Hristo-Fiyasko iyice azıttı, iğrenç Bizans oyunlarına devam ediyor
Geçtiğimiz haftaki yazımda BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un müzakerelerin yeniden başlaması nedeniyle gönderdiği mesaja değinmiş ve içeriğinden,vurgu yaptığı noktalardan dolayı, yadırgadığımı belirtmiştim. Ban’ın mesajında, yaşananların aksine, tarafların, Mart ayında, görüşmelere ara verilmeden önce önemli ilerleme sağladıklarını belirttiğini ve taraflar arasında var olduğunu iddia ettiği sözde yakınlaşmalardan dolayı cesaretlenmiş olduğunu ifade etmesinin kepazelik olduğunu yazmıştım. Geçtiğimiz hafta Ban’ın mesajı ile ilgili Kıbrıs’ta fırtınalar koptu. KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun Ban’ın mesajını ’saygıyla selamlayarak’KKTC’ye hakaret ettiği; hatta Eroğlu’nun bilinen Kıbrıs siyasetinden saparak ; Ulusal Davamıza ve Eroğlu’nu seçimde destekleyen Milli-Ulusal güçlere ihanet ettiği gibi saçma iddialar ortaya atıldı.
Cumhurbaşkanı Eroğlu en sonunda saçma sapan iddialara cevap vererek bu iddiaları ortaya koyan içimizdeki emperyalizmin uzantısı uşaklara gereken dersi verdi. Cumhurbaşkanı Eroğlu “Son görüşmede bir takım ayak oyunları yapılmaya çalışıldı. Ancak BM Genel Sekreteri ya da buradaki temsilcisinin açıklamaları beni bağlamaz. Beni müzakere masasında izleyeceğim stratejiyi ve politikayı açık bir şekilde ortaya koyduğum BM Genel Sekreteri’ne yazdığım mektup bağlar” dediği açıklamasında bilinen milli çizgisinden kolay kolay sapmayacağını dost düşman herkese
gösterdi.
Müzakerelere 3 Haziran Perşembe günü mülkiyet konusunda devam edilmesi beklenirken Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun açıklamalarından rahatsızlık duyan Hristo-fiyasko’nun Bizans oyunları devreye girdi. Hristo-fiyasko saat sabah 10’da başlaması gereken görüşmeye önce gelmek istemedi. Daha sonra BM’nin araya girmesi ile saat 11’de görüşme yerine gelmek zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı Eroğlu ise Hristo-fiyasko’nun gelmesinden 10 dakika sonra müzakerelere devam etmeden toplantı yerinden ayrıldı. Eroğlu yaptığı açıklamada ‘Beni Genel Sekreter’e yazdığım mektup bağlar’sözünü bugün değil 3-4 gün önce söylediğini belirterek, Hristofyas bundan rahatsız olmuş ve bugünkü görüşmeye gelmek istememişse bunu daha önceden kendisine veya BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’e bildirebileceğini söyledi. Bilindiği gibi Eroğlu Cumhurbaşkanı seçildiği günden itibaren uluslararası baskılara hedef olmuştur. Emperyalizm Eroğlu’nun 2. Cumhurbaşkanı Talat ileHristo-fiyasko’nun yaptığı anlaşmaları ve mutabakatları kabul ve teyit etmesini istemektedir. Emperyalizm egemen KKTC’nin lağvedilmesini istemektedir. Kıbrıs Türkünün Rum çoğunluk içerisinde kaybolup yok olmasını istemektedir. Kıbrıs Türkü olarak bizlerin adada en az Rumlar kadar eşit haklara sahip olduğumuz kabullenilmemektedir. Ayrı bir halk olup kendi geleceğimizi belirlemede özgür olduğumuz gerçeğini kabullenmek, duymak isteyen yoktur. İşte bu şartlarda Hristo-fiyasko her fırsatı değerlendirerek müzakereleri torpillemekten kaçınmamakta ve iğrenç Bizans oyunlarına tevessül etmektedir. Emperyalizmin şımarık çocuğu Hristo-fiyasko’nun amacı Türk tarafını masadan kalkmaya zorlamak sonra da “bakın Türkler masadan kaçtı, uzlaşmaz taraf Türklerdir; biz anlaşmak için elimizden geleni yaptık” diye malum siyasetlerine devam etmektir. Dünyayı Rum uzlaşmazlığı konusunda uyarmak ve kamuoyu oluşturmak zorunda olduğumuzu yıllardır yazmakta ve uyarılarda bulunmaktayım. Bu kafadaki Rumla anlaşma yapılamayacağını her fırsatta dünya kamuoyu ile paylaşmak zorundayız. Emperyalist batının yalanlarla dolu dünyası dışında gerçeklere değer verebilen koskocaman bir dünyanın da var olduğu unutulmamalı ve en azından bu kritik dönemde davamızı bu ülkelerle paylaşıp onların desteğini almayı hedeflemeliyiz. Davamızı anlamak ve desteklemek isteyen ülkelerle diplomatik yollarla görüşebilmenin olanakları mevcuttur. Yeter ki stratejilerimizi ve hedeflerimizi doğru belirleyelim. Egemen KKTC’siz ve Anavatan Türkiye’siz yok olmaya mahkum olduğumuzu unutmadan harekete geçmenin zamanıdır; uluslararası konjonktür buna oldukça uygundur...