Hurmayı yedik!

Allah şahit “o an” a kadar, sadece, kirli pazarlıkta “rehin” bırakılan vatandaşlarımızın nihayet şu kanlı oyunun dışına çıkmış bulunmasının sevincini yaşıyordum...
“Birkaç” saat dedim;
Sadece birkaç saat sorularını, kuşkularını, kafanın içinde dolanan tilkilerin pompaladıkları “acaba” ları kapat ve o iki dünya tatlısı bebeğe bak. Bu “son dakika faciaları” ülkesinde çok uzun zaman sonra gelen -en azından görünürde- bir “son dakika müjdesi” nin tadını çıkar.
İçi boşaltılmış görünen “Devlet” in, “Ordu” nun, “Milli İstihbarat” ın, “Özel Kuvvetler”in küllerinden doğabilme kabiliyetinin işareti say, gururlan;
“Bit yeniği” değdirme naifliğine.
İyi de gidiyordum aslında;
Yüzümde tebessüm, gözlerimde ilk yutkunmada boşalmayı bekleyen yaşlar, göğsümde bir kabarma...
Sonra “uçaktan bildiren” muhabir kızın sesi duyuldu:
- Başbakan kucağındaki bebeğe hurma yediriyor sayın seyirciler... Evet hurmayı yedirdi... Bir dakika... Sadece bebeğe değil, uçakta kurtarılan bütün vatandaşlarımıza hurma ikram ediyorlar...
Eyvah!
Tırmalayacaklar!
Madalyonun ön tarafındaki hurma her ne kadar insani değerlerimizi dengelese de madalyonun arkasında;
- “Operasyonu kendi yöntemleriyle gerçekleştirdiği” söylenen MİT’in eşzamanlı olarak PKK’yla müzakereleri de yürüten kurum olduğu gerçeği var.
- Türkiye’yi koalisyona dahil edebilmek için “dış güçler rehineleri hedef alıp provokasyon yapabilirlerdi IŞİD bu yüzden rehineleri teslim etti” de denebilir elbette ama tersten bakınca da -tam da BM Genel Kurulu’nun arifesinde-Türkiye’nin IŞİD bahanesiyle oluşturulan ve “Kürdistan” için arazi temizliği yapacak koalisyona girmemek için ileri sürdüğü “tek” mazeretinin ortadan kalkmış olduğu gerçeği var.
Olayın “insani” boyutunda çektiğimiz derin “oh” başka... Ama işin konjonktürel boyutunda Türkiye, artık “rehineler” gibi bir “şerh” gerekçesi de kalmadığına göre, ABD öncülüğünde oluşturulan “kutsal ittifak(!)” a dahil olursa bunun “doğal sonucu” ortada;
PKK’yla “ülkü” daş olacak! PKK’yla aynı cephede yer alacak! Mehmetçik, Mehmetçik katilleriyle omuz omuza savaşacak(!)
Aslı Aydıntaşbaş dünkü köşesinde “nihayetinde Ankara, rasyonel ve esnek davranacak; davranmak zoruna kalacak. İki hafta önce Türkiye destekli bazı muhalif grupların YPG’yle ittifak anlaşması imzalaması, tesadüf değildi. Ankara’nın rızası olmadan olacak iş de değildi.
Belli ki Batı, bundan sonraki aşamada Suriyeli Kürtleri muhatap almaya hazırlanıyor. Eninde sonunda IŞİD’e karşı desteklenecek muhalif gruplardan biri de PYD olacaktır.
Hal buyken Türkiye’nin hayrına olan da kendi bölgesinde ” Kürtlere rağmen “ değil, ” Kürtlerle birlikte “ bir strateji geliştirmek olacak.
Dün, belki de bunun ilk adımıydı...” yazdı.
Aydıntaşbaş’ın dün “dün” diye bahsettiği önceki günü bilmem ama “dün” bizim ağzımıza bir avuç hurma çalanlar, aynı anda, perde arkasında PKK’yla “resmen” misyondaş olmanın ilk adımı da atmış olamaz mı!?
Başbakan Davutoğlu, Başkonsolosumuzu, Dışişleri Bakanı’yken verdiği talimatı dinlemediği için alnından öpecek değil ya!
Demek ki “görev” başarıyla tamamlandı!

Yazarın Diğer Yazıları