusunda yeterli taviz almadan çekilmeyeceği görülecektir.