Kars, pimi çekilmiş bomba gibi...

Ajanslardan şöyle geçmişti:

- HDP, barajı geçerek 3 milletvekilliğinden 2’sini kazandığı Kars’ta seçim zaferini Türk bayraklarıyla kutladı...

Bir de şu vardı:

- Kars’ta HDP’liler seçim başarısını Fransız gözlemcilerle halay çekerek kutladı...

* * *

Kars’tan arayan -hali hazırda bir kamu kurumunda yönetici- okurumuz anlattı sonrasında daha neler yaşandığını:

- İki gündür “Kürdistan, Türklere mezar olacak” naraları atılıyor sokaklarda... Elimiz kolumuz bağlı bu tehdidi “dinlemeye”, “sineye çekmeye” mahkûm edildik. Belli bir saate kadar her şey normaldi. Seçim sonuçları netleşmeye başladığında, Emniyet mensupları ilk iş MHP il binası önündeki, çoğunluğu gençlerden oluşan 500-600 kişilik grubu dağıttı. Onlar dağılana kadar HDP’liler sadece araçlarının kornalarına basıyorlardı. Gece 3’ten itibaren işin rengi değişti; binlerce insan “Kürdistan, Türklere mezar olacak” diye bağırarak sokağa döküldü. Ertesi gün de böyle devam etti. Jandarma lojmanlarının önüne gelip askere ağza alınmayacak küfürler ettiler... Bahçede oturan çocuklar vardı; onlara hakaret ettiler. Asker aileleri “olay çıkmasın diye(!)” çocuklarını içeri soktular. HDP’liler, 7 Haziran gecesinden bu yana hem Kars’ta yaşayan Türkleri hem de kamu görevlilerini tahrik etmek için her yolu deniyorlar...

“Ya bunun tersi olsaydı...” diye soruyor okurumuz;

- Öyle binlerce kişi değil, iki genç çıkıp da “Türkiye, Kürtlere mezar olacak” deseydi, ta ABD’den duyulmaz mıydı? Dünya ayağa kalkmaz mıydı? New York Times’a manşet olmaz mıydı? Biz evimizde, kapımıza dayanan HDP’li gruplarca “mezar”la tehdit edilirken nasıl oluyor da hiç kimse duymuyor bunu? İftira değil, ortalığı karıştırmak, germek için uydurulmuş şeyler değil; isteyen buradaki yerel gazetecilerden temin edebilirler bu katliam çığlıklarını; hepsinin görüntüsü var. Kanıtlı. Nasıl oluyor da günlerdir, evimizde kapımıza dayanıp bizi “mezar”la tehdit eden bu insanların “meşruiyet” kazanmasına övgüler düzülebiliyor televizyonlarda. Uğradığımız bu baskı yok sayılınca gerilmemiş mi oluyor Türkiye? Davulun sesi uzaktan demokrasi, barış, kardeşlik, uzlaşma gibi duyuluyor olabilir ama biz burada, teröristlerin insafına(!) terk edilmiş olduğumuzu gördükçe, kıtır kıtır doğrasalar bir polis de çıkıp “dur” demeyecek kaygısına yol açan tecrübeler yaşadıkça, inanın daha çok geriliyoruz, daha çok ayrışıyoruz...”

* * *

Ben görevimi yapıp aktarıyorum; umarım “yetkililer” diye var saydığımız zevat da yapar da...

Neyse düşünmesi bile korkunç...

Yazarın Diğer Yazıları