Hristo-fiyasko'nun maskesini bu kez Anastasiyadis düşürdü
Barış meleği olarak dünyaya ve içimizdeki bazı ’sözde’barış meraklısı safdillere yutturulan Hristo-fiyasko’nun, neyin -hangi kötü emellerin, peşinde olduğunu geçtiğimiz hafta Rum DİSİ Partisi Lideri Nikos Anastasiyadis açıkladı.
Rum tarafında yayınlanan Alithia gazetesine bir demeç veren ana muhalefet partisi DİSİ’nin Genel Başkanı Nikos Anastasiyadis,Rum Yönetimi Başkanı faşist Dimitris Hristo-fiyasko’nun müzakere masasında çözüm aramak yerine, zamanı yöneterek, KKTC Cumhurbaşkanı Talat’ın görev süresinin tüketilmesini ve seçimleri kaybetmesini sağlamaya çalıştığını söyledi. Nisan ayında KKTC’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Başbakan Derviş Eroğlu’nun kazanması halinde Hristo-fiyasko’nun, Eroğlu’nun tezlerini müzakere masasından kalkmak için kullanma niyetinde olduğunu ileri süren Anastasiyadis, DİSİ’nin bu konuda oyun oynanmasına karşı olduğunu söyledi.
Sert açıklama
Alithia DİSİ Başkanı Nikos Anastasiyadis’in, bazı çevrelerin kendisini ve partisini, Kıbrıs sorununda çizgi değiştirmek ve doğrudan müzakereleri desteklemekten vazgeçmekle suçlaması üzerine yaptığı sert açıklamaya yer verdi. Gazete Anastasiyadis’in “Birinin şekil değiştirebilmesi için bukalemun olarak doğması gerekir. Bukalemun olarak doğmadığımıza göre, birilerinin kafasının arkasında partizan maksatlar işliyor diye ne rengimizi değiştirebiliriz ne de politikalarımızı” dediğini yazdı. Gazeteye göre partisinin tutumunun Klerides hükümeti döneminden beridir aynı olduğuna işaret eden Anastasiyadis şunları da söyledi: “Ülkenin kurtuluşu; Makarios-Denktaş, Kiprianu-Denktaş Doruk Anlaşmaları’na, (Rum Ulusal Konseyi’nin) 1989’daki oy birliğiyle alınan karara ve müteveffa Tasos Papadopulos’un Talat’la yaptığı ve Kıbrıs sorununun çözüm zemininin; iki bölgeli, iki kesimli ve BM kararlarında belirtildiği şekliyle siyasi eşitliğe dayalı federasyon olacağını belki ilk kez bu kadar net şekilde belirleyen anlaşmaya dayanan bir çözüm bulunmasından geçer. Müzakereleri bu zeminden çıkarırsak vay halimize. Sayın Eroğlu’nun; iki bağımsız devlete ve konfederatif rejime ilişkin istediği tezleri gerekçelendirmesine fırsat vereceğiz. Aslında bunlar, işgale de meşruiyet kazandıracak bölücü bir çözümden başka bir şey değildir. Dolayısıyla uzlaşılan ve yukarıda anlattığım zemini terk etmek çok büyük bir hata olur.”
Eski taktikler
Anlaşılacağı üzere Hristo-fiyasko zamanı lehine kullanıp aklı sıra Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türklerini çözümsüzlükle suçlamayı hedeflemektedir. Bu suçlamayı yapan Anastasiyadis’in partisi DİSİ’nin eski lideri Glafkos Klerides de zamanında aynı taktikleri gütmemiş miydi?Anastasiyadis’in bizzat kendisinin Türk dostu ve uzlaşmacı olduğunu söylemek mümkün müdür?Anastasiyadis de diğer Rum liderler gibi Türk düşmanı değil midir? Adaya 36 yıldır barış ve huzur getirmiş olan Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerini işgalcilikle suçlayarak gitmelerini talep etmemekte midir? Anastasiyadis’in Enosisçiliğinden kuşku duyan var mıdır? Yani anlayacağınız Anastasiyadis’in çözümsüzlükle suçladığı Hristo-fiyasko’dan farkı yoktur. Hepsi birer bukalemun ve kan emici vampirdir. Tüm Rum liderlerin Makarios’un izinde, Kıbrıs Türkünün adada barınamayacağı ve yok olacağı bir Yunan adası yaratma peşinde olduklarından zerre kadar şüphe duyulmamalıdır. Rumu artık iyi ama çok iyi tanımak ve ona göre hareket etmek zorundayız. Tek yol ve en doğru yol binbir meşakkatle kurduğumuz devletimiz KKTC’ye ve Anavatanımız Türkiye’ye sonuna dek sahip çıkmak ve yürekten bağlanmaktır.