İftarlar kutsal törenler gibi!

Teravih namazı ile başlayıp, sahur, iftarla devam eden Ramazan-ı Şerif’te mahyalar gök kubbeyi, ayetler, hadisler ve vecizelerle süslüyor.
Kandiller yanarken, fakir-fukaradan en varlıklısına kadar, müminler, duaların eşliğinde hurma veya zeytin tanelerinin yanında, bir yudum su ile iftarı başlatıyor. Belki de Ramazan-ı Şerif’lerin en “manalı” taraflarından birini iftarlar, özellikle toplu sofralar teşkil ediyor. Gerçekten de, iftarlar dualarıyla, âdetleriyle, gıdalarıyla, heybetiyle “kutsal bir tören” i andırıyor.
Her yıl olduğu gibi, bu Ramazan-ı Şerif’te de art arda iftar sofralarında konuk olmanın hazzını duyduğumuzu açıkça belirtmemiz icap ediyor. İlk defa konuk olduğumuz, İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) her Ramazan geleneksel olarak düzenlediği iftar’a iş, akademi, sivil toplum ve medya âleminden çok sayıda davetli katıldı.Yemeğin sonrasında, İGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Alkan yaptığı konuşmada,“Çalışma hayatında öyle sektörler var ki, iş görenlerin yoğun emeği neticesinde gerçekleşiyor işler. Bu günlerde onlara işverenler olarak biraz daha esnek davranmalıyız. Çalışma saatleri ve koşulları üzerinde biraz daha düşünerek, onlara bu ayda daha fazla yardımcı olmalıyız. Kolaylaştırmalıyız, zorlaştırmamalıyız...” dedi.
Alkan, son zamanlarda ülkemizin ana gündemini oluşturan küresel ekonomik kriz söylentilerine ilişkin tedbirli olunması ve borçlanmalara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi:
Ardından söz alan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, ticaret yaparken ana gayenin kâr elde etmek olmadığını, dolayısıyla tüccarların bunun dışında daha fazla istihdam sağlamak ve erdemli işler yapmak için de çaba sarf etmesi gerektiğini vurguladı.
Dünyadaki gelir adaletsizliğine dikkat çeken Yalçıntaş, her yıl rakamsal olarak dünya ekonomisinin daha da büyüdüğünü, ancak ters orantılı olarak ise dünya coğrafyasında açlık ve yoksulluğun arttığını sözlerine ekledi ve “Nasıl oluyor da bu zenginlik birkaç kişinin cebine giriyor, adil bölüşülmüyor ve hâlâ dünyada açlık ve sefalet baş gösteriyor?” diyerek dikkatleri çekti. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Düzenli’nin “Kâr ve bereket” adlı kısa konuşmasının ardından davet son buldu.
Ramazanın ilk haftasındaki iftarların başında, tabii ki, değerli hocamız Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’ın Eyüp’te Türkiye Milli Kültür Vakfı’nda “geleneksel” hale gelen geniş katılımlı iftar daveti hemen akla geliyor.
Hele, Kadir Eriş ağabeyimizin bu Ramazan’da başka mekânda verdiği mutad iftarı unutmak mümkün olmuyor.
Yine, birbirlerini asla unutmayan dostlar bir araya gelirken, Kadir Eriş’in candan ev sahipliği ve sıcak konuşmasının iftar davetine, bambaşka bir “heyecan” getirdiğini de unutmamak gerekiyor. Özellikle, gazeteci arkadaşımız Engin Köklüçınar’ın okuduğu dua tekrar “takdir” kazanıyor.
Bu arada, İstanbul’un çeşitli semtlerinde kurulan muazzam iftar çadırlarının, bu Ramazan’da daha rağbet gördüğü dikkati çekiyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, Allah rızası için tutulan oruçların, ister lüks bir otelde, ister bir çadırda veya mütevazı bir mekânda kurulan iftar sofralarının bereketi insana bambaşka bir haz veriyor.
Okunan dualar, duyulan şükür gerçekten de iftar sofralarını kutsal hale getiriyor.

Yazarın Diğer Yazıları