Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Kandil neden şimdi vuruluyor?

Bölücü örgüt bütün unsurlarını harekete geçirmiş durumdadır. Örgüt kitle katliamları düzenlemek üzere saldırı üstüne saldırı, deneme üstüne deneme yapıyor. Bu meyanda eli kanlı örgüt, kırsalda mayın patlatır, taciz ateşi açar ve pusu atarken bölgedeki kent merkezlerinde yakın mesafe saldırıları gerçekleştirmektedir. Bölgeden gelen haberler örgütün son zamanlarda katettiği mesafeyi gösterir niteliktedir.
TSK, Kandil’i vurmaya başladığından bu yana teröristlerin teşebbüs ettikleri eylemlerden bazıları şunlar: Karakoç Jandarma Karakolu’na sızma girişiminde bulunan kalabalık PKK’lı grup, erken fark edilerek püskürtülmüş. Teröristler saldırıyor, askerler püskürtüyor. Yine aynen Dağlıca ve Aktütün karakollarına yapılan saldırılarda olduğu gibi teröristlerin, katır sırtında ağır silahlarla sınırı geçtiklerinin Heronlar tarafından tespiti yapılıyor. Teröristler katliam için konumlanırken F-16’lar harekete geçiyor ve 13 terörist imha ediyor.
TSK, yaptığı operasyonlarda PKK üslerine nokta düzeyinde vuracak kadar bilgi, teknoloji ve yeteneğe sahip olduğunu, bunları imha edici etkili vuruşlar yaptığını ortaya koymuştur. Bu noktada akla Kandil’i vurmak için iktidarın bu kadar niye beklediği sorusu geliyor. PKK, Türkiye’ye karşı silahlı eğitim alanları yapmış, barınak ve depolar inşa etmiş, yol kontrol noktaları kurmuş, AKP iktidarı seyretmiş!.. Terör örgütü ne zaman karakollara, şantiyelere saldırmış, askerlere pusu kurup, yollara mayın döşeyip kitle katliamları gerçekleştirmiş işte o zaman terör unsurlarına karşı iktidar askere “Kandil’i vur” demiştir.
Barzani ile normalin ötesinde sıcak ilişkiler kuran, ABD’nin çıkar ve ihtiyaçları için Afganistan ve Libya’da askeri, Suriye’de siyasi operasyonlara imza atan iktidar, kendi ülkesinin sınırlarını korumak için neden zamanında gerekli adımı atmamıştır. Başbakanın tabiriyle eli kanlı canilere karşı harekete geçmek için “bıçağın kemiğe dayanması” mı beklenmiştir. Eğer böyleyse şehit edilen onlarca Mehmetçiğin vebali, terörü önleyici ve imha edici adımları zamanında atmayan iktidarın boynunda değil midir?
Onca Mehmetçik şehit olduktan sonra iktidar artık “anneler ağlamasın” söylemini kullanamayacak hale gelmiştir. Çünkü anneler iktidarın izlediği strateji yüzünden artık birer birer değil topluca ağlamaya başlamışlardır.
AKP iktidarı, bölücü unsurların “devlet içinde devlet” , millet içinde millet inşa etme faaliyetlerini dokuz yıldır görmezlikten gelmiştir. Alenen işlenen suçlar suç değilmiş gibi bir algı ile karşılanmıştır. Mikrofonu eline geçirdikleri her fırsatta BDP/DTK’lı unsurların tamamı devleti tehdit, terörü övme, Türklere sövme, eli kanlı teröristleri sahiplenme ve kahraman ilan etmekte, gruplar arasına kin ve nefret tohumları saçmaktadır. İktidar olanı biteni siyasi sebepler yüzünden görmezlikten gelmektedir.
Terörist örgüt, sivil milis destekçileri, sosyalist ve siyasi işbirlikçileri “öz savunma gücü” adı altında örgütlendiklerini açıkladılar. KCK/DTK/BDP üçlüsü “özerk/özgür Kürdistan” inşa faaliyetleri bağlamında bölgede Türkiye Cumhuriyetine alternatif devlet yapılanması gerçekleştirdiğini ilan ettiler. Bölücü terör örgütü ise “vur kaç” eylemlerinin çok ötesine geçip alan hâkimiyetine yöneldi. İş iyice çığırından çıkınca, ustalık döneminde Başbakan Erdoğan, TSK’yı sabır bitti, bıçak kemiğe dayandı diyerek harekete geçirdi. Bunu da terörle mücadelede “polis-asker” tartışması açarak yaptı. Sonuçta bu kafayla terörle mücadele ne kadar yapılırsa o kadar yapılıyor!

Yazarın Diğer Yazıları