İzmir’de örülmek istenen çorap
Yerin terinden oynadığını duyurabilmek için haykırışlarımız, yırtınmalarımızdan ne kadar ses seda
geldi bilmiyorum. Zayıf ve yetersiz olsa da uyanışın, dirilişe ve direnişin de devrim yolunu açacağına olan inancımı hiç bir zaman yitirmedim. Bir taraftan Ankara’da sözde balyozun yargıtay duruşmaları devam ederken İzmir’de beş bin kişinin aynı çuvala atılarak tasfiye edilişinin mahkeme safhası devam ediyor. Toplumun çoğunluğu bu beş bin kişilik çuvalın içindeki üniformalıları hatırlıyor. Bir de eskort kızları... 23 yaşındaki eskort kızın yıllardır askeri personelden bilgi sızdırmak için neler neler yaptığını yazan iddianamenin sahipleri işi öylesine abartmışlar ki “örgütün emrinde görev yapan zanlı” için zeka seviyesi çok ileri belirlendiğinden henüz 8 yaşında örgüte alınarak eğitilip fuhuş ve casusluk olaylarını çözdü demeyi ihmal etmişler.
Dünyadaki gelişmelerin Türkiye’ye izdüşümünü takip ederek en sağlıklı yorumları yapan Prof. Dr. Ümit Özdağ ile beraber İzmir’deki duruşmaları takip ettik. Özdağ, oğlu Alp’i hasta yatağında bırakıp geldi.
Örülmekte olan çorabın ilmiklerinin dahi farkında olduğu halde duruşmaya verilen aralarda tutuklu sanıklar, avukatları ve aileleri ile sohbet ederek asıl büyük fotoğrafın izlerini yerine oturttu. Dönüş yolunda tarih bu defa uzun beklemeden olayları tüm çıplaklığı ile sergileyecek. Orada gelişmelere
kılavuzluk eden yakın bir dostumun bulunuşundan onur duyacağım... Çok yoruluyorsun biliyorum, titizliği bir kenara bırak ve birikimlerini kitap haline getir diyerek sorumluluğumu hatırlattı.
Sevgili dostlarım Haspolat ve Gülden çiftinin dünya yakışıklısı oğlu Üsteğmen Onur Süer ısrarla Nihat Genç’i soruyor. Benim yazılarımı okumakla beraber Nihat Abi’nin televizyonda söylediklerini önemsiyor. “Bu tezgahın senaryosunu ancak Nihat Genç yazabilir”cümleleri ile beraber selamlarını iletiyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ile beraber beş kişilik hukukçu milletvekilleri heyeti adliyede basın toplantısı yaparak Türk Ordusuna kurulan tuzağı ifade ettiler. Tutuklu sanıkların çapraz sorgarı çoktan bitmişti.Tutuksuzların devam ediyor. Savcının iddialarını birer birer çürü-
tüyor sanık ve avukatları... Bu hafta Cuma günü karar açıklanacak. Yeni taleplerle beraber tahliyeleri için heyet görüşünü belirleyecek. Geçtiğimiz hafta İzmir-İstanbul senaryolarının benzerliğinden bahsederken tıpkı Ergenekon’da olduğu gibi ’2’ye biri ihmal etmişim, görevden alınıp kızağa
çekilen sonra Düzce’ye atanan Köksal Şengül gibi İzmir’de de heyet başkanı tahliye konusunda oy kullanırken iki yardımcı “olmaz” diyor. Hafta boyu ifadelerini verebilmek için gelen tutuksuz sanıklar
arasında yıllardır karşılaşmadığım çoçukluk arkadaşım, Kuleli ve Harbiye’den dostlarım var. Mustafa Önsel’in devre arkadaşları karşılıyor girişte. Ankara Demetevler’de ki aynı binada oturduğumuz anne-baba komşusu, benden iki yıl sonra belki de beni örnek aldığı için Kuleli’ye giren Osman Erdeniz Özkan ile karşılaştım. Zanlılar arasında isminin geçtiğini yeni öğrendim. Sonra İrfan ile karşılaştık. Anne babası halen yurt dışında sandığı için soyadını bilerek vermiyorum. 2004’de Atina’da ataşeydi. Kur.Alb. İdris Acartürk.. İstanbul Boğaz Komutanı Mutar Albay... Tutuklusu, tutuksuzu, adı geçeni ve aileler bir an önce tahliye aynı gün emekli olup huzura ermeyi planladıklarını söylüyor. Kimisi de yurt dışına çıkmadan bize rahat yolu yok diye hayışanıyor.
İzmir notlarına devam edeceğim...