Hepinize yer var
Emre Uslu’nun KCK soruşturması sonrası tasfiye edildiklerini söylediği polislerden aldığı “bilgiler(!)”i içeren çok uzun yazısının, uzunca bir özeti meraklısı için Medya Polemik’te var.
Bu köşenin takipçileri için çok kısaca özetlemek gerekirse;
“Silivri süreci” yakar topa döndü!
“Aman benim elimde kalmasın” diye kaçan kaçana!
Polislerin Uslu’ya anlattıkları da “Biz yapmadık Erdoğan yaptırdı” imajı inşa edip, enkazın altında kalan tarafının cemaat olmamasına dönük beyhude bir çabadan öteye geçmiyor aslında.
Odatv davasında yargılanan gazetecilerden Barış Pehlivan, Uslu’nun aktardıklarına cevaben “yemezler” tonunda birkaç soru yöneltti dün:
- Polislerin “sözde suç delilleri”ni elleriyle koymuş gibi buluvermeleri mi Başbakan’ın marifeti mesela?
- Mesela polisler, nasıl oldu da henüz bilgisayarları incelememişken bilgisayarların içindekilere dair sorular yöneltebildiler emniyetteki sorgulamalarda?
- Aramalardaki kamera görüntülerinin sesleri niye silindi; Başbakan o görüntülerdeki konuşmalardan haberdar mı?
Ve elbette;
- Başbakan’a bağlı MİT’in Hakan Fidan tarafından görevlendirilen Asya Sorumlusu Kaşif Kozanoğlu üzerinden MİT’e operasyona kalkışılmasını da Başbakan mı istedi?
Kimse boşu boşuna sağa sola kaçışmaya, suçuna ortak aramaya çalışmasın; bir bir çöken davaların enkazı öyle devasa ki altında hepinize yer var;
Operasyonu yapana da, yaptırana da, nemalanana da...
Bu da sorulur mu!
Tarafsız Bölge’nin tanıtımı dolayısıyla dün bütün gün aynı soru döndü durdu CNN Türk ekranında:
“Hukuktan adam kurtarıldı mı?”
MİT Müsteşarı için çıkarılan “kişiye özel yasa” dan sonra ciddi ciddi bu sorulur mu?
Geleceğe “Kürdistan” yatırımı
Tarihi başarıydı... İhanet geçit verilmemişti... Yaşasındı... TBMM’ye sunulan bütçe kitapçığına BDP’liler tarafından sokulan “Kürdistan” ifadesi çıkarılmıştı.
TBMM TV’yi bir açtım dün; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bütçesi hakkında konuşmak üzere söz alan BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane “Kürdistan’daki kadınların yıllardır verdiği mücadele” yi anlatıyor.
Geçen de “Kurt” olan soyadını Kürtçe “Zozani” ile değiştiren Hakkari Milletvekili, Yüksekova’yı savaş alanına çeviren terör örgütü yanlılarından bahsederken “Onlar teröristse ben de onlar kadar teröristim” diye bas bas bağırıyordu kürsüde.
Oturun 7-24 izleyin demiyorum; bütçe görüşmeleri bitmeden sadece bir gün birkaç saatinizi ayırın yeter; basına yansımalar ne sözler, ne tehditler... TBMM tutanaklarına göz göre göre Bakanlıkların hizmet vermekle yükümlü olduğu, fiilen var olan bir bölge olarak kaydettiriliyor “Kürdistan”!
Onların torunları 100 yıl sonra “Açın 2013 TBMM tutanaklarını orada da Kürdistan var” deyip bölücü emellerini yaşatabilecekler “dedeleri-nineleri” sayesinde; ya Türk Milleti? Aynı tutanakları aynı gururla işaret edip, kayıtsız şartsız egemen bir “Türk Devleti” nin varlığından söz edebilecek mi?