Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

İmralı ile mutabakat mı yapıldı?

İdam korkusuyla tir tir titreyen bölücü başının, AKP’nin iktidara gelmesi ile beraber Türkiye’ye yeniden meydan okumaya başladığını hatırlatmakta fayda var. Öcalan ile İmralı’da devletin çeşitli yetkililerinin görüşmeler yaptığı da ortaya çıktı. Avukatlarıyla haftada iki gün örgüte ve dünyaya mesajlar yollamasına göz yumulan bölücü başının son dönemdeki trafiğine bir göz atayım dedim.
Önce anayasa değişikliklerinin iyi olacağını söyleyen bebek katili AKP’nin hazırladığı paketten tatmin olmadığı için yine avukatları kanalıyla referandumu boykot edeceklerini duyurdu. Nitekim Apo’nun tak diye emrettiğini, şak diye yerine getiren malum parti 12 Eylül’deki referandumu boykot edeceklerini açıkladı. Doğu ve Güneydoğu’da boykotun kendi güçlerini ortaya çıkaracağını iddia ederek çalışmalar başlattılar. Halkın kesinlikle sandığa gitmeyeceğini duyurarak dağdan inen milisleri ile tehdit sürecini bile başlattılar. 20 Temmuza kadar hal böyle görünüyordu. Yapılan anketlerde boykot kararının vatandaş tarafından tasvip görmediği görülmesine rağmen, geri adım atılmayacağı örgüt ile uzantılı parti tarafından sık sık tekrarlanıyordu.
Referandumdan hayır çıkması durumunda yolun sonunun görüneceğini bilen AKP, Doğu ve Güneydoğudan evet çıkarıp Batıdaki eksiğini tamamlayabilme zorunluluğunu kavrayınca, el altından BDP ile görüşmeler başlattı. Ancak BDP ısrarla adres olarak İmralı’yı gösteriyor Öcalan’ın muhatap alınarak talimatın oradan gelmesini bekliyordu. Tabii iddia bunlar.
İmralı’daki koşulları düzeltip Öcalan’ın konforunu sağlayanlar yeniden gemiye binip adanın yolunu tutarak Apo ile masaya oturdular. Sanıyorum 20 ya da 21 Temmuzdu, üst düzey yetkili İmralı’da Apo’ya boykot kararını geri almasını, referandumda evet oyu verilmesi için avukatlarıyla talimat yollamasını istedi. Aralarında nasıl bir pazarlık geçtiğini bilemiyoruz tabii. Ama 22 Temmuz’da koster İmralı’ya yanaşıp avukatları adaya getirdi. Aynı gün Apo ile baş başa görüşen avukatlar referandumda halkın serbest bırakılması gerektiği mesajını iletti. Dedik ya iddia bunlar. AKP biraz rahatladı. Evet, kampanyası hemen Bingöl’de başlatıldı. Tayyip Erdoğan Güneydoğuya ağırlık vererek miting programlarını düzenlettirdi.
22 Temmuz 23’üne döndüğünde çoğunluğun söz konusu görüşmeden haberi yoktu nitekim mesai saati bitmiş saatler 19’u gösterirken 55’i general 104 subay için tutuklama kararı açıklandı. Bütün bunlar tesadüfün iğne deliği olamaz. 20, 21, 22, 23 Temmuzdaki bu baş döndürücü trafikte kimlerin hangi pazarlıklar sonucu işi buralara taşıdığına dair iddialar havada uçuşurken bizlere de, “Ateş olmayan yerden duman tütmez” sözünü telaffuz etmek kalıyordu.
Yine iddialara göre terör örgütünün ramazan ayında koşulsuz ateşkes ilan edeceği böylelikle AKP hükümetini referanduma kadar rahatlatacağı bile konuşuluyor. Yine Ankara kulislerinde AKP’ye yakın kaynaklar “denize düşen yılana sarılır” sözünü hatırlatıp kendi partisi içindeki büyük kaybı önlemek için AKP’nin mecburen BDP ile pazarlık yaptığına dair söylentileri gizlemiyor. Dahası tutuklama kararı çıkarılan generallerin referandum için rehin tutulacağı iddiaları bile var. Referanduma 47 gün kalmasına rağmen Tayyip Erdoğan’ın hükümet işlerini bir kenara bırakması çok sevip bir türlü vazgeçemediği yurtdışı seyahatlerini iptal ederek evet mitinglerine odaklanması, yüzde 60 iddialarının balondan ibaret olduğunu da yansıtıyor. Erdoğan’ı yakından tanıyanlar “hiç bu kadar endişeli görmemiştik” sözleri ile bütün bakan ve milletvekillerine fırça atarak evet-hayır hesap defterleri yaptırdığını da ifade ediyorlar. Bölge milletvekillerinden oluşan heyeti Barzani’ye gönderip evet oyları için destek istediğini de duymayan kalmadı zaten.
Sızan haberler ile iddiaları birleştirip yapbozun parçalarını yerli yerine koyduğumuzda, İmralı ile mutabakat arayışlarına dair bulutlu bir tablo oluşuyor. Hal böyle ise vay halimize. Vay ki vay...

Yazarın Diğer Yazıları