Hiç inandırıcı değil

Bu hafta Washington’da Başbakan gelmeden önceki son hafta. Ama önceki bu tür ziyaretlerle mukayese ettiğimde inanın en az heyecan veren ve beklentisi en düşük görüneni olduğuna inanıyorum. Amerika’da yaşayan Türkler de, belli bir kısmın dışında heyecansız. Hoş onlar da çok heyecanlı değiller ama bilinmez. ABD’de konser verecek olan Mazhar-Fuat-Özkan ile Ajda Pekkan bile daha fazla ilgi çekmiş gibi görünüyor.

Son günlerde ABD başkentinde dolaşan yeni bir dedikodu var. Ben bu söylentileri şahsen doğrudan bir Amerikalı yetkiliden duymadım ama güvendiğim kaynakların dillendirdiğini gördüm. Rivayet o ki ABD, Erdoğan’ın ziyareti sırasında eline yeni bir Kıbrıs prosedürü tutuşturacakmış. Şu ana kadar ayrıntılarını bilmiyoruz ama içinde öğrenebildiğimiz tek şey, Türk askerinin adadan anlaşma öncesi çıkarılması. Geçen sefer garibim Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’a yıkılan plana bakalım bu kez ne ad koyacaklar.

Geçen sefer yazmıştım, Washington ve ABD Ergenekon’a ilgi duymaya başladı diye. Son günlerde ortaya çıkan Ergenekon ile ilgili belge ve belgeler konusunda buralarda ilginç iddialar var. Rivayete göre bir süredir yandaş basına birileri sahte belgeler pompalıyormuş, şu ıslak imza ve kafes masalı gibi. Tabii bu belgelerin üzerine sazan gibi atlayan yandaş basın ve yandaş adaletçiler de artık güvenilirliklerini kaybetmeye başlamış ve hatta artık mizaha dönüştükleri ileri sürülüyor.

AKP’nin iç ve dış politikalardaki başarısızlıkları artık saklanamayacak boyutlarda. İçerideki konulara girmek istemiyorum. Ama şu açılım saçılım zırvalıklarına da bir çift lafım var. Kardeşim siz kendi yönetiminizde demokratik değilsiniz ki ülkeye demokrasi getiresiniz. Bakın birkaç sene içinde ülkeyi tam bir polis devletine çevirip sistemi de fasitleştirdiniz. Ayrıca Ermeni soykırımı ve toprak talebinden vaz geçmedi ki sen sınırı açıyorsun.

Gelelim dış politikaya. Ben artık AKP’nin AB’ye girme konusunda takiye yaptığından eminim. Aslında AB konusuna AKP başından beri gönülsüzdü ama kendisine karşı çıkanlara karşı ihtiyacı olan gerekçeyi, Türkiye’yi modernleştiriyor, özgürlükleri yaygınlaştırıyoruz palavrası ile yarattı. AKP iktidarı askere ve muhalefete yönelik bazı yasaları çıkarmada ve uygulamada AB’ye girişi kullandı. Artık AKP bugün bu kapının kapalı olduğunu söyleyebilecek kadar açıkça tavrını ortaya koymuş durumda.

Washington’da benim izlenimim, Tayyip Erdoğan’a yeni sorumluluk ve görevlerin verilmeyeceği yönünde. Şu ara Obama yönetimi yavaş yavaş iktidar koltuğunu dolduruyor. Hâlâ çok sayıda üst düzey bürokrat ataması tamamlanmış değil. Ancak mesela bir zamanların Rum lobisine yakın bir uzman diye bilinen bugünün ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu müsteşar yardımcısı Philip Gordon, aniden Ankara’ya giderek neler konuştu. Aynı yetkili bir gün önce Washington’da düzenlediği basın toplantısında Türk dış politikası konusunda ilginç şeyler söylemişti.

Bence AKP çetesinin iktidarının başladı ve hızla aynı bir kanserin yayılması gibi ilerliyor. Her ne kadar Başbakan bakanlarını azarlıyorsa da bu Berlin düşerken Hitlerin güvenli sığınağından sağa sola çatmasını andırıyor. Sonra da kendi kafasına bir kurşun sıkmıştı. Evet, artık AKP’nin kalesi de düşmeye başladı. Hele hele bu kışı Türk halkı bir şekilde geçirsin. Göreceksiniz o bir naylon poşete ve bir çuval kömüre sattıkları oylarına ne kadar lanet edecekler.
Artık hezeyanları da, onun da kendine güvenini kaybettiğini ve hedeflerinden ne kadar uzaklaştığını ortaya koyuyor. Herhalde emekli siyasetçi olduğunda da ömrü bu gün gerekçesiz yere hapsettirdiği muhaliflerine tazminat ödemekle geçecek.

Yazarın Diğer Yazıları