İşte Rum'un çirkin yüzü...
20 yıla yakındır Rum basınını sürekli izlemekteyim. Kıbrıs sorununda yaşanmakta olan tüm süreçleri de yakinen takip etmekteyim. Bütün bunlar benim Rum tarafının Kıbrıs sorununa bakışı konusunda hatırı sayılır bir bilgi birikimine sahip olmama neden olmuştur. Rumların Kıbrıs sorununu çözmek istemediklerini, masa başında adayı Yunan yapacak çözüm yolları peşinde olduklarını, emperyalizmle kol kola Türk düşmanlığı yaparak Enosis ve Megali İdea ülkülerini gerçekleştirme çabalarını yıllardır ibretle takip etmekteyim. Bu nedenle Rum ile birleşelim, barış içerisinde kardeş kardeş yaşayalım tezlerini ortaya koyanların, Rum’u iyice tanımadan, gerçekçi olmayan ve Kıbrıs Türk’ünün sonu olabilecek bir doğrultuda siyaset yapmalarını kınıyorum.
1963, 1964, 1967 ve 1974’te Rum’un saldırılarına maruz kalmış Kıbrıs Türk halkının bir bireyi olarak yaşadığımız olumsuzluklardan artık ders alınmasının gerekliliğine inanmaktayım. Adada yaşadıklarımız, Rum’un bizi soykırım yaparak yok etme idealleri bugün için de maalesef geçerlidir. Adada kahpece katledilen, göçe zorlanan, insanlık dışı şartlarda yaşamaya zorlanan, horlanan, aşağılanmaya çalışılan, hakları gaspedilerek ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören hep Kıbrıs Türk’ü olmuştur.
KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş ömrünün elli senesini uzlaşma niyeti olmayan Rumlarla anlaşmaya, barış yapmaya harcamıştır. Şimdiki Cumhurbaşkanımız Mehmet Ali Talat da Türkiye’nin AB macerasına zarar gelmemesi adına masa başında tutulmaktadır. Müzakerelerden hiçbir sonuç çıkmayacağını bile bile havanda su dövülmekte, halklara boşuna ümit pompalanmaktadır.
Bizi Ankara’dan ve Lefkoşa’dan yönetenler Rum’un gerçek yüzünü artık görmeli ve buna göre siyasetlerini düzeltmelidirler.
Siz değerli okurlarımın Rum’un gerçek amacını daha iyi anlayabilmeniz için uzun uzadıya Rum basınını izlemeye aslında gereksinim yoktur. Sadece bir günlüğüne Rum basınını izleyerek, Rum’un gerçek yüzünü anlamanız mümkündür. Bir örnekle ne demek istediğimi anlatmak istiyorum. 18 Haziran günü Rum basınında yer alan habere göre Rum Yönetimi Başkanı Hristo-fiyasko, “temiz çözüm isteyenlere” hitaben; “Kıbrıs’ın yeniden birleşmesinin tek yolu iki bölgeli iki toplumlu federasyondur” dedi ve şunları ekledi:
“Temiz çözüm isteyenler; Kıbrıs Rum tarafı açısından, fiili bölünmüşlüğün aşılması için maalesef büyük bir uzlaşı olan iki bölgeli iki toplumlu federasyonu kabul etmiyor ve bununla savaşıyor. Bu çözümün içeriğinin anlaşılması gerekir. Kıbrıs’ın yeniden birleşmesinin tek yolu budur; çünkü bazı büyük vatanseverler Cumhurbaşkanlığı’na saldırıp Makarios’u devirerek Türkiye’yi buraya taşıdılar. Beşparmak Dağları’ndaki işgal bayrağını gece-gündüz görmemizin nedeni de budur.” (Haravgi)
Aynı haberi veren Filelefteros, “ Temiz Çözümler’İki Bölgeli Çözüme Karşı” başlıklı haberinde, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın kısa süre önce yaptığı; Kıbrıs sorununda temiz çözümler olmadığı açıklamasına izahat getirdiğini bildirdi.
Gazeteye göre, Hristofyas, “İki bölgeli iki toplumlu federasyonun içeriği iyi anlaşılmalıdır. Bu, fiili bölünmüşlüğün aşılması, toprağın, halkın, ekonominin ve kurumların yeniden birleşmesi için Kıbrıs Rum toplumu açısından büyük bir uzlaşıdır. Federasyon kaçınılmaz olarak Kıbrıs sorununun yegâne çözüm şeklidir” dedi.
Bu köşede aylar önce Hristo-fiyasko’nun “Federasyon ana hedef değildir; ara hedeftir. Federasyon ile işgal sona erecek, Türk askeri geri gidecek, yerleşikler adadan ayrılacaklardır. Kıbrıslıca çözüm budur. Bu ara hedef gerçekleştikten sonra esas hedefimize ulaşmak çok daha kolay olacaktır” beyanatını sizlerle paylaşmıştım.
Rum’un ’temiz çözümü’ ve hedefi anlayacağınız gibi Anavatan Türkiye’yi devre dışı bırakarak adayı Yunan yapmaktır; Elenleştirmektir. Enosis’i gerçekleştirmektir. Ana hedefe ulaşmak, Megali İdea hedefi de zaten budur. Fazla lafa gerek yoktur. Tek bir beyanat, tek bir haber Rum’un gerçek yüzünü göstermeye yeter de artar bile.
Artık uyanalım ve bizi yok etmeye çalışanlarla sonuç alınması mümkün olmayan müzakereleri keselim. Müzakerelere ancak devletimiz KKTC tanındıktan sonra devam edilmelidir.