İsrail senaryosu ve biz sazanlar
Aslında hayranım bu AKP’lilere. O kadar güzel gündem yaratıyor ve değiştiriyorlar ki. Halkı gene sazan yerine koydular. Öylesine tehlikeli oyunlar oynuyorlar ki devletin güvenliği, geleceği, milletin refahı umurlarında bile değil. Şu son İsrail ile yaşanan krizden söz ediyorum. Sakın yanlış anlamayın, Tayyip Erdoğan’ın İsrail hükümetini politikaları nedeniyle eleştirmesine ben de katılıyorum. Ama bunu ben sade bir Türk vatandaşı olarak düşünüp söyleyebilirim. Hatta meydanlara çıkıp bu durumu protesto edebilirim. Ama bir ülkenin başbakanı bu kadar alenen hiçbir ülkeye saldıramaz, hakaret de edemez. ne kadar haklı olursa olsun
Evet, İsrail, yaklaşık bir asır kadar önce Almanların kendi halkına yaptığı mezalimi, zavallı Filistin halkına yapmaktadır. Evet, bu insanlık dışıdır. Evet, o bölgede yaşanan hiçbir şeyde adalet ve insanlık aranmaz, aranamaz. Ama siz bir devlet adamıysanız, bunu karşı tarafa devlet adamı olarak mesaj olarak vermek zorundasınız. Sözlerinizle icraatlarınız birbirine uymalı. Devletlerin başında olanlar fevri olamaz. Devletlerin başında olanlar başka devlet adamlarına hakaret edemez. Filistinlilere sıkılan kurşunları, atılan bombaları imal eden İsrail savunma sanayiinden mal almazsınız. Onlarla ekonomik ilişkilerinizi kısarsınız. Diplomatik ilişkilerinizde başka yollara saparsınız.
Tayyip Bey İsraillilere bağırıp çağırıyor ama her türlü ilişki pür kuvvet devam ediyor. Ne zaman Washington’a gelse koştura koştura Musevi lobisi ile görüşmeler ayarlanıyor. Hatta son ziyaretinde Washington’da Musevi lobisi Erdoğan ile konuşmak istemeyince İsrail’de büyükelçilik yapmış olan deneyimli diplomat Namık Tan’ı onlara yollayabildi. Aklıma Namık Tan’ın Washington’a atanmasındaki etkenlerden birinin Musevi lobisi ile arayı düzeltmek olabileceği de gelmiyor değil hani. Demek ki bu gerginlik Tayyip Erdoğan ve AKP’nin Davos’da denediği ve tabana selam göreve devam senaryosunun bir başka sahnesi. Sanki İsrailliler de bu senaryodaki rollerini iyi ezberlemiş ve iyi oynuyor gibi son dakikada özür mektubu falan geliyor.
İşte bu noktada biz Türk halkı, acemi sazan gibi AKP’nin hazırladığı oltaya atladık. Başbakan da bu olayla oyalanan bizim boyalı basını görevini yaptığı için kutladı. Arkadaşlar, bunun bir senaryo olabileceği hiç mi aklınıza gelmiyor. Belki bu kadar tehlikeli gündem yaratmak olmaz diye geliyor aklınıza ama unutmayın, bunlar ampulcüler.
Olay, AKP’nin yaptırdığı kamuoyu yoklamalarında oylarının yüzde 28’e indiğinin öğrenilmesi ardından sahneye konuyor. Bu senaryo tam da hükümetin çalışanlara ve emeklilere damlalıkla ücret artırıp, itfaiyeci hortumuyla akıttığı zamlar gündemdeyken ve IMF’den para istendiği bir devrede perdelerini açıyor. Kusura bakmayın ama sevgili okurlarım ben bu oyunun tribünlere, AKP’li seçmene oynandığına inanıyorum. Ve zerre kadar bir ciddiyeti olduğunu sanmıyorum
Gelelim dış politikada önemli son gelişmelere. Düşünün, ABD’nin Rusya ile arasında gizli ve açık gerginlikler yaşanırken aniden Tayyip Bey, Putin ile ekonomi ağırlıklı görüşme yapıyor. Bu görüşmenin zamanlaması dikkatinizi çekmedi mi? Erdoğan, Washington ziyaretinde Obama yönetiminden istediklerini alamayınca, bu kez yüzünü Moskova’ya döndü.
Ben Moskova’nın bu dönemi iyi değerlendireceğinden eminim.
Evet, sevgili okurlarım. Bence AKP bir kez daha Türk halkını sazan gibi İsrail olayına doladı. O arada bir dizi kazık yedik fark etmeden. Isınıyor musunuz? Pazarda fileniz doluyor mu? Çocuklarınız iş bulabiliyor mu? Yaşlılar, emekliler ilaçlarını alıp tedavilerini yaptırabiliyor mu? Siz ona bakın. Gerisi ampul salatası. Ampul yemezler.