İmamoğlu’nu bekleyen en büyük tehlike ne terör soruşturması ne de verilen ceza
İstanbul’un 2019’da 2 KERE SEÇİLMİŞ BAŞKANI Ekrem İmamoğlu’nu görevden almak için elinden geleni ardına koymuyor iktidar.
Adeta bölüm geçmek için tüm tuşlara basan gamer edasındalar.
AKP döneminde her şeyin ilkini yaşamaya alışan toplumun bazı kesimleri çok yadırgamadı ama
Hukuk tarihinde ilk kez “ahmak” sözü -nedeniyle ki geri iade edilmiş bir sözdü bu- bir kamu yöneticisine 2 yıl 7 ay hapis cezası ve siyasi yasak getirildi.
En son Barış Pehlivan, İmamoğlu’na hapis cezası veren hakime zırhlı araç verildiği iddiasını dile getirdi.
İmamoğlu’na ceza vermeye yanaşmayan mahkemenin ilk hakimi ise Samsun’a sürüldü, üstelik eşi hamileyken.
Siyasi olarak İmamoğlu’nun önünü kapatmak için yapılan bu hamle İmamoğlu’nun kaybetmeye başladığı rüzgarını daha da kuvvetlendirdi.
Diğer taraftan iktidar bundan ders almamış olacak ki bu seferde terör suçlamasıyla İBB’ye kayyum atama yolunu seçti.
Yalnız burada şöyle bir hata yaptılar İmamoğlu’nun deyişiyle “PANDORANIN KUTUSUNU AÇTILAR”
İmamoğlu iki haftadır üst üste gerçekleştirdiği basın toplantılarıyla kendisinden önceki yönetimler döneminde arşiv ve adli sicil soruşturması yapılmadan işe alınanları bir bir açıklıyor.
Üstelik son toplantısında İçişleri Bakanı Soylu’nun görev ihmalini de 6 AKP’li belediyenin ismini açıklayarak ortaya koydu.
İmamoğlu haklılığını belgelerle ispatlarken karşı tarafın elinde ise hiçbir belge yok.
Belgesiz, kayıtsız konuşunca İmamoğlu’nun karşısında yer alanların söylemleri LAFIGÜZAF olmaktan öteye gitmiyor.
Bunların hepsi ama hepsinin İmamoğlu’na kurulan bir tuzak olduğu çok aşikar.
Genel seçimlere giderken İBB Bütçesinin kullanılması için yol yapıldığı çok belli.
Bunu ortaokula giden çocuklar bile anladı ve biliyor artık.
Ki zaten her yaptıkları hamle İmamoğlu’nun elini güçlendirmekten öteye de gitmiyor.
İmamoğlu’nu bekleyen büyük tehlike ne hakkında verilen ceza ne de İBB’ye yönelik terör soruşturması.
İmamoğlu’nu bekleyen en büyük tehdit yanı başında duran şakşakçı gazeteciler.
İmamoğlu güçlendikçe ona yanaşan, onun PR Ajansı gibi çalışmaya yönelen bu tipler, İmamoğlu için en büyük tehdidi oluşturuyor.
Eli patlarcasına İmamoğlu’nun konuşmalarını alkışlayan, her söylediğini onaylayan bu tip gazeteciler, İmamoğlu’na en büyük kötülüğü ediyor.
Onlar kendilerini biliyor, toplumda onları biliyor isim vermeye gerek yok.
İmamoğlu konuştuğunda kim onu alkışlıyorsa, üstüne alınabilir!
Bu tipler Mevlüt Uysal’ı da alkışladı, Ali Yerlikaya’yı da alkışladı, Kadir Topbaşı da alkışladı.
Bunu hepimizin gözü önünde yaptılar, hepimiz buna şahidiz.
Döner rüzgardan yöne konum alan, elleri patlarcasına sizi alkışlayan şakşakçı gazetecilerden uzak durun!
Onların size hayrından çok zararı dokunur!