24 Haziran seçimleri için geri sayım sürerken, AKP’ye yakınlığıyla bilinen köşe yazarlarının “tablo iyi değil” mesajları vermesi dikkat çekiyor.
Türkiye’nin kaderini belirleyecek olan seçimlerde son haftaya girilirken, Abdulkadir Selvi, Mehmet Acet, Ahmet Hakan, Mehmet Ocaktan gibi isimlerin eleştirileri öne çıkıyor.
Hükümetin en fanatik yayın organlarından biri olarak bilinen Yeni Şafak Gazetesi’nde bugün çıkan yazılardan biri ise oldukça ses getirdi.
Yeni Şafak Yazarı Mehmet Acet, bugünkü yazısında seçim sonuçlarını tahmin etmenin çok zor olduğunu belirtirken, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalabileceğini ve AK Parti’nin Meclis çoğunluğunu kaybedebileceğini söyledi.
MHP’li seçmenle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Acet, Meclis’te MHP’yi, Cumhurbaşkanlığında ise Meral Akşener’i tercih edecek seçmenin varlığına işaret etti.
İşte Acet’in yazısından öne çıkanlar:
“…
-Soru 1: Cumhurbaşkanlığı seçimleri birinci turda sonuçlanacak mı?
-Soru 2: Ak Parti Meclis’te tek başına ya da MHP ile birlikte 300 rakamını aşacak bir çoğunluk elde edebilecek mi?
Evet, özellikle birinci soru için ağır basan ihtimalin Tayyip Erdoğan’ın birinci turda ipi göğüsleyeceği ihtimali olduğu söylenebilir.
Ama kesin mi derseniz, bunun bir karşılığı yok.
Meclis seçiminde ise durum daha da kritik ve daha bir karmaşık hale gelen milletvekili seçim biçimi nedeniyle öngörülemeyen bir durum söz konusu.
Evet şarta bağlı olarak net bir tahmin yapılabiliyor.
Nedir o şart?
HDP eğer barajı geçemezse Ak Parti Meclis’te net bir çoğunluk elde edecek.
ARTIK HER SEÇMENİN BİR DEĞİL İKİ OYU VAR
Yeni sisteme göre 24 Haziran ve devamında yapılacak olan seçimlerde bütün siyasi partilerin aklının bir köşesine mıhlaması gereken bir realite var.
Nedir bu realite?
Artık her bir seçmenin iki oyu var.
Peki bu ne demek oluyor?
İki oyun da aynı adrese gideceğinin bir garantisi bulunmuyor.
24 Haziran’da seçmenin yüzde 15’inin böyle bir eğilim içinde hareket edeceğini tahmin ediyorum.
Bu da net tahminde bulunmayı zorlaştırıyor.
Seçim kampanyası sırasında karşılaştığım seçmen davranışlarıyla ilgili bir takım örnekler verebilirim.
-Cumhurbaşkanı seçiminde Erdoğan’a oy verip Meclis’te Ak Parti dışında bir partiye oy verecek olan, ya da tam tersi hareket edecek olanla da karşılaştım;
-Cumhurbaşkanlığı seçiminde Muharrem İnce’ye oy vereceğini söyleyip, Meclis seçiminde İyi Parti’ye oy vereceğini dile getirenle de.
-Cumhurbaşkanlığı seçiminde Meral Akşener’e oy verip, Meclis’te MHP’ye oy vereceğini söyleyen de var;
-Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan’ı tercih edip, Meclis’te CHP’ye oy vereceğini söyleyen de.
Fikri sabitle, ya da net bir parti aidiyetiyle hareket etmeyen seçmen kitlesini, birden fazla oy kullanılan önceki seçimlerde de görmüştük.
Mesela, 2014 Mart ayında yapılan yerel seçimlerde Ankara’nın Etimesgut ilçesinden bir örnek vereyim.
Bu ilçede Büyükşehir Belediye Başkanlığı için kullanılan seçimlerde en yüksek
oyu CHP;
İlçe Belediye Başkanlığı için verilen oylarda MHP;
Belediye Meclisi için yapılan tercihlerde ise AK Parti elde etmişti.
Bu verilere bize neyi gösteriyor?
Vatandaşının oyunun aslanın ağzında bile değil, midesinde olduğunu.
SONUÇLARI KATILIM ORANI BELİRLEYEBİLİR
Seçimlere katılım oranının seçim sonuçlarını doğrudan etkileyeceğini söyleyebiliriz.
2014 Ağustos ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde katılım konusunda sanılanın aksine kırsaldaki CHP seçmeni değil, Ak Parti seçmeni daha fazla fire vermişti.
24 Haziran’da da aynı şey olursa, seçimler ikinci tura kalabilir.”