Karanlık kuyunun taşları!!!
Farklı kaynaklar Orta Doğu'yu tarif ederken Suriye, Irak, Katar, Ürdün, İsrail, Lübnan, İran, Filistin, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman, Kuveyt, Bahreyn ve Yemen gibi ülkeleri de içine katıyor...
Bu hengameli coğrafya;
Doğu ile Batıyı, Akdeniz ile Hint Okyanusu'nu, Rusya ile sıcak denizleri birbirine bağlayan, aynı zamanda Doğu ile Batı arasındaki bütün ticarî ve kültürel bağlantıların yapıldığı bir bölge" olduğu için de tüm dünyanın dikkatini çekiyor, çatışma, işgal ve sömürü alanı olmaktan kurtulamıyor...
Akdeniz'den Pakistan'a kadar uzanırken sadece Arap Yarımadası'nı değil, Asya, Avrupa ve Afrika'nın birbirlerine en çok yaklaştıkları yerleri kapsadığı ve birbirine komşu ülkelerden oluştuğu için de, dünyanın vazgeçilmezi Orta Doğu ve çevresi...
Üstelik dünyanın gözünün üzerinde olmasının en büyük nedeni sadece stratejik bir coğrafya olması değil, aynı zamanda devasa ekonomik kaynakları bağrında tutması...
Çünkü Orta Doğu petrol, altın ve gaz rezervi konusunda da dünyanın en zengin bölgesi konumunu koruyor...
İşte Kuzey Afrika'ya kadar uzanan bu potansiyel tek başına Orta Doğu'yu çok önemli hale getirirken, farklı yeraltı zenginlikleriyle petrol tüm zamanlardaki siyasal ve ekonomik çatışmaların da ana gerekçesi...
Eski ABD Başkanı George W. Bush yönetimi tarafından ortaya atılan
"Büyük Orta Doğu" terimi de, bölgenin stratejik konumun yanı sıra, Dicle ve Fırat gibi su kaynaklarıyla, dünyanın geleceğini ilgilendiren tüm yeraltı zenginliklerine sahip olduğu için ortaya atılmıştı... Çünkü pasta çok büyüktü!!!
+++++++++++
2 YAZI
Emperyalizm, kaos ve rant...
Orta Doğu su, petrol, gaz ve benzeri yeraltı zenginlikleri nedeniyle tüm dünyanın geleceği açısından yaşamsal konumunu sürdürürken, özellikle son 40 yılda çok da kurban verdi...
Saddam Hüseyin, Irak'ın büyük petrol kaynaklarına el konulması için uyduruk bir mahkemece idam edildi...
Ülke gelirinin neredeyse yüzde 80'ini halkına dağıtan Muammer Kaddafi, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'nun en büyük yeraltı kaynaklarına sahip olan Libya'yı emperyalizme yedirmediği için kiralık katillerce linç edildi...
Ülkesi 2011'de iç savaşa sürüklenen Beşer Esad, hem yeraltı kaynakları, hem de Suriye'nin stratejik konumu nedeniyle devrilmek istenirken, şehirler yıkıldı ve yüz binlerce insan acımasızca katledildi...
Mısır'dan Yemen'e, Suudi Arabistan'dan Fas'a kadar onlarca Arap ülkesinin liderleri ise Irak, Libya ve Suriye'ye yönelik emperyal tuzağa koltuklarını kaybetmemek için sessiz kalırken, bu ülkelerdeki yeraltı zenginliklerinin de nihayetinde hedef olacağını umursamadılar... Çünkü çoğu kukla olmayı içlerine sindirdi...
++++++++++
3.YAZI
Bataklığın en derini!..
++++
Evet; insan yerleşmelerinin başladığı belki ilk çağlardan itibaren sorunlu bir coğrafya olan Orta Doğu, sadece dinler doğduğu için değil, etnik ve mezhepsel kavgalar, taht çatışmaları, krallık-şeyhlik boğuşmaları, geri kalmışlık ve cehaletle birleştiği için de tükeniyor...
Üstelik bu coğrafya sadece kendini tüketmiyor, Mezopotamya'nın müthiş kaynaklarına göz diken emperyalizmin ekmeğine yağ sürmeye de devam ediyor...
Çünkü gericilik bu coğrafyada, cehalet bu coğrafyada, barbarlık bu coğrafyada, din sömürüsü bu coğrafyada, aşiret- siyaset- mezhep kavgaları bu coğrafyada...
İşte tüm bunlardan da cesaret alan IŞİD'ten El Kaide'ye, PKK'dan diğer dinci ve bölücü örgütlere kadar terör gruplarının yuvaları da bu coğrafyada...
Tüm bu olumsuz kaotik yapılar bazen kendi içinde, bazen devletler arasındaki çatışmalarda- bölünmelerde kullanılırken, ellerini ovuşturarak kaosu izleyen emperyal ülkeler, uyduruk "Arap Baharı" ya da bölücü BOP sevdasıyla hançerlerini saplamaya, şehirleri, ülkeleri ve kitleleri yok etmeye devam ediyorlar...
İşte İsrail'le Hamas arasında geçen cumartesi günü başlayan ve giderek büyük bir savaşa dönüşen çatışmalar da, Orta Doğu'nun tüketilmesi konusundaki sinsi stratejilerin halen uygulamada olduğunu ve bitmeyeceğinin işareti...
Peki; Norveç'te insanlar keyfine bakarken, Avusturya'da milyonlarca insan dünyada olup bitenlere sırtını dönerken, Amerika'nın onlarca eyaletinde- milyonlarca insan vurdumduymaz davranırken; Afrika, Orta Doğu ve Asya'nın bir bölümünün 1980'lerdeki Irak- İran savaşından bu yana kaos- kan- gözyaşı ve ölümlerle sarsılması neden yeterince ders olmuyor acaba?..
Yazılarında Orta Doğu bataklığındaki rezaletlere ve emperyalizmin oyunlarına da dikkat çeken Uğur Mumcu, her ne kadar Güneydoğu'yu "karanlık bir kuyu, herkes bir taş atıyor" diye tanımlamış olsa da; Güneydoğu'yu da bağrında tutan Mezopotamya'nın kangrenleşmiş coğrafyası Orta Doğu'daki kaos ve rant kuyusu her sinsi oyunda derinleştikçe derinleşiyor...
Ve ne yazık ki emperyalizmin kirli taşlarıyla kuşatılan o kuyuya 40 yıldır kan dolmaya devam ediyor... "Ne için, kimin için, nereye kadar" diye düşünen kaç devlet ve kaç lider var acaba?..