'Herkes kendi yediğinden ikram eder'
Sıcak savaşın eşiğine gelinen günleri yaşıyoruz. Aklıma belki de pek çoğunuzun bildiği, tarihte birbirine rakip iki komşu imparatorun arasında geçen bir hikaye geldi;
Bir gün, imparatorlardan biri rakibi olan diğer imparatora bazı hediyeler yollar. Ama bu hediyeler çok değerli hediyelerdir. Halılar, altınlar, gümüşler, yakutlar, koca koca yemişler ve ayrıca da sandık dolusu hediyeler. Hediyeler getirilir açılır, ama o da ne!..
İçeriyi bir koku kaplar. Çok kötü bir koku.. Nedir bu diye, her yeri aramaya başlarlar. Birde bakarlar ki, sandığın dibine insan dışkısı konulmuş.
Bu “hediye”ye muhatap kalan imparator, hemen buna bir cevap vermek için ulemalarını, hocalarını toplar. Buna iyi bir şekilde cevap verilmesi gerekmektedir. Fakat, yine cevabı kendisi bulur ve aynı hediyelerden kendisi de hazırlatır. Vezirine kendisine bir kutu gül lokumu getirmesini ister ve lokumun altına da bir not yazar ve elçiyle komşu imparatora yollar. Komşu imparator hediyeleri kabul eder ama içinde bir tereddüt, “Acaba o bana ne dışkısı yolladı ?” diye düşünürken, içeriyi birden lokum kokusu sarar ve de çok güzel kokmaktadır. Vezir lokumu ikram eder. İmparator , “Önce başkaları tatsın en son ben tadarım” diyerek kendine göre önlem alır. Herkes lokumları yedikten sonra sıra imparatora gelir, imparator lokumu yer ve altındaki not gözüne ilişir.
Notta şöyle yazmaktadır:
‘Herkes kendi yediğinden ikram eder’
***
Siyasi gündemimizle ilgili güzel bir Temel fıkrası var. Gündem maddesini bu sefer ben söylemeyeceğim. Onu da siz bulun.
Temel, kemençeden bıkmış, burnuna estetik yaptırmış, İngiltere’ye gitmiş. Ana dili gibi de İngilizce konuşmaya başlamış. Piyano çalmayı öğrenip işi de iyice ilerletmiş.
Nihayet!..
Kraliyet salonunda piyano resitali veriyormuş. Resital bitmiş. Temel, seyircileri selamlamış. Herkes çılgınca alkışlıyormuş.
Seyirciler arasında bordo-mavili bir adam durmadan bağırıyormuş;
“Ula, aferum hemşerum. Ne güzel çalaysun oni. Kemençeyi de böyle çalaydun. Sen çok yaşayasun”
Alkış bittiği halde adam bağırmaya devam ediyormuş..
Temel yanındakilere işaret edip, “Şu adamı alın getirin” demiş.
Adamı kulise getirmişler,
Temel sormuş;
“Ben kemençeyi attım, piyanoya başladım. Burnumu, dilimi her şeyimi değiştirdim. Ha!.. Sen benim Trabzonlu olduğumu nasıl anladın?”
Hemşerisi cevap vermiş:
“Ondan kolay ne var. Herkes gelur, piyanonun başına tabureyi çeker, konseri verir. Sen oturdun tabureye piyanoyu çekaysun. Ha, oradan anladum”.
***
Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verilmiş. Her iki takım da performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçmiş. Büyük gün geldiğinde iki takım da kendini hazır hissediyormuş..
Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazanmışlar....
Yarış sonrası, Türk takımı çok sarsılmış. Türk Şirket yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar vermiş. Yapılan araştırmalar, analizler ve uzun çalışmalar sonucu hata bulunup bir de çözüm önerisi getirilmiş.
Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyor, Türk Takımında ise 1 kişi kürek çekiyor, 8 kişi dümeni kullanıyormuş. 9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış yapmak üzere yeniden yapılanmış. Yeni yapılanma şekli şöyle oluşturulmuş; 4 dümen müdürü, 3 bölgesel dümen müdürü, kürek çekmekle görevli kişinin performansından sorumlu bir dümen yöneticisi ve kürek çekme elemanı.
İkinci yarışı, Japonlar iki kilometre arayla kazanmışlar. Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu hemen harekete geçmiş; yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovulmuş ve müdürlere sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verilmiş.
***
Geçen sene kızım Umay ile birlikte aynı büyük heyecanı yaşamıştık. Bugün üniversiteye girişte sınav maratonunun sonuna gelen gençler, biraz gülün!..
Adana Usulü LYS Sorusu
SORU: Fatma’nan gardaşı İbraham, bir ilaane su doldurup oynayıcıydılar! 1.musluk ilaani 3 dakkada, 2.musluk ilaani 5 dakkada dolduruk. Bunlar “oynuyok” diye musluğun birini gapatırsa, ilaan gaç dakkada dolar?
A) n’olucuydu birazdan dolar taman
B) 10-15 dakkayi bulur zahar.
C) İlaan daşar kele
D) İlaan yarık heç dolmaz ellaam
E) Anaları “suyunan oynaman töremiyesiceler” deyip doyer
HAFTANIN SÖZLERİ
* Eğer ülkeni kurtaracak bir lider beklemekteysen ben size hiçbir şey öğretememişim demektir.
* Bugün hepimize düşen ortak görev; ulusal değerlere, bilince, Cumhuriyet’e sahip çıkmak, Çanakkale’yi, Kurtuluş Savaşı’nı kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır. Türk Ulusu dili, kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde yürüyecektir.
* Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
* Milletlerin tarihinde bazı dönemler vardır ki, belli amaçlara erişebilmek için maddî ve manevî ne kadar kuvvet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı doğrultuya yöneltmek gerekir. Yakın yıllarda milletimiz, böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin önemli sonuçlarını kavramıştır. Memleketin ve devrimin, içeriden ve dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı korunması için, bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması gerekir. Aynı cinsten olan kuvvetler, ortak amaç yolunda birleşmelidir.
Hepsi Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk’ten.
Olabilirse!..
İyi Pazarlar efendim.