Hücresinden cenazeleri izleyen bir 'terörist(!)' yazdı

“Kaderin cilvesine bakın ki, Hakkâri’de 10 askerimizi teröre kurban verdiğimiz saatlerde İstanbul Beşiktaş’ta bir o kadar asker “terör örgütü üyesi” olduğu gerekçesiyle tutuklanıyordu.”

Türkiye’de terörle mücadele iki ana koldan devam ediyor.
Bir yanda PKK terör örgütüne karşı sürekli şekil değiştiren, açılıp kapanan bir mücadele var...
Öte yanda başta Ergenekon iddiası olmak üzere hükümete muhalefet eden, hükümetin kapsama alanı dışında olan her kesimi terörist ilan edip onlardan “terör örgütü çıkarma” mücadelesi var...
Daha düne kadar PKK bir eylem yaptığında terör örgütünden önce güvenlik güçleri hükümetin ve medyasının hedefi olurdu. Neredeyse, “terör örgütü ile mücadele etme, şehit olma, yaralanma ve çatışmaya girme suçu” oluşturulacaktı. Hatta fiilen oluşturuldu bile.
Terörün boyutlarındaki artış ister istemez hükümetin de sorumluluğunu öne çıkarınca iş, sık sık olduğu gibi, “sözün bittiği yere” geldi!

***

Yeni terör örgütleri yaratma girişimlerine gelince...
Hükümetin medyası bu işi zaten bitirdi, infaza geçti. Yargı ise kendi ifadesiyle “gerçeği arama” arayışını sürdürüyor. Gazeteciler, akademisyenler, yaşamlarını terörle mücadeleye adamış askerler, polisler henüz saptanamamış, bilinen terör örgütlerinin de üstünde bir terör örgütünün üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklu olarak yargılanıyorlar.

***

Kaderin cilvesine bakın ki, Hakkâri’de 10 askerimizi teröre kurban verdiğimiz saatlerde İstanbul Beşiktaş’ta bir o kadar asker “terör örgütü üyesi” olduğu gerekçesiyle tutuklanıyordu.
Hep vurguluyoruz; yargıdan kaçan yok, yargılama yapılmasın diyen yok, dokunulmazlık isteyen yok...
Ama bu yaşadıklarımız, hukuk diliyle söylemek gerekirse, “hayatın olağan akışı” değil...
Tek kişilik hücreden şehit cenazelerini hüzünle, öfkeyle, kahırla izliyorum...
Mustafa Balbay Cumhuriyet

+++

Vatandaş “devlet”i görecek
Terör örgütlerinin ilk hedefi devlet otoritesini sarsmak ve örgütün otoritesini halka kabul ettirmektir. PKK, başından beri bunu sağlamaya çalışıyor. Son dönemde terör olaylarının tırmanması, askere ve polise saldırıların artması, yol kesmeler, kaymakam dahil devlet memurlarını kaçırmalar bölgede örgütün otorite olduğunu kabul ettirmeye yönelik eylemlerdir. Alternatif yasama ve yürütme organı niteliğinde oluşumlara yönelmek, vatandaşlar arasındaki ihtilafları mahkemeler yerine örgüte çözdürmek yoluyla yargı erki oluşturmaya çalışmak, esnafın kepengini kontrol etmek, vergi gibi haraç almak, askere alıyormuş gibi ailelerden gençleri toplamak, hepsi devlet benzeri otorite kurma çabalarıdır. PKK cephesi şimdi eğitimde, sağlıkta, belediye hizmetlerinde, kültür aktivitelerinde de aynı otoriteyi hissettirmek amacıyla ekonomik ve sosyal hayatı da düzenleyen otoritenin kendisi olduğu mesajı vermeye çalışmaktadır. Milli Güvenlik Kurulu bildirisinde devletin bunun farkında olduğunu gösteren işaretler mevcut. Bildiride, “otoritenin gücü hissettirilecek” mesajının bulunması bunun işaretlerinden sadece biri. Anlaşılıyor ki terörle mücadelede yeni dönemin ilk hedeflerinden biri bölgede devlet otoritesinin tek otorite olduğunu göstermek olacak.
Fikret Bila Milliyet

+++

Muhalefetle mücadele şubesi!
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerini yürekten kutluyorum:
Ulusal Kanal’ı, Aydınlık Gazetesi’ni ve İşçi Partisi Genel Merkezi’ni bastılar!
Yetmedi; İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bedri Gültekin’in...
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Doğu Perinçek’in oğlu Mehmet Perinçek’in...
Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Turhan Özlü’nün...
Aydınlık Gazetesi muhabirleri Ruhsar Şenoğlu’nun, Özlem Konur Usta’nın, Mehmet Bozkurt’un, Caner Taşpınar’ın...
Ve Ulusal Kanal muhabiri İlyas Gümrükçü’nün evlerini didik didik ettiler...
Bu yazının kaleme alındığı saatlerde henüz netleşmemişti ama eminim bu “azılı” teröristlerin çoğu hakkında gözaltı kararı da çıkmıştır!
Böylece, “terörle mücadelede kararlı bir adım daha” başarıyla atılmıştır!

***

Şaka bir yana işin cılkı çıktı...
Güneydoğu’da kan gövdeyi götürüyor, PKK gemi azıya almış emniyet müdürlüğü binasını, jandarma karakolunu basıyor, yol kesip askerlerimizi katlediyor... Asker, kelle koltukta terörist izi sürüyor...
İsmi “terörle mücadele” olan polis birimi ise, “Bu mücadeleye nasıl destek verebilirim” diye kafa yoracağına, tek silahları kalem ve kamera olan gazetecilere hadlerini (!) bildiriyor!
Yani eli tüfekli, beli bombalı terörist ortalıkta cirit atarken, ne ilginçtir ki tamamı muhalif olan gazetelere, televizyonlara baskın ardına baskın düzenleniyor ve gazeteciler teker teker kodese tıkılıyor!
Mustafa Mutlu Vatan

+++

Başbakan halkımıza kriz tedbiri olarak “Mesela evin yoksa, araba yerine ev al. Evin varsa 2. lüks eve girişme’’diye öneride bulununca, vatandaş olarak ben de siyasilerimize öneride bulunayım:
Mesela oğlunuza gemi almak yerine gemicikle idare edin lükse kaçmaya gerek yok!
Engin Balım

+++

SİZDEN GELENLER
10 şehit barajı

Önce onlar saldırırlar, biz sonra harekete geçeriz. Onlar hamle yapmadan biz kesinlikle hamle yapmayız!
(Hele Ramazan ayındaysak hiç yapmayız. Zira bu ayda hepsi Kaleşnikof’u bırakıp tespih alırlar ellerine. Terâvih kılan cemaât hükmündedirler artık!) Dağlarımızda kamp kurarlar ama biz onları yaylaya çıkmış köylüler gibi seyrederiz.
Olur da “10 şehit barajı” aşılırsa şayet USA’deki ağabeylerimizden kaç gün izin koparabilirsek artık, F-16’lar ile sadece kayaları döver geriye döneriz!
Çünkü hedef senin hamle yapacağını adı gibi bilir ve sen daha Malatya’dan uçakları kaldırmadan en savunmasızı 50 m. derinliğindeki kayanın altında bulunan inine çekilir!
Haber kanallarımız ard arda “Son Dakika” spotları ile sanki birşey yapıyormuşuz imajı çizerler ve milletin gazını alırlar. Bir iki de sert demeç patlatılır olay tatlıya bağlanır, hamdolsun! Ta ki bir daha ki 10 şehit barajı aşılıncaya kadar!
Gökhan Alkan

+++

Hani demokratik
ülkede asker-polis
konuşmazdı

İngiltere’de yaşıyorum bir süredir. Çıkan isyanı bütün kamuoyu takip etmiştir. Benim burada parmak basmak istediğim nokta, David Cameron ve İçişleri Bakanı hanımefendi ile polis şefinin atışmaları. Başbakan ve İçişleri Bakanı polisi suçladıktan sonra, Polis Şefi alaycı bir ifadeyle “herhalde isyanı politikacılar engelledi” deyip, polis bütçesindeki yüzde 20 kesintiden dolayı da, hükümet mensupları basta başbakan olmak üzere ağır bir biçimde eleştirdi. Kimse de “demokrasiye bir zeval geliyor” diye yırtınmadı.
Veli Altan

+++

Kalem efendilerinin ipiyle...
Üç beş kalem efendisinin süslü laflarıyla ülke idare etmeye kalkarsan sonuç bu olur işte. Sen tut 30 yıllık terörle mücadele deneyimi olan komutanları içeri doldur, Cengiz Çandar’ın, Mümtazer’in sözüyle teröriste şirin görünmeye çalış.
Hadi kalk bakayım şimdi altından!...
Settar Kaya

+++

Allahın rızasını doğru anladığımız zaman, Ahireti kazanmak umuduyla fani dünyada kendimizi ve de sevdiklerimizin namusunu şeyh bozuntularının kucağına atmamayı kavrayacak bilgi ve bilince ulaştığımız zaman adam oluruz...
Ömer Arslan

+++

Bıçağın kemiğe dayandığı an
Bıçak Kemiğe,Kundaktaki bebeğe kurşun sıkan şerefsizler, özgürlük gerillası görüldügü gün DAYANDI!..
Bıçak Kemiğe,Dağdan askerine kurşun sıkanların başlarının, bu ülkeyi kuran,yöneten meclise bu ülkeyi bölmek için girdigi gün DAYANDI!...
Bıçak Kemiğe ”BAŞ“larımız İTLERE! Sayın dediği gün DAYANDI!!
Bıçak Kemiğe Vatanın Polisine Tokadın atıldığı gün DAYANDI!..
Bıçak Kemiğe AÇILIMLARLA DAYANDI!
Bıçak Kemiğe Birileri senin askerlerin şehid olurken özerklik ilan ettiklerinde halen tutuklanıp cezalandırılmadıkları gün DAYANDI!...
Bu halk bu güne kadar bu zulüme Şehitler ölmez vatan bölünmez diyerek DAYANDI!
Ama bu gün ”BAŞ“larımız yeni idrak ediyor bu dayanmayı .. Ya da idrak ediyor gibi yapıyorlar...
Tolga Kağan Ünal

+++

Başbakanlık yan gelip yatma yeri midir?
Irak’a demokrasi getireceğiz diye girip, Irak’lı Müslümanları özgür özgür katledip, binlerce kadına tecavüz eden conilerin Amerika’ya dönmeleri için dualar eden Başbakan, hangi bir gün vatani görevini yapmak için askere giden yavrularımızın sağ salim evlerine dönmeleri için gece gündüz dua edip gerekli çalışmaları yapıyoruz diyor...
Genelkurmay’da koltuğa tek başına oturup buranın başkanı benim diyen Başbakana sesleniyorum...
Başbakanlık yan gelip yatma yeri midir?
Levent Bulut

+++

Bu oyuna alet olmayın
Mısır, Libya, Suriye’de uygulamaya konulan BOP’un işgal planları için, ülkemizden taşeronluk istenmektedir, emperyalist oyunlara alet olmamız beklenmektedir. Üç yüz yıldır dünyayı sömüren emperyalizme karşı, Mustafa Kemal’in önderliğinde ilk kez zafer kazanan ülkemizi, kirli oyunlara çekmek isteyenlere karşı birlik olup, hayır demeliyiz. Emperyalizmin Suriye’yi yemesine izin vermemeliyiz.
Atatürk’ün gençlerine de bu yakışır. Suay Karaman
İlk Kurşun Gazetesi

+++

Nazire
Ramazanda kapalıyız diyorsun,
Devlet-i âlâ meyhane
midir?
Ha bre bocalayıp duruyorsun
Devlet-i kübra cambazhane midir?
Hasan Salih Gündüz

+++

Onlar taş üstünde taş, biz mangalda kül bırakmıyoruz
Kendi ülkesinde huzuru sağlamayı beceremeyen insanların dünyaya örnek olmaya çalışmasını acı bir gülümsemeyle seyrediyorum. Uluslararası arabulucu muyuz yoksa uluslararası şarlatan mıyız anlayamıyorum. Nerede ağırlığımız, nerede devlet ciddiyetimiz çözemiyorum. İsrail ve Amerika’nın bir tek askeri vurulduğunda neler yaptığını pek ala görüyoruz. Onlar taş üstünde taş bırakmıyor, biz ise hala mangalda kül bırakmıyoruz!
Oktay Ceyhan

Yazarın Diğer Yazıları