Türkiye, ciddi ve tarihi sayılabilecek gelişmeleri birbiri peşi sıra yaşıyor. Son bir hafta içinde ikisi içeride ikisi dışarıda dört önemli olay meydana geldi. Bunlardan ilki, Çankaya’da düzenlenen “Devlet Övünç Madalyası” töreni sırasında meydana geldi: Bir şehit babası Cumhurbaşkanı’nın önünde bayılarak yere yığıldı. Ardından şehit anasının feryadı duyuldu. Şehidin kız kardeşinin sitemi salonu doldurup arşı alaya yükseldi. Vatan için hayatını feda eden şehitlerin ardından gözünü, bacağını ve dalağını kaybedenler övünç madalyalarını aldılar. Bu tören bir kez daha milletin yüreğini dağlayan görüntülere neden oldu.
Çankaya’da bu tören sırasında yaşananlar, milletin vicdanını ciddi biçimde sızlatmıştır. Bu görüntüler milletin vicdanını sızlattı da devletin ya da devletlülerin vicdanını sızlattı mı? İşte orası biraz tartışılır.
Ölüm orucu dosta karşı tutulur!
İkinci Olay; TEKEL işçilerinin Türk İş Genel Merkezi önünde bir süreden beri sürdürdükleri oturma eylemini açlık grevine dönüştürmeleri sırasında meydana geldi. Otuzun üzerinde işçinin durumu ağırlaştığı için hastaneye kaldırıldı. İşin şakaya gelir tarafı yok. Binlerce işçi hak arama mücadelesi sırasında çok büyük travmalar yaşadı. İnsanlar kış ve kıyamette göz yaşları içinde son çare olarak hükümeti insafa getirmek için ölüm orucuna yatıyorlar. Hükümet aldırmaz görünüyor. Sosyal bir felaket yaşanması an meselesidir. Başta hükümetin olmak üzere herkesin sorumluluk duygusu içinde hareket etmesi gerekiyor. TEKEL işçilerine de buradan şunu hatırlatmak şart oldu: Ölüm orucu dosta karşı tutulur. Kendinize dost olarak bilmediğiniz kurum ve kişilere karşı tuttuğunuz ölüm orucunu bir kez daha gözden geçiriniz!
AKP’nin Ermeni saflığı!
Üçüncü bir olay da, Ermenistan Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolü onaylamasıydı. Ermenistan mahkemesi, iki ülke arasında kurulmasında mutabık kalınan ortak tarih komisyonunun görevini tayin ederek onayladı. Buna göre “Tarih komisyonu, soykırımı dünyaya kabul ettirecektir”. Bu son gelişme, AKP iktidarına Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunların spor, peynir ve kilise tamiratına indirgenemeyecek kadar derin olduğunu öğretmiş olmalıdır. Bu arada Hrant Dink’in öldürülmesinin yıl dönümünde oğlunun yaptığı konuşmada “Avdık yem olduk” sözleri dikkat çekmeyecek gibi değildir.
Kıbrıs’ta Orms Davası şoku!
Dördüncü bir gelişme de Kıbrıs’ta Orms Davasıyla ilgili olarak yaşandı. Dava ile İngiltere yüksek mahkemesi, Kuzey Kıbrıs’ın toprakları üzerinde Güney Kıbrıs Rum Mahkemelerinin kararlarını geçerli saydı.
Son bir hafta içinde meydana gelen gelişmeler gösteriyor ki, Türkiye içeride ve dışarıda her alanda gerilemeye devam ediyor. Türkiye, İsrail ile ilişkilerde “Alçak Koltuk=Özür” ikilemiyle idare ederken Kıbrıs’ta geriliyor. Teröristlerin teslim olması için açılım yapayım derken Apo’nun liderliği pekiştiriliyor. Soykırım iddialarından kaçınmak için Ermenistan ile protokol yaparken soykırımın dünya genelinde tanınması için tarih komisyonu kurmuş oluyor! Bütün göstergeler bu ülkeyi yönetenlerin bir şeyleri yanlış anladığını ve yanlış yaptığını gösteriyor! Sizce de bu ülkede bir şeyler yanlış gitmiyor mu?
