Kapıdaki tehdit
AB, ABD ve İsrail, nükleer program dolayısıyla ülkelerin Tahran yönetimine, petrol ambargosu uygulaması için baskılarını artırdı.
Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının bir süre önce dünyanın 5. en büyük ham petrol ihracatçısı olan İran’a yaptırımları artırma kararı almasının ardından, İran ile Batı arasında gerilim tekrar tırmanışa geçmişti. AB, petrol ambargosunun nasıl uygulanacağının ayrıntılarını Brüksel’de tartışıyor. Buna karşılık İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammet Rıza Rahimi, Batılı ülkelerin İran’a petrol ambargosu uygulaması halinde, ‘Hürmüz Boğazı’ndan tek bir damla petrolün geçişine’ bile izin vermeyeceklerini söyledi.
İran, kendisine yönelik petrol ambargosu konulması halinde Hürmüz Boğazı’nı kapatacağını açıkladı. Bu bağlamda İran, Hürmüz Boğazı’nda üst üste tatbikatlar düzenliyor. İran Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Habibullah Seyyari yaptığı açıklamada, dünya petrol ticaretinin yüzde 40’ının geçtiği Hürmüz Boğazı’nı kapatmanın “İran için bir bardak su içmekten daha kolay olduğunu” söyledi.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Basra Körfezi’nde görevli Beşinci Filo’sunun sözcüsü, Umman Denizi’ne açılan Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasına asla izin verilmeyeceğini açıkladı. Boğazdaki geçişin güvenliğini sağlamak için Amerika’nın Basra Körfezi’nde donanması bulunuyor.
ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatmasına göz yummayacaklarını belirterek, bunun kendileri için “kırmızı çizgi” olduğunu ve böyle bir durumda gereken yanıtı vereceklerini söylüyor. Panetta, ayrıca “Dünyanın anlaması gereken mesaj şu” diyerek, “Amerika, dünyadaki en güçlü orduya sahip ülke ve böyle kalmayı sürdürmeye de niyetli” şeklinde bir değerlendirme yaparak muhataplarına stratejik bir göz dağı vermiş olmaktadır.
Bölgede yaşanan kriz, İngiltere’yi de harekete geçirdi. İran’ın ardı ardına gerçekleştirdiği tatbikatlar ve Suriye’de yaşanan iç çatışmalar Orta Doğu’da suların iyice ısınmasına neden oldu. İngiliz donanmasının gözbebeği olan savaş gemilerinden HMS Daring’in gelecek hafta Hürmüz Boğazı’na gönderileceği açıklandı. Rusya, Şam yönetimine destek için Suriye’ye savaş gemisi gönderdi. Savaş gemilerinin önceki günlerde Suriye’ye ulaştığı iddia ediliyor.
Bu arada Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani de boş durmuyor. Barzani, Başbakan Nuri el Maliki liderliğindeki ittifakın Irak’ın sorunlarını çözememesi durumunda, “bütün seçenekleri değerlendireceklerini” söyleyerek bağımsızlık ilan edebileceği işaretini verdi.
Etrafında fırtınalar kopmak üzere iken Türkiye, Genelkurmay eski Başkanlarından emekli orgeneral İlker Başbuğ’u kimin yargılayacağı ile ilgileniyor. Silivri’ye doldurulmuş generaller, psikolojisi çökertilmiş bir ordu ile Türkiye etrafındaki riskleri nasıl karşılayacağını henüz bilmiyor. Kaldı ki Türkiye hiç yoktan ABD’nin ‘Füze Kalkanı’nı Malatya’ya kurdurmak suretiyle de kendisini hedef haline getirmiş bulunmaktadır.
Bundan 98 yıl önce 10 Ağustos 1914’te Akdeniz’de İngiliz donanmasının takibinden kaçan Goeben ve Breslau isimli iki Alman kruvazörü Türkiye’yi I. Dünya Savaşı’na sokmuştu. Bir ABD Füze Kalkanının aynı biçimde Türkiye’yi bölgesel bir savaşa sokmaması için hiçbir neden yoktur. Günümüz Türkiye yöneticilerinin I. Dünya Savaşı sürecinde yaşananlardan hiç ders almadığı görülüyor.