İki başlılık mı, yoksa tiyatro mu?
İktidarın son günlerde yaşadığı bazı sıkıntılar AKP iktidarındaki çatlamaya işaret ediyor. Amerikalı bir siyasi gözlemci arkadaşımın da işaret ettiği gibi bu zıtlaşmalar “iyi polis-kötü polis” tiyatrosu da olabilir. Aralarında çok ince ayrıntılar vardır. Ama ben bu işin, artık tiyatronun ötesine geçtiğine inanıyorum. Erdoğan iktidarının baş aşağı inmeye başladığı da artık saklanamaz durumda.
Yanlış anlamayın, Tayyip kötü de Abdullah daha iyi demek istemiyorum. Her ikisinin de genç Mustafa Kemal Türkiye’sini günahları kadar sevmedikleri ortada. Her ikisi de 1923’te kurulan sistemden ve devletten rahatsızlar. Ancak bu ikili, iktidarı paylaşan değişik iki tarikatı temsil ediyor. Hatırlarsanız sizlere aylar öncesi zirvede tarikatlar mücadelesi başladığını yazmıştım. Son olaylar da bunun bir sonucu.
Bu konuda çok gösterge var.
İçeride, bu iktidara çanak tutan kalemşorlar bile, yavaş yavaş çaktırmadan yollarını ayırmaya başladı. Geçen gün kendilerini ezilmiş gazeteciler kategorisine sokmak isteyen bir grubun CNN’deki programını izledim. 10 dakika zor tahammül edebildim söyledikleri yalanlara. Bu ülkeyi, koştura koştura Washington’a gelerek Amerikalı yetkililere nasıl pazarladıklarını bilmesem, belki yerdim.
Dış politika konusunda artık Suriye’de Esad rejiminin devrilemeyeceğini Ankara’daki iktidar yalakaları da kabul etti. Ama birçok yabancı gözlemci Türkiye’nin tehlikeli sularda gezinip, başıboş yüzdüğünü yazıyor. Amerikalı, Rus, Alman, Fransız, İngiliz hemen hemen her ulustan uzman veya analizci, durumun Türkiye’nin boyunu aşan noktaya ulaştığını yazıyor. Dünya basınında bu konuda analizler sayfa sayfa, yeter ki sizler görmek isteyin. Yeter ki Facebook veya Twitter’da twit atma yerine, benim memleketime ne oluyor diye sorgulayabilin.
Rusya, indirilen uçaktaki kargoyu geri istiyor. Alacaklarından emin olabilirsiniz. Önce savaş malzemesi denilen malzemenin, şimdilerde haberleşme cihazlarının parçaları olduğu ortaya çıktı. Bu konuda ikinci büyük olay da şu; ara sıra Erdoğan hükümeti tarafından silahlandırılıp Suriye sınırı içine sokulan mollaların, ortalığı karıştırmak amacıyla dönüp Türkiye sınırına bir iki atış yaptığı netleşti.
Bu arada Suriye’deki Kürtlerin de malum kiralık ticaniler ile çatışmaya başladığı bildiriliyor. Özellikle Türkiye sınırına yakın bölgelerde yaşıyor Suriye’deki Kürtler. Ve onlarla asi denilen çapulcu takımının çarpışması, Türkiye ile bağlarının, lojistik ve irtibat yollarının kopacağı anlamına geliyor. Şimdiden bu konuda iki sınır kapısını kapatmış Suriyeli Kürtler.
Bu Suriyeli Kürtlerin PKK’ya yakın olduğu biliniyor. Türkiye bu olayı kaşıyarak Amerikalı ağabeyleri için kendi evlatlarını feda etmeye devam ediyor. Yakında bizimkiler yeniden Barzani efendiyi yollarlar Suriyeli Kürtleri ikna için.
Bu arada Almanya’da pek fazla itibar görmediği söyleniyor Tayyip Bey’in. Bir dizi gösteri düzenlenmiş aleyhine. Hatta Erdoğan ile Merkel arasındaki görüşme ardından düzenlenen basın toplantısında Merkel’in Erdoğan’ın konuşmalarından rahatsız olduğu da söyleniyor. Ama Almanlar çaktırmadan golü atmış. Almanya ile de stratejik ortaklık belgesi imzalanıp toplantılar yapılacakmış. Benim bu kelimeyi duydukça tüylerim diken diken oluyor. Türkiye’nin stratejik ortağından bugüne kadar hiçbir kazancı olmadı, tersine kayıpları çok büyük oldu. Mesela ABD ile stratejik ortağız ve beladan bir türlü kurtulamıyoruz. Ne hikmetse bu ortaklık bize değil de kiminle imzaladıysak ona yarıyor. Allah sonumuzu hayırlı etsin. Şimdi de Almanlara kulluk edeceğiz anlaşılan.
Son nokta Altemur ağabey... Altemur Kılıç yazmaya son verme kararı aldığını açıkladı. Yıllardır hem Yeniçağ gazetesinde hem de benim internet gazetemde aynı kavgayı verdik. Atatürk Türkiye’sini yaşayan bir kişinin, bugün ülkesinin yeniden sultanlığa dönüşmesini seyretmesi hoş olmasa gerek. Allah kendisine sağlık versin ve yolunu açık etsin.