Kaybedeceklerini biliyorlar...

Bulgaristan’da artırılan elektrik fiyatlarını protesto eden halkı polisler dövünce başbakan istifa etti. Açıklamasında da ben polise halkı dövdüren bir hükümetin başında olamam dedi.
Yunanistan’da ekonomik sıkıntı nedeniyle halk kemerleri sıkma politikalarını protesto için ayağa kalktı. Genel grev başlattı. İşler durdu.
Tunus’ta uydurma yeni baharın ürettiği başbakan, teknokrat koalisyondan çekildi.
Mısır’da halk, önüne sürülen yeni anayasanın, haklarını gasp ettiğini söyleyerek, yeni dinci başkanın sarayını kuşattı, askerler korudu. Libya’da ve öteki Arap ülkelerinde de durum aynı.
Avrupa’da dana eti arasına at eti karıştırıldığı için herkes ayakta. Özellikle Avrupa’da tutulmaya başlanan dönerde ve helal et içinde at eti olması da ayrı bir rezalet.
Görüldüğü gibi uygar ülkelerde halk, koyun sürüsü olmadığını kanıtlamak için yediği kazıklara tepki gösteriyor.
Dünyanın en pahalı akaryakıtını, elektrik ve gazını kullanıyoruz. Daha dün, yediğimiz kuru ekmeğe zam yapıldı. Çıt yok. Üç tarafı denizle çevrili ülkedeki balık fiyatları Avrupa’nın en pahalısı. Bindiğimiz toplu taşıma araçlarına, araç sigortalarına, köprüden geçişlere yapılan, sebze meyve ve her şeye zam. Vergiler artırıldı. Ama çıt yok. At etini eşek etini nerede yediğimiz belli değil ama yedirdikleri kesin. Herkes büyük bir tevekkülle sesini kesmiş, eskiden Allah verdi Allah aldı derlerdi, şimdi Tayyip verdi Tayyip aldı diyor.
Mahkemeler lehte tanık dinlemiyor. Hakkını arayacağın bir adalet, sesini duyurabileceğin bir basın yok, herkes ona çalışıyor. Bağırmaman için, asli görevi seni korumak olan polis, eliyle ağzını kapatıyor. Toplu sözleşmelerde sendikalarla değil, sarı federasyonlarla görüşüyorlar. Emekli, çalışan, aldıkları üç kuruşun uğruna susuyor. Konuşan kapı önünde. Herkes kapıkulu.
Ama siz suskunken, sizin yerinize onlar tehdit ediyorlar. Merak etmeyin bunu da sizin için değil, kendi çıkarları için yapıyorlar. Mesela şu anda Tayyip Bey ve takımı Apo denen bebek katiliyle yapılan görüşmelerin kendilerine yönelik halk desteğini erittiğini bilmesine rağmen, Washington’dan verilen talimatlara uymak zorundalar.
Geçen yazımda söz ettiğim gibi yeni ABD Dışişleri Bakanı Kerry dış geziye çıkıyor. 24 Şubat-6 Mart tarihleri arasındaki bu gezi sırasında Kerry, sırasıyla İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve Türkiye’ye gelecek. Buradan da Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’a geçecek. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ayrıca bu ziyaret sırasında yeni bir Suriye planı sunacağı ileri sürülüyor.
Yeni bakanın iyi başlangıç yapabilmesi için ABD Dışişleri ve Obama yönetimi bir fırsat yaratmak için yeni bir girişim yapacak. Kerry’nin Suriye ve Esad yönetimi konusunda daha barışçıl ve Ankara’nın Arap ülkelerinden topladığı çapulcuları ile yürüttüğünden farklı bir çözüm istediği ve bu konuda bastırabileceği de tahmin ediliyor.
Bu arada hem Washington hem de Tel Aviv, ABD’nin yeni bir İran girişimine işaret eden açıklamalar yapıyor. Belli ki İslam dünyasındaki mezhep çatışmalarından çıkar sağlama yolundalar. Yani Şii ve Sünni kavgasının mastır planlarının nerede yapıldığı hazırlandığı da böylece ortaya çıkıyor.
İyi de neden hep bu oyunlar Müslümanlar üzerinde oynanıyor. Bugüne kadar birileri tarafından dinsizlikle suçlanan Türkiye’nin laik hükümetleri ve siyasileri ne kadar Washington ve Batı’ya bağımlı olsalar da bu oyuna düşmediler. Bu oyuna küçük bir rolle katılmış oldularsa bile, hiç bu boyutlarda ülkelerini, kendilerini, askerlerini subaylarını değerlerini satmamışlardı. Bugün Apo’ya elini uzatan kişiler, kollarına kadar kendilerini kaptırdıklarının farkında değiller mi sanıyorsunuz. Onlar da biliyor, her satışın acı acı ödenen bir bedeli olduğunu.

Yazarın Diğer Yazıları