Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Kaç general var?

AKP’nin yandaş gazeteleri Erdoğan sıkıştıkça “paralel yapı”yı teşhir ettiğini ilan eden haber ve yorumları manşetlere taşıyarak algı operasyonuna devam ediyorlar. Geçtiğimiz gün Akşam gazetesinin manşetinde Türk Silahlı Kuvvetlerinde 40 generalin paralel yapının elemanı olduğu iddia edildi. Dahası bir Kuvvet Komutanının ilişkisinden dem vuruldu. Söz konusu iddiaların sahipleri elbette ispatlamak zorunda. Benim asıl garibime giden ise önce Cumhurbaşkanlığı Köşkünden daha sonra cumartesi tatiline rağmen Genelkurmay Karargahından böylesi haberlere inanılması ve TSK içinde gayrimeşru yapılara izin verilmeyeceği doğrultusunda açıklamanın yapılmasıdır. Devletin bir numarası ve yasaya göre “Baş komutan” sayılan Abdullah Gül, Türk ordusunun emekli ya da muvazzaf general ve subayları tutuklanıp içeri atılırken “neler oluyor” bile dememişken sıradan bir gazetenin haberine sert tepki gösteriyorsa bunda bir iş var demektir! Ya Genelkurmay karargahına ne demeli? Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Askeri Casusluk-Fuhuş gibi yüz kızartıcı suçlarla personeli yargısız itibar infazına uğratılırken “Siz ne diyorsunuz? Türk Ordusu milletin namusunun bekçisidir! Peygamberin ordusunda fuhuşçu olur mu? Binlerce yıllık tarihinde birkaç istisna dışında casusluk faaliyetine rastlanmadığı gibi maksatlı yayınlarla casus ilan edilmeye çalışılan personelimizin içinde bir tek casusa rastlanmamıştır. Bunu yazan ve yazdıranların maksadı belli olup yasal zeminlerde gereken girişimler yapılacak ve suçlular adalet önüne çıkarılana kadar takipçisi olacağız” mealinde bir açıklama yapılmamıştır. Zaman zaman “hukuki süreç devam ediyor.. Tutuklu personel ve ailelerle görüşülüyor” tarzındaki gaz alma amaçlı rutin açıklamalar zaten kabak tadı vermişti.
İktidar yanlısı gazetelerin “Paralel yapı” yı teşhir amaçlı yayınlarından bugüne kadar somut bir sonuç çıkmadığı gibi gerçekte ciddi bir soruşturmanın yapılmadığı duyumlarını da alıyoruz. Evet, Başbakan Erdoğan’ın TSK içinde paralel yapıdan şüphelenerek, kendisine ulaşan ihbarları komutanlarla paylaştığı ve adı geçen personelin uzaklaştırılmasını istediği gerçek. Dahası kendi kurumları içinde iç istihbaratı olmadığı için bugünlere gelen TSK içindeki cemaat yapılanması konusunda MİT’ten bilgi istendiği ancak gelen bilgilerin ihbar ve kanaat notlarından oluştuğu dolayısı ile hukuki geçerliliği olmadığı için işlem yapılamadığı bana kadar uzanan bilgiler arasında. Şimdi birileri hemen çıkıp “İyi de Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Casusluk gibi davalarda somut belge mi vardı? Sahte dijital verilerle insanların ocağına incir ağacı dikildi. Türk Ordusunun 20-30 yıllık komuta kademesi tasfiye edildi. Hangisinde belge ve kanıt vardı” gibi haklı binlerce soru yönelebilir. Bunu söyleyenler de baştan sona haklıdır. Lakin iki yanlış bir doğru etmez. Bir Amerikan tezgahı olduğu ve yerli işbirlikçilerle kotarılan davalar çökmüştür. Onlar hukuksuzca seçkin personeli tasfiyeye uğrattı diye aynı yöntemle karşılık verilemez. 12 Eylül ve 28 Şubat dönemlerinde kurunun yanında yaş da yanmış ve idealist genç subay ve askeri öğrenciler ordudan atılmıştır. Bugün yapılması gereken derin ve titiz araştırmalar sonucunda ilişkileri olanların tespit edilmesidir. Bunun için sabır ve zaman gereklidir. Ama en önemlisi komuta kademesinin iradesidir. Komutanlar bu konuda asla taviz verilmeyeceğini ilan edip personel hakkında sadece istihbarat çalışması değil, psikolojik destek ve rehberlik hizmetlerini de gündeme getirmelidirler. En önemlisi son 7-8 yılda personelin karargaha olan güvenini yitirmesini telafi etmeliler. Hainler zaten korkak olur. Kokuyu alan bir bahane ile emeklilik ve istifa dilekçeleriyle ayrılır gider. Öncelikle şu askeri okullara giriş sınavlarını 1986’dan bu yana mercek altına alsınlar. Kurmay Akademisi sınavlarını, Askeri liselerden mezun olup Harp okullarından atılan gençlerin durumunu incelesinler. Mobbing ve çürük raporlarına baksınlar. Personel şubelerde çöreklenenlere dikkat etsinler. Bu konudaki geniş araştırmalarımı yazdığım kitap yakında çıkıyor. Son olarak, TSK içine sızmış unsurların bulunduğunu, ancak tespiti ve temizliği için ciddi soruşturma yapılması gerektiğini belirtiyorum.

Yazarın Diğer Yazıları