İmralı elçileri
Pes diyesi geliyor insanın, pesin ötesine geçip ağız dolusu sövenlere de hak veriyorum. Meğerse İmralı’daki ile müzakerelere katılmak isteyen ne de çok kalemşor varmış. Kapalı kapılar ardından aleniyete dökülen pazarlık için alkış tutan gazeteci müsveddelerini Mudanya kosterine bindirip İmralı’daki zafer kokteyline göndermek şart oldu. Ne de olsa beş yıldızlı konfor var orada, bebek katiliyle okey mi oynarlar pişti mi bilmem. Ama yakın bir zamanda televizyon ekranlarında “Şimdi İmralı’ya bağlanıyoruz. Arkadaşımız bilmem ne Sayın Öcalan ile durum değerlenmesi yapacak, görüşlerini aktaracak” gibi söz ve görüntülerle karşılaşırsanız hiç şaşırmayın. Daha ötesinde terörist başına tahsis edilen çiftlikten canlı yayın, sonunda Amed Özerk Bölgesi’nden nihayetinde BMM’den... Büyük Millet Meclisi yerine belki senatodan ya da kongreden denebilir. Dikkat ederseniz T, yani Türkiye ön adı yok, çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023’te olmayacak belki de.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in Başbakan Erdoğan’ın kapısında karşıladığı İmralı elçileriyle neler görüştüğü henüz kamuoyuna yansımadı. Müzakerede bulunan Cemil Çiçek’ten de ses yok. Elçiler de diplomatik lisan ile görüşmelerin olumlu geçtiğinden dem vurarak önemli adımların atıldığını vurguluyorlar. Benim garibime giden ise yandaş basına bu konuda servis yapılmayışıdır. Sanırım Recep Bey itina ile seçtiği, bir başka deyimle akredite ettiği gazete sahibi ve yöneticilerine toplu tebligatta bulunacak. Bu arada Bekir Coşkun’dan sonra kimlere sıra geldiği de belli olacak.
Referandum öncesi mitinglerde “Benim ve arkadaşlarımın görüşme yaptığını ispatlamayan şerefsizdir” naraları atan Recep Bey’den doğrusu görüşmelerin perde arkası ile ilgili somut beyanlar beklemiyorum. Asıl pantomim milletvekilliği düşürülmesine rağmen hakkındaki ceza davaları takip edilmeyen Aysel Tuğluk’un İmralı’dan dönüşünden sonra kopacak. Malumunuz terörist başının avukatlarındandı. Terfi edip milletvekili seçilmişti. Tenzili rütbe ile Demokratik Kongre eşbaşkanı oldu. Fakat iddia edildiği gibi bu tenzili rütbe değil, terfidir. Nasıl ki PKK KCK’ya bağlı ise KCK da tüzel kişiliği bile olmayan Demokratik Kongre’ye bağlıdır.
Hazır söz avukat kimliğine yeniden bürünen Aysel Tuğluk’tan açılmışken, iki yıl önce bu sütunlardan yazdığım sayısını kimsenin bilmediği terörist başının avukatlarına gelelim. Bu yaştan sonra hukuk okuyup hiç olmazsa kendi davalarıma bakmak için avukat olmak istediğimden meraklıyım bu işe. Mesleğe yıllarını vermiş dostlarımla görüştüm. Böylesi davaların vekâlet ücretini sordum, “Herhangi bir ücret talep etmeyerek gönüllü avukatlık bile yapsa vekalet ettiği için vergi ödemesi şarttır” cevabını aldım. Defalarca, “İmralı avukatları ne kadar vergi ödedi” diye yazmama rağmen ne Adalet Bakanı Sadullah Ergin’den ne de Maliye’den tek cevap geldi.
Yassıada’da avukatlık yapanlardan Hüsamettin Cindoruk duruşmalara gidip gelirken 35’er kuruş vapur parası ödediğinden söz etmişti. Yassıada sanıklarının yakınları da ziyaret ve duruşmalara gelip giderken ulaşım ücretlerini ceplerinden ödemişler. Mudanya’dan İmralı’ya kalkan koster arıza yapınca Adalet Bakanlığı günlüğü bin 500’e motor kiralıyor ama. terörist başının avukat ve yakınlarının serbest biniş kartı var sanırım. Hazır aklımıza gelmişken bir defa daha soralım. “Bugüne kadar söz konusu ziyaretler için vatandaştan alınan vergilerle kaç para ödenmiştir ve bu paralar hangi ödenekten karşılanmıştır?” Resmi olarak cevabını alamayacağımızı bile bile sorduk. Ama elinde belge ve bilgi olan yollasın bu sütundan paylaşalım.