Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

İran'a yönelik ABD planı ve "Ergenekon Operasyonu!"

Bush dönemi, ABD’nin “teröre destek veren ya da şer ekseni” olarak adlandırdığı ülkelerle mücadele adı altında kendisine kafa tutacak bütün ülkeleri sindirdiği bir dönem olmuştur. Libya, tam anlamıyla pes etmiş, Kuzey Kore ise nükleer güç olmaktan vazgeçmiştir. Afganistan ise ABD tarafından işgal edilmiştir. Gürcistan ve Ukrayna’da Soros devrimleri vasıtasıyla ABD yanlısı yönetimler iş başına getirilmiştir. Irak baştanbaşa önce yıkılmış, sonra da ABD’nin ihtiyaçlarına uygun bir biçimde yeniden biçimlendirilmiştir. Bölgenin ABD için dikensiz gül bahçesi haline gelmesine tek engel olarak İran kalmıştır.
Şu sıralarda da ABD’nin neocon şahinleri, Bush dönemi kapanmadan İran’a etkili bir darbe vurmanın hesabını yapmaktadır. İsrail bu konuda prova üstüne prova yapmaktadır.
Hatırlanacağı gibi Irak’a yönelik olarak ABD operasyona hazırlanırken Türkiye’de sanal bir kriz çıkarılmış, ardından da Türkiye’ye ABD’den Kemal Derviş gönderilmişti. Başbakan Ecevit hastane hastane tedaviyle meşgulken ABD’den gelen Kemal Derviş, İsmail Cem ve Hüsamettin Özkan ile ayrı bir parti olarak örgütlenme faaliyetlerine hız vermiştir. Türkiye’de zamanın koalisyon hükümetini yıkmak için Almanya’da toplantı üstüne toplantılar yapılmıştı. Bunun sonucu olarak iktidar partisi DSP ortadan ikiye ayrılmıştı. Daha sonra koalisyon hükümeti seçim kararı almak zorunda kalmış ve ardından yapılan seçimlerle de AKP büyük bir çoğunlukla hükümet olmuştu. AKP’nin ilk hükümetini Abdullah Gül kurmuştu. Bugünkü Başbakan Erdoğan da henüz milletvekili bile değilken ABD’ye davet edilmiş ve Beyaz Saray’da Başkan Bush ile görüştürülmüştü. Böyle bir ortamda da ABD Irak’a müdahale şartlarının olgunlaştığını düşünerek Irak’a harekât başlatmıştı.

Kapatma davası ve “Ergenekon Operasyonu”!
Şu sıralarda ABD, bu kez de İran’a operasyon üstüne operasyon planları yapmaktadır. Geniş kapsamlı olmasa da ABD, Bush dönemini kapatmadan İran’ın gardını düşürecek ve mümkün olduğu kadar zayıflatacak bir hava operasyonu düşünmektedir. ABD’nin bu konuda çok acelesi vardır. Bunun için de Türkiye’nin bir an önce ABD’nin İran operasyonunu zorlaştıracak unsurlardan temizlenmesi gerekmektedir. ABD aleyhtarlığının Türkiye’de yüksek olması konuya verilen önemi daha da artırmaktadır. ABD’nin İran’a yapmayı düşündüğü operasyona karşı Türkiye’de var olan iç direncin kırılması son derece önemlidir. Bölgenin en istikrarlı ve güçlü ordusu Türkiye’dedir. Türkiye’de orduya karşı güvensizlik duygusu yaratılmadan bunun başarılması çok zordur.
Türkiye’deki siyasi ve ekonomik istikrarın bozulması ve TSK’ya duyulan güven duygusunun sarsılması Türkiye’yi dış yönlendirmelere daha açık hale getirecektir. Türkiye’de son zamanda yaşananlar hedeflerin büyük ölçüde gerçekleştirildiğini gösterir niteliktedir. Zira iktidar partisine açılan kapatma davasıyla siyasi istikrarın yerini siyasi belirsizlik almıştır. Ekonomik durum içler acısıdır. “Ergenekon” operasyonuyla da TSK’ya karşı olan güven duygusu sarsılmıştır. İşte tam bu sıralarda da ABD Genelkurmay İkinci Başkanı James Cartwright sessizce Ankara “ya geliyor ve muhataplarıyla gizli görüşmeler yapıyor. Türkiye’de küresel gücün yeni operasyonuna uygun bir zemin oluşmasına çalışıyor.

Uyduruk operasyon
Çeşitli çevrelerde dile getirilen “Ergenekon tamamen ABD merkezli bir operasyondur. Amaç derin devleti çözmek değildir. AKP’nin muhalefeti tasfiye hareketidir” şeklindeki görüşlerde de büyük ölçüde gerçeklik payı vardır. Bu operasyona inanılmaz anlamlar yüklenmesi ve bunun ABD’nin medyada beslediği ve kontrol ettiği Gladio tarafından yapılması da bu yargıyı doğrular niteliktedir.
Reuters ajansının bu kerameti kendinden menkul operasyona yüklediği anlam ise daha gerçekçidir: “Ergenekon bir suç örgütü olabilir ve soruşturulmalıdır da. Ancak böylesine uyduruk bir örgütlenme ve başında da yaşlı adamlarla çok ciddi bir şey olarak görülmesi, hayli şüpheli bir durum yaratıyor” .
Sonuçta Türkiye siyaseti bu tür operasyonlarla çok daha yorgun ve gergin hale getirilmiştir. Türk halkının önemli bir kısmında güven duygusu bu tür operasyonlarla sarsılmıştır. Bugün Türkiye’ye belirsizlik, gerginlik ve fırtına öncesinin sessizliği hâkimdir.

Yazarın Diğer Yazıları