Hesap vermesi gereken hesap soruyor, ayıp
Son olaylar beklendiği gibi gelişti ve gelişiyor. Ama işin garibi bu olaylar karşısında hesap vermesi gerekenler, başlarını önlerine eğip istifa edeceklerine kalkıp halktan hesap soruyor, işte o noktada kopuyorum. Herhalde böylesine bir durum dünyada ilk kez bu topraklarda meydana geliyor. O habire bağırıyor ve seyircileri de, “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye karşılık veriyor. Herkes suçlu sanki azarlanırken alkışlıyor. İşte doğu kültürü bu.
Üniversite seçme sınavından, memur seçme sınavına kadar yolsuzlukların hesabı sorulmadı. Bedel ödeyen, sınava giren kişiler oldu. Eğitimde, reform diye iteledikleri cehalet üste çıkarken, kültür ve eğitim yok edilip ülke iman gücüne yöneltildi. Öğretmenler iş diye sokaklarda gösteri yaparken okulların çoğunda öğretmenlerin yerini imamlar aldı. Ama ana ve babalar suskun. O hala bağırıyor.
Terör tırmanıyor. Oysa bu hükümet iktidara gelmeden önce terör neredeyse sıfıra inmişken, bunlar kaşıyıp, açılım, saçılım dedi, Oslo’da terör örgütü ile anlaşma masasına oturdu, şimdilerde, günde 10 çocuğumuz ölüyor, sorumlusu çocuklarını kaybeden analar babalar. Onlarınsa hiç suçu yok. Onlar şehitleri haber yapanlara da bağırıyor. Cenaze törenlerinde “şehitler ölmez” sloganı atanlar bile söylediklerine inanmıyor artık. Onlar öldürüyor şehitleri.
Halktan toplanan vergileri ve Mustafa Kemal döneminde Türk ulusunun yarattığı milli değerleri sattı, parasını Libya’daki, Mısır’daki çapulculara, Somalili baldırı çıplaklara ve son olarak Suriyeli katillere sıvadı. Eleştirenleri azarladı. Ekonomi bakanı Şimşek, “Bütçe yetmiyor” dedi. Yetmez tabii, ağanın ulufe dağıtımı devam ediyor. Benim fukara ve dar gelirli halkım, benzin ve enerji fiyatlarına konan artışlarla bedeli ödüyor. O ise Suriyeli yobazlara karargâh kurdurup silah ve cephane temin ediyor.
Afyon’daki olayın kaza olduğuna, kusura bakmayın ama ben hala inanmıyorum. O kadar çok neden var ki inanmamamı sağlayan; bunları tekrar yazmayacağım. Kuraldır, siz düşmanınızı karıştırmaya çalışırken onlar da size karşı aynı kartla mücadele eder. Bunun için düşmanınızı suçlayamazsınız. Kalkıyor askerliği kantin subayı olarak yaptığını unutup emekli generalleri eleştiriyor. Cehalet kötü şey. Cahil insan her zaman bilgiye saldırır. Bundan sonra işler daha da kötüleştikçe saldırılar artacaktır.
Siz güçsüzleştirdiğimiz askeri ve sivil kadrolarla yedi düvele kafa tutarsanız, böyle komik olursunuz. Ama bedeli gene siz değil benim zavallı halkım öder hesap vermez, hesap sorarsınız. Ne diyeyim, belki de size oy verenler hak ediyor. Müstahak.
Haberlerde izledim, Red Hot Chili Peppers gurubunun konserine 40 bin gencimiz yemeden içmeden koşa koşa katılmış. Esrarkeş müzik gurubunun ezan sesini duyduğunu açıklaması da herhalde bizim dini bütün çocukları çok heyecanlandırdı. Ne hikmetse onları, Türkiye veya bayrak mitinginde görmemiz mümkün değil. Yanlış anlamayın, tabii ki gençler konsere gidecek, tabii ki sevdikleri müzikleri dinleyecekler ama ülkelerine de sahip çıkmaları lazım. Yani her gün lay loy lom olursa bir sabah bakarsınız yok olmuşsunuz.
Gelelim günün ikinci konusuna. İsrail İstihbarat dergisi DEPKA Suriyeli çapulculardan oluşturulan ve Esat’a karşı çarpışan iki tugayın Türk subaylarının doğrudan komutası altında olduğunu yazdı. Aslında bunun anlamı Türkiye, Suriye’ye karşı adı açıklanmamış bir savaş içinde. Düşünün ne kadar tehlikeli bir adım, hem de molla ordusu ile.
Bu ay önemli. Ampul iktidarının temsilcileri geleneksel Amerika turlarına başlayacak. Biliyorsunuz Birleşmiş Milletler Genel Kurul çalışmaları var. Beş kuruşluk itibarı kalmamış Türkiye, Genel Kurul konuşmalarında da eminim dinleyici bulamayacak ve gene eminim ki bizimkiler Genel Kurul’da “Suriye’ye saldırın” diye ter ter tepinecektir.
Türk halkına tekrar söylüyorum, bu kış yiyeceği kazıklara hazırlanmalı. Çok şiddetli geçeceği tahmin edilen bu kış aylarında Ramazan’da katıldıkları ve bedava sandıkları iftar çadırlarının bedellerini ödeyecekler.