Kafa aynı ama yer değişik
Geçen gün çıkıp da, sanki Zimbabwe başbakanı gibi, askeri yönetecek komutan kalmadı diye şikâyet ettiğinde, gülmeye başladım. Evdekiler her halde bu yaşta akıl gidiyor diye bana bir garip bakmaya başladı. Ama oysa ki ben, ailemi bile ikna edemediğim bir konuda haklı çıkmadan duyduğum sevinçten gülüyordum.
Yanlış anlamayın, Başbakan savaşacak bir ordu veya askere ihtiyaç duyduğu için bu sözleri söylemedi. Aksine birilerinin ona yapılan kanunsuzluklar konusundaki uyarıları saklanamaz boyutlara ulaştığı için bu sözler sarf edildi. Bu sözler, artık çok ileri gittiniz, abarttınız, olay tersine tepecek yavaşlayın, her şeyin günah keçisi olarak askeri gösterdiniz, ama keçiler değişti uyarısının yarattığı panikti bence.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin içinden ve Mustafa Kemal’in askerlerine inanan biri olarak, uzun süredir ordunun savaşacak morali kalmadığını ve şu sıralar Türkiye’nin bir savaşa girmesinin ne kadar tehlikeli olduğunu yazıp çizen bir kişiyim. Bir zamanlar zırhlı araçlar sınırda görünse veya üst rütbeli bir subay sınırı ziyaret etse, komşularda korku ve endişe yaratan Türkiye yok artık. Türkiye Batı’daki saygın yerini de tamamen kaybetmiş durumda.
Tabii sizler yabancı basını falan okumayıp yandaş basının hazırladığı Rockefeller haberleri izlediğinizden, dünyayı size anlatıldığı gibi biliyorsunuz. Fazlasını öğrenme konusunda da fazla bir zahmetiniz yok göründüğü kadarı ile. En azından Batı’da hani bizde şu çok yaygın olan kirli sakal diye tanımlanan moda yok. İnsanlar tertemiz, kravatlı bizdeki gibi yaka bağır açık dolaşmıyor. Konuları da bizimkiler gibi futbol hiç değil...
Dünya hızlı bir elektronik ve teknolojik gelişme dönemine girmişken biz eğitimden kültüre uygarlık tersine çelmelenen yeni bir Türkiye’de yaşıyoruz. Daha önce de yazdım, bindiğiniz araba, kullandığınız telefon son model diye kendinizi son model bir ülke de yaşıyor sanmayın. Kafa mağara. Ülkenin son on yılda kaybettiği mesafe artık kolay kolay arası kapatılabilir boyutları aştı. Bunu sizler değil belki ama zavallı çocuklarımız hissedecek ve bizleri de ne şekilde yâd edeceklerini şimdiden tahmin edebiliyorum.
Dün ABC televizyon şebekesinin saygın haber programı 20/20 de ilginç bir konu işlediler. Arizona eyaletinin Colorado City kentinde yaşayan bir tarikatın yaptıkları. Kısa adı FLDS olan İsa’nın Modern çağ azizlerinin Aşırı Tutucu kilisesi diye açabileceğimiz bir mezhebinde, kendisini peygamber ilan eden ve şu anda hapiste olan Warren Jeffs’in müritleri ve inançlarıydı konu. Erkekler birden fazla kadınla evlenebildikleri gibi karılarını da kendisini peygamber ilan eden Jeff seçiyor. Bazen kuzenler ve yakın akrabalarla evlendiriliyormuş. Bir adamın üç karısı ve 38 çocuğu falan olabiliyor.
Kadınlar öbür tarafta ihtiyaçları olacağı için saçlarını kestirmiyor hepsinin bele kadar uzanan saçları var. Ve kıyafetleri de uzun elbiseler, doktor yok, ebe yok okunan şeyler “peygamber” Jeff’in resminin bulunduğu dua kitapları. Çocuklar kentin dışındaki dünyadan haberleri yok. Kendi televizyonları ve gazeteleri var. “Peygamber” halkına pirinç ve yiyecek dağıtıyor parasız. Isınacak malzemeleri falan veriyor. Oturacak evler falan da hep ondan, beleş yani. Kendi polis güçleri var. Dışarıdan gelen kişilere ters davranıyorlar. Kilise ve “Peygamber” Jeff birisini veya bir aileyi aforoz etti mi, tamam o aile ayvayı yiyor.
Televizyon ekibine de kötü davrandılar. Altlarında son model arabaları ile ekipleri sıkıştırdılar. Bu arada kentten kaçan 6 aile ile konuştular. Kadınlar nasıl kocalarının ayaklarını yıkadıklarını anlattı. Dinlerken bana sanki çok tanıdığım bir yeri ve birilerini anlatıyormuş gibi geldi.
Bu durum ne dense din baskısı ile insanların nasıl kullanıldığını kanıtlıyordu. Gerçi Federal hükümet müdahale etmiş etmesine ama inancın önüne ne yazık ki yasalar geçemiyor. Alan memnun satan memnun, kime ne?
Sevgili okurlarım Birgül Ayman Güler’i son sözü ve hecesine kadar destekliyorum. Mehmet Ali Birand’a övgüler düzen bir basından da başkasını beklemek yanlış. Bu arada son söz ulusların içinden milletine hain olarak çıkanların sayısın da bir azalma görülüyor. Vatanını, ailesini, komşusunu seven hiç kimse ülkesine tarihine ve atasına düşmanlık edemez. Gördüğünüz gibi bizdeki hain taifesinin sayısında da oldukça büyük düşme görüldü son zamanlarda. O yüzden artık dönüp dolaşıp aynı adamları kullanıyorlar.