İsrail savaş uçakları Türk havasından mı İran’a geçecek?
Farkında mısınız, dünya nerede biz neredeyiz. Bizde öylesine bir basın var ki, aradan üç ay geçmesine rağmen ülkeyi yöneten başbakanın sağlık durumu konusunda ne yayın yapabiliyor veya daha da kötüsü ne olduğunu öğrenebiliyor. Başbakan hastaneye yatıyor, yeniden bir rahatsızlık geçiriyor veya geri kalan tedavisini yaptırıyor, açıklama sindirim sistemi.
A be benim sevgili yalaka kardeşlerim. Sindirim sistemi ağızdan başlayıp anüste biten ve üzerinde en az 10 değişik organın yer aldığı uzun bir yolculuk. Hele hele bağırsak işine girersek birkaç kilometreyi bulabilir. Ama sizler birbirinize ödüller verip, birbirinizden ne kadar iyi olduğunuzu haber yayınlarında kullanıp daha Türkçeyi konuşamayan, ahlaki değerleri tartılır ağzı burnuna dolaşan yalaka sunucularınızla laflayın bakalım.
Bugün sizler gibi sazanlık yapmayacağım, ne MİT ne de öteki yemlik konulara dalacağım. Türkiye için gerçek gündemde sıra.
Arkadaşlar, daha önce de altını çizdiğim için Suriye’ye askeri müdahale veya içerde karışıklık çıkarma görevi Ankara’ya verildi. Şimdi bizimkiler, sınırda direnişçi adı verilen içerde karışıklık çıkaranları eğitmekten tutun da bomba yerleştirme falan filan gibi bir dizi işle görevlendirildi. Dikkat edin batı Suriye konusunda habire bizi arkadan itip duruyor.
Esas tehlike daha önce de vurguladığım gibi İran olayı. İran nükleer tesislerinin ABD veya başka bir batılı ülke tarafından değil, tersine İsrail savaş uçaklarının vurmasını planlıyor. Burada tek sorun menzil mesafesi. İsrail uçaklarının havada ikmali gerekiyor. Duyduğumuz kadarı ile Iraklı Şii liderler bu uçaklara Irak hava sahası üzerinde yakıt ikmali yapılmasına karşı.
Uzmanlar, İsrail savaş uçaklarının yakıtlarının gidiş gelişe yetmeyeceği ve yol uzun olunca da yarı yolda yeniden yakıt ikmali yapılması gerektiğini belirtiyor. Bunun için de çözüm yakıt ikmalinin Basra Körfezi üzerinde yapılmasında yatıyor. İşte bu noktada bazı tehlikeler var. Zira dönüş yolundaki İsrail uçaklarının yakıt ikmali yaparken İran uçaklarına veya hava savunma sistemlerine hedef olabileceği belirtiliyor. Bu nedenle uçakların gelirken kullandıkları Türkiye hava sahasında yakıt ikmali alabileceği kaydediliyor.
Aklınıza İsrail savaş uçaklarının Ürdün üzerinden mi, Suudi Arabistan üzerinden mi yoksa Türk hava sahası üzerinden mi İran’a girecekleri sorusu gelebilir. Washington’daki birçok askeri uzman bu uçuşta Türk hava sahasını İsrail uçaklarının kullanacağından emin. Ve hatta Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Kamu Güvenlik Müsteşarının ve bazı askeri yetkililerin Washington’a yaptıkları kısa ve gizli ziyaretlerde de bu işin nasıl formüle edileceğinin yattığını ileri sürüyorlar.
Şimdi biliyorum, hemen aklınıza bizimkilerin Ankara’dan İran’a yapılacak her türlü askeri müdahaleye karşı oldukları yolundaki açıklamalar gelecek. Aynı soruyu sorduğumuz Amerikalı yetkililer, Erdoğan hükümetinin ve bizzat Tayyip Erdoğan’ın hem Libya’ya hem de öteki ülkelere yapılan askeri müdahalelere önce karşı çıkıp daha sonra destek verdiklerini hatırlatıyor. Yani onlara göre Ankara’dan yapılan açıklamalar bizzat bu saldırının Türkiye üzerinden olacağını gösteriyor.
Doğru mu eğri mi bilemem, ama buralarda konuşulan bunlar. Bir kere siz başkalarına iradenizi verirseniz sizi nereye götüreceklerini bilemez ve hatta ayak direyemezsiniz. Tabii bu bahsettiğimiz konuları hâlâ Başbakanın hastalığının ne olduğunu belirleyememiş veya yazmaya korkan yemyeşil yosunlaşmış Türk basınının irdelemesini beklemek de boşuna. Baksanıza Mehmet Ali amcanız yaptığı röportajda başbakanı çakı gibi bulmuştu. İlahi Tayyip Bey sen de kalktın adamın bir dakikada cılkını çıkardın.
Bu yazı yayınlandıktan sonra Davutoğlu da Washington’dan aldığı talimatlarla Ankara’ya dönüyor olacak. Baksanıza adam Dışişleri Bakanı değil, sanki Savunma Bakanı. Ne işi olur Dışişleri Bakanının ABD Savunma Bakanı ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı ile. Buyurun siz karar verin.