İran konusunda garip gelişmeler

Artık öğrendik, ne zaman Tayyip Bey gündemi gerdirse, muhalefetin önüne yem atıp konuşmaları başka yönlere kaydırsa, mutlaka uluslararası alanda Türkiye’yi yeni bir kazık, yeni bir maceraya sürüklemeye hazırlanıyor demektir. Örneklerini Libya, Mısır, Tunus, Irak ve daha birçok olayda gördük.
Nitekim içerde benim sazan halkım Tayyip Beyin ortaya attığı yemlerle boğuşurken, uluslararası alanda hızlı gelişmeler var. Konumuz İran. Anlaşılan ABD ve İsrail bir şekilde İran’ı vurmaya karar verdi. Hem de galiba yakın bir tarihte. Geçen hafta İsrail istihbarat örgütü Mossad’ın başkanı Tamir Pardo, Washington’da CIA ve hükümet yetkililerinin yanı sıra ABD Temsilciler Meclisinin Dışişleri ve Senato Dışilişkiler komisyonu başkan ve azınlık grubu liderleri ile bir dizi toplantı yaptı. Bu toplantıların konusu tahmin edeceğiniz gibi İran.
Bu arada bayram değil seyran değil hesabı Suudi Arabistan Türkiye’nin İran’a ABD ve AB tarafından uygulanmak istenen petrol ambargosundan göreceği zarar ve ihtiyacı karşılamaya hazır olduğunu açıkladı. Biliyorsunuz Suudi Arabistan, ABD’nin kuklası durumunda. Ne hikmetse boyalı yandaş Türk basınının gözlerinden kaçan bu önemli gelişmede Tüpraş’ın öneriye sıcak baktığı da yer aldı. Bildiğiniz gibi Türkiye petrol ithalinin büyük kısmını İran’dan yapıyor. Hatırlarsanız İran ile gaz fiyatı konusunda tahkime gitme de galiba bu gerginliğin bir parçası.
İran’dan alınan gazın fiyatı konusunda iki ülke arasında bir anlaşmazlık çıkmış ve Türkiye konuyu tahkime, yani hakeme götürme kararı almıştı. Gene hatırlayın, Tayyip Bey koştura koştura Rusların Güney hattı için onay verdi. Amaç İran olayı sarpa sararsa enerji, yani gaz ve petrolde bir başka kapı daha açılsın.
Bayram değil seyran değil, eniştem beni neden öptü hesabı ABD’den PKK konusunda yeni bir girişim daha geldi. ABD Polonya ve Moldova’da bulunan iki PKK’lıyı uyuşturucu ve teröre destek verdikleri gerekçesiyle özel bir listeye aldı. Bu listede bulunan kişi ve şirketlerin ABD’de mal varlıklarına el konulduğu gibi onlarla Amerikan şirket ve bankalarının çalışmasına izin verilmiyor. Bence bu adamların ABD’de parası falan yoktur ama Türk halkına bir göstermelik jest.
Böylece ABD Türk halkına ne kadar dost olduğunu gösterip karda kışta, soğukta kıkırdayan Türk ulusunun kendisini anlamasını ve affetmesini sağlayacak. Zaten birkaç gün önceki Uludere olayının da bu işle ilgisi olmasından kuşku duyuyorum.
Gündemin ve siyasi trafiğin bu kadar hızlanması bana saldırının yakın bir tarihte olabileceği izlenimi veriyor. Bir de Irak savaşı öncesine benzer konuşmalar var. Mesela ABD askeri yetkilileri, İran konusunda kullanacakları silahların ellerinde olmadığı yolunda açıklama yapıyorlar. Bu arada sürekli İran ile diyalog çabaları, hatırlarsanız Irak savaşı öncesi de Tarık Aziz ne görüşmeler yapmıştı, ABD ile neler neler.
Bu olaylar ne hikmetse son 50 yıl içinde hep Türkiye sınırlarında gelişiyor. Ben bunun yalnızca Orta Doğu’da sınır değişikliği olduğuna inanmıyorum.
Bana göre nihai proje Türkiye.
Önce Türkiye’nin çevresini düzenliyorlar, sonra işbaşına kendi adamlarını getirdiler. Türkiye’yi içten içe kemirdiler, askerini, sistemini çökerttiler, ahlak konusunda onur ve gururu yok ettiler. Muhalefeti susturdular, aydınları korkuttular, adaletin elinden terazisini aldılar, şimdi de ayakta zor duran iskeleti bir darbe ile çökertecekler. Davos’ta başlayan ve Mavi Marmara ile devam eden İsrail gerginliğinin de bu planın bir parçası olduğuna artık inanmaya başladım.
Türkiye, Türk halkının umursamamasına karşılık hızla yok edilmeye doğru çekiliyor. Aynen ameliyat öncesi narkoz verilen hasta hesabı da etrafı günlük güneşlik, gülistanlık görmesi sağlanıyor. Ameliyatta, böbrekleri ciğerleri, belki de beyni alınıp uyandığında poposunun altında oturacak bir sandalye bile bulamadığı zaman ne olduğunu anlayacak.

Yazarın Diğer Yazıları