İsrail kan, Obama ter döküyor!
Obama’nın seçilmesi ezilmişlerin, itilmişlerin ve ötelenmişlerin yüzü olarak görüldüğünden büyük ümit yaratmıştı. Afrika kökenli ve siyah derili bir başkan bütün dünyada büyük bir sempatiye neden olmuştu. Bush’un yıktığı Amerika imajını düzeltecek Obama’dan daha iyi bir figür bulunamayacağı konusunda bütün otoriteler hâlâ hemfikir durumdalar. Başkan bir göreve başlasın dünyada hiçbir şey eskisi gibi olmayacak türünden bir düşünce egemen.
Bush’un tutumu bilinmektedir. Ona göre, bırakın İsrail’in çoluk çocuk demeden öldürdüğü siviller için kınamasını, katliama devam etmesi gerektiği anlamına gelen şu sözleri bile etmektedir: “İsrail’e yönelik roket saldırılarının devam ettiği bir ateşkes kabul edilemez” . Bu sözler İsrail’e “öldürmeye devam et! Arkandayım” anlamına gelmektedir. Bush, nasıl ki Irak’a “kitle imha silahları” için girmişse İsrail de Gazze’ye Yahudileri füzelerden (!) korumak için girmiş olmaktadır!
Irak’ta milyonu aşkın insanın ölümünün bedeli, isabet etmeyen bir çift ayakkabı olunca Bush, izlediği siyasetin doğru olduğuna inanmıştır. Ancak barışçıl ve insancıl olduğu söylenen bu nedenle de yoksul ve ezilenin temsilcisi olarak seçilen Obama’nın Gazze’de kan gövdeyi götürürken hiç sesinin çıkmaması ilginçtir. Diyelim ki İsrail, Bush dönemi kapanmadan Gazze’de ertelediği hesaplarını kapatmak amacıyla elini hızlı tutmuş olsun. Ancak Gazze’de katliam yapılırken, çocukların ve sivillerin cenazeleri yan yana dizilirken Obama’nın Hawai’de form tutmakla meşgul olması akla ziyan bir durum değil midir? Henüz göreve başlamayan bir başkanın bu konuda inisiyatif almamasını normal karşılanabilir mi? Ekonomik kriz için Beyaz Saray’da Bush’la görüşen Obama’nın, Gazze’de insanlık krizi yaşanırken sesini yükseltmesi bir yana kılını dahi kıpırdatmaması düşündürücü değil midir? Sonuçta İsrail Filistin’de kan, Obama ise Hawai’de ter dökmektedir! Obama’nın ilk isminin Hussein olmasına olmadık anlamlar yüklenmesinin ne kadar saçma olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.
Obama “Yahudi Devlet Başkanı!”
İşin sırrı, Amerika’da yayınlanan bir makalenin şu satırları arasında gizlidir: Başkan Bill Clinton’ın Beyaz Saray Danışmanı ve Obama’nın ilk destekleyenlerinden olan Abner Mikvner’e göre, ’Barak Obama ilk Yahudi Devlet Başkanı’dır’. Mikvner’in doğrulaması, Obama’nın hem İsrail Devletine hem de Birleşik Devletler’deki Siyonist İktidar Düzeni’ne tek yönlü ve uzun süreli taahhüdünü yansıtıyor.
Ulusal olarak önde gelen Birinci İsrail propaganda organı Chicago Jews News gazetesi, Pauline Dubkin’in yazdığı ’Obama ve Yahudiler’ üzerine uzun bir makaleyi yayınladı. (24 Ekim 2008). Makalede ’siyasi sahnenin uzun süreli Yahudi gözlemcisi’ olduğunu onaylayarak ’Obama’yı Yahudilerin başkan yaptığını, nereye bakarsanız bakın bir Yahudi varlığı göreceğinizi’belirtiyor “.
Yalnız Ortadoğu’ya değil bütün dünyaya Bush sonrası barış getireceği umut edilen Obama’nın nasıl bir siyaset takip edeceği ortaya çıkmış durumdadır. Başkanlık koltuğuna oturmamış olan Obama’ya bağlanan umutların ne denli sanal olduğunu Gazze olayları kanıtlamıştır. Aslında Obama’nın ” İran’la görüşeceğim” demesi, birilerinin sandığı gibi barış arayacağı anlamına da gelmemektedir. Obama gerçekte İran’a dolaylı, ambargolarla kabul ettiremediğini görüşmeler yoluyla kabul ettirmeye çalışacağını söylüyor. Bu durumda Obama’ya birilerinin boşuna umut bağladığı ortaya çıkmış olmaktadır.