Irak'taki Kürt yönetimiyle yapılan görüşmeler!
Son zamanlarda Türkiye’den Irak’a giden heyetler Barzani’nin adamlarıyla bir takım gizli görüşmeler yapmaktadır. Son olarak Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki bir Türk heyetinin daha önce görüşülmesinde sakınca görülen Kürt Yönetiminin yetkilileriyle bir takım görüşmeler yaptığı basına yansıdı.
Görüşme yapmak için görüşmek!
Kuşkusuz bu görüşmelere çok büyük beklentiler yüklemek de doğru değildir. Nitekim görüşmeleri yürüten Davutoğlu ve özel temsilci Özçelik “önemli olan bu ilk resmi görüşmenin yapılabilmesidir” diye açıklama yapmıştır. Bir anlamda sanki birileri, birilerine görüşme yapılabilir olduğunu göstermek için görüşme yapmaktadır. Aslında bu görüşmeler 24 Nisan’da yapılan MGK’da kararlaştırılmıştı. Nitekim bu toplantının akabinde MGK’dan yapılan açıklamada “Ülkemizin tüm Iraklı grup ve oluşumlarla istişarelerinin sürdürülmesinin yararlı olacağı mütalaa edilmiştir” denilmişti. Şimdilerde işte bu “yararlı mütalaa” nın gereği yerine getirilmektedir.
Bedeli Türkmenlere ödetmek!
Bu gelişmeleri “Türkiye’nin artık Kürtlere uzak, Türkmenlere yakın” duran pozisyonunu terk ettiği biçiminde değerlendirenler olmuştur. Sorun da işte bu noktada başlamaktadır. Türkiye’nin Kürt yönetimiyle ilişkisinin bedelini Türkmenlere ödetmeye kalkması inanılmaz bir gaflet olur. Türkmenler için Arap ve Kürtlerden farklı bir (eşitliğin dışında) statü asla kabul edilmez.
Türkmenler Irak yurttaşıdır!
Hiç kimse Türkmenlere, Kürt yönetimine bağlı ikinci sınıf bir statü öngöremez! Türkmenlerin Irak’ta kendi kendilerini yönetecek iradeye herkesten daha çok sahip olduğu da bilinmektedir. Türkiye’den temas için oraya giden birileri, onlara bir şeyler dikte ettirmek gibi bir tavır içine giremezler.
Irak’ta Yumuşak başlı Türkmen inşası!
Türkiye’nin, bir yandan Kürt Yönetimiyle ilişkilerini iyileştirirken diğer yandan Türkmenlere yönelik olarak dayatma içinde bulunması kabul edilemez. Türkmenlerin Türkiye sevgisini, onların aleyhine istismar etmeye kimse kalkışmamalıdır. Bu bağlamda Türkiye’den giden heyetin, Kürt yönetimine zeytin dalı uzatırken, Türkmen gruplar üzerinde de baskı uygulamaya kalktığı türünden haberler gelmektedir. Eğer söylenenler gerçekse bu oyunda rol alanların tarih karşısındaki sorumluluğu her şeyin üstünde olacaktır.
PKK’nın Her Türlü Eylemini Barzani Desteklemektedir!
Diğer yandan PKK terörünü marjinalleştirmek için Barzani’nin destek almak amacıyla yapılan temasların nafile olduğunun farkına varmak gerekir. PKK ve Barzani’yi birbirinden ayırarak terörle mücadele etmek ise akılcılıktır. Ancak PKK ve Barzani’yi birbirinden farklı görmek büyük yanılgıdır. Türkiye, PKK’yı hırpaladıkça Barzani kerhen de olsa güçlünün yani Türkiye’nin yanında yer alacaktır. Barzani, yönetiminin Türkiye tarafından tanınması için PKK’yı kullanmaktadır. Bu yöntemin başarılı olmasının ise olumsuz sonuçları olacaktır.
Malum köşe yazarları!
Bir takım malum köşe yazarları Türkiye’nin bir yandan Kuzey Irak’ta temasları sürdürürken diğer yandan da Kandil’deki terör inlerini bombalamasını çelişki gibi göstermektedir. Halbuki, Kuzey Irak’taki yönetimin terörist PKK’ya karşı kısmen de olsa bir tavır değişikliğine gitmesinin nedeni TSK’nın bu operasyonlarıdır. Operasyonların PKK’yı zayıflatması Barzani’yi uysallaştırmıştır. Yani operasyonlar diplomasinin sonucu değil, sebebidir.
Sonuç olarak Irak’taki Kürt yönetimiyle ilişkiler mevcut haliyle normalleşemez ve onlarla olan sorun terörden ibaret görülemez, Türkmenlerin ve Kerkük’ün statüsü hususunda geri adım atılamaz. Barzani/Talabani’ye güvenilmez. Türkmenlerin birliğini zayıflatacak tavır içine girilemez. Olanı biteni hâlâ anlamadıysanız, bu zatlara bir zamanlar Türkiye’den kırmızı pasaport ve milyonlarca dolar yardım yapanlara “karga nasıl beslenir?” diye sorunuz!!!