İşimiz çok çok zor!

Siyasi iktidar, ekonomik istikrar sorunu yok demiyor… Ancak yanlış teşhis koyuyor. Kurdaki köpüğü aldık, enflasyondaki köpüğü de alacağız diyor.

Mart ayında, ortalama dolar kuru 14,7166 oldu. Bu kur seviyesi Merkez Bankası TÜFE bazlı reel kur endeksine göre; 54,01''dir. Yani TL yüzde 46 oranında daha düşük değerdedir. Hükümetin kur köpüğünü aldım diyebilmesi için, MB reel kur endeksinin 100 olması gerekir. Yani bu gün için bir doların 7,9484 olması gerekiyor. Merkez Bankası reel kur endeksini, Türkiye''nin dış ticaret yaptığı 19 ülke parası kur ortalamasına göre çok isabetli hesaplıyor. Anlaşılan Hükümet Merkez Bankası verilerini de görmüyor veya görmezlikten geliyor. Ama yerli ve yabancı sermayenin, tüketim ve tasarruf yapanlar bu hesapların içinde yaşıyor.

Rahmetli Prof. Dr. Tarık Minkarı böyle yanlışlar karşısında;

''''Şaştım Kaldım'''' derdi. Kitabının adını da Şaştım Kaldım koydu.

Türkiye''de keşke yalnızca bir ekonomik istikrar sorunu olsaydı. Geçmiş krizlerde olduğu gibi niyet edildiğinde, kısa sürede çözülürdü. Ama maalesef bu gün ekonomik kriz dışındaki sorunlar hem çözüme engel, hem de Türkiye''nin geleceğini ipotek altına almış durumdadır. Bu sorunları çözmeden ekonomi dikiş tutmaz.

1. Devlet parti devleti oldu. Parti de tek kişinin partisi oldu. İstikrar programını hükümetler yapar ve fakat gerçekleştirmede kamu kaynakları, kamu politikaları kullanılır. Ortada liyakata dayalı kurumsal bir devlet kalmadı. Ekonomik istikrar programı yapabilmek için önce devleti yeniden kurumsal devlet haline getirmek gerekir.

2. Yine bir ekonomik istikrar programı için, demokratik ve hukuki altyapı gerekir. Otokrasi, taraflı yargı ve mülkiyette güvence sorunu, tasarruf - tüketim ve yatırım kararlarını etkiler. Güven sorunu varsa, fiziki ve beşeri sermayeyi Türkiye''de tutamazsınız.

3. AKP ve tarikat vakıfları, haksız iktisaplara ve kamu kayırmalarının paylaşımına dayanan üçüncü bir sektör oluşturdu. Bu sektör piyasa ve rekabet kuralları dışında, çıkar amaçlı çalışıyor. Haksız rekabete neden oluyor. Ekonomik İstikrarı bozuyor.

Düzeltmek için Vakıflar genel Müdürlüğü''nü kaldırıp, kamudan nemalanan tüm vakıflar ile eski vakıfların mal varlıklarını hazineye devretmek ve bunları devlet malı yapmak gerekir. Bir kişi veya gurup tarafından kurulmuş ve kamudan nemalanmayan yeni vakıfların denetimi de, Maliye Bakanlığı tarafından organize edilebilir.

4. Kamu- özel İşbirliği anlaşmalarını tamamıyla kaldırmak gerekir. Kamu ihaleleri ve yap-işlet devret modeli ile yapılacak yatırımlarda, Avrupa Birliği mevzuatı ve standartlarını aynen alıp uygulamak gerekir.

5. Türkiye''de en büyük sosyal sorun, Suriyeli ve Afganlı göçmen sorunudur. Suriyeli ve Afganlı savaştan kaçan kadın ve çocukların Türkiye''de geçici barınmasına kimse itiraz etmiyor. Ama, Suriyeli ve Afganlıların çoğu 20-30 yaş arasında, askerlik çağındaki nüfustur. Ukrayna''da bu nüfus kaldı ve vatanını savundu. Suriyeli ve Afganlı aynı grup için siyasi iktidar kapıları açtı. Medyadan gördüğümüz kadarı ile, bunların çoğu silahlı çeteler halindedir. Suriyeli kuyumcu silah ruhsatını gösteriyor. Dubai''deki Suriyeli Türkiye''ye gelmeden vatandaş olduğunu söylüyor. Suriyeli ve Afganlılarla iktidar ne yapmak istiyor? Nerede kullanmak istiyor?

6. İdeolojik eğitim kalkınmanın önünde engeldir.

Osmanlı medreselerinde okutulan derslerin tamamına yakını fıkıh, hadis, kelam, tefsir dersleriydi. Kemal Gürüz, ''''Medrese ve Üniversite ''''isimli kitabında; "Felsefe, matematik ve fen bilimleri geleneksel medrese müfredatında yer almamıştır. Beytül Hikme ve bazı rasathaneler dışında, İslam âleminde ve Osmanlılarda bilim ve gözleme dayalı olarak araştırma yapan müstakil kurumlar yoktur." diyor.

Osmanlının geri kalmasının, idari ve jeopolitik nedenleri olmakla birlikte, temel neden eğitimde ve bilimde geri kalmasıdır.

Bu günde gençler zorla İmam Hatip eğitimine zorlanıyor. Üniversitelere ideolojik kadrolar hakimdir. Diyanet personel sayısı 138 bin 500''dür. Sağlık Bakanlığı hekim sayısı 107 bin 300''dür.

Türkiye yurt dışına beyin göçü veriyor. Türkiye teknoloji yaratması için, eğitimi ideolojik tuzaktan kurtarmak gerekir.

Bu dediklerim çözümsüz değil. Yeni iktidarın yasal altyapıyı düzletmesi zaman alır. Toplumda maliyet tortusu kalır. Önemli olan toplumun geleceğine sahip çıkmasıdır.

Yazarın Diğer Yazıları