HDP’yi Meclis’e kim taşıdı?

AKP’nin iktidarı kaybetmesi bazı sıkıntıları da beraberinde getirdi. Hayır, ekonomiden bahsetmiyorum, bu arkadaşların olayları muhakeme tarzlarından bahsediyorum.

AKP’liler “iktidarı nasıl kaybettik?” sorusuna cevap ararken bula bula “bu MHP ve CHP’liler kumpas kurdular HDP’yi baraj aştırdılar o da bizi hükümetten düşürdü” cevabını bulabildiler. Yetkililerinin açıklamalarından ortaya çıkan tablo bu.

Hadi birkaç adımda “bu HDP’yi kim var etti, seçimde barajı kim aştırttı?” sorusuna cevap arayalım.

Önce HDP’yi siyasi olarak neyin var ettiğini soralım.

Ne diyor hükümetimizin yetkilileri: “Çözüm sürecini biz sırtlandık, HDP oyları aldı.”

Yani HDP’yi bu noktaya taşıyan çözüm süreciymiş.

Çözüm sürecini neredeyse “varlık” sebebi olarak gören ve el’an da görmekte ısrar eden hükümet kendi ağzından HDP’yi bugünlere taşıdığını zaten itiraf ediyor.

Sonra HDP’nin oylarını hangi partilerden devşirdiğine bakalım.

Geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmada HDP’nin aldığı 13 puanın 4,2’sini AKP’den, 1,9’unu CHP’den aldığı ortaya çıktı. Kendi taban oyları ise 5,7.

Yani HDP’nin “taban oyu” kadar oy AKP’li seçmenden HDP’ye kaymış.

HDP’nin Nişantaşı ve Bebek’te aldığı oyları manşete taşıyanlar nedense bu tabloyu görmezden geliyor.

Sonuç olarak tablo ortada.

HDP’yi siyasi olarak bugünlere taşıyan projenin mimarı olan AKP, HDP’yi oyları ile de Meclis’e taşımış oldu.

Bölgede dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz seçim sonuçlarının ortaya çıkması, bölgeyi PKK’ya terk etmekten başka bir sonucu olmayan “çözüm süreci”nin meyvesidir.

Bölgeden gelen haberler iç açıcı değildi zaten.

Toplu oy kullanma iddiaları seçim günü sosyal medyaya yansımıştı bugün (13 Haziran) hükümete yakın medya dahil bazı medya organlarına da yansıdı.

Bölgede “de facto” olarak güvenliğin kimlerden sorulduğu ortada.

PKK’nın kimlik kontrolü yaptığı, güvenlik birimleri oluşturup diploma dağıttığı bölgede seçim güvenliğini sağlamanız mümkün mü?

Bir partinin Güneydoğu Anadolu’nun bütün şehirlerinde yüzde 70’lerin üzerinde oy alması normal mi?

HDP’nin Meclis’e girmesinde “uluslararası komplo” arayan ve MHP’yi de bu komploya dahil eden aklıevveller hiç komplolara bakmasınlar rakamlara baksınlar.

Orada gerçekleri görecekler.

Eğer görebilirlerse AKP’den HDP’ye kayan “kitlesel” oyların sebebini AKP’li yöneticilere sorsunlar.

Demokrasi böyle bir şey...

Bir de ecnebi lisanı ile dile getirelim. Türkçe anlatamadık bir türlü. Ne demiş Mevlâna: Onceyouconqueryourselfish self, allyourdarknesswillchangetolight.

Yani, oyunun düştüğü ilk seçimde yıllardır sana oy verenlere, egona yenik düşüp “size insanlık yaramaz!” dememelisin diyor Rûmi.

Yani, sana oy verirken “millî irade” dediğin insanlar oylarını geri çekince o egona esir olup “vay cahiller” demeyeceksin diyor.

Neticede “Millî irade” sadece sana oy verenlerden değil, temsilcisi olduğunu iddia ettiğin milletin toplamından oluşur.

Yani, senin sevdiğin partiye yıllarca oy verenleri, bir seçim tercih değiştirince “ırgat” yerine koymamalısın diyor Celaleddin...

Eğer Mevlâna’yı dinlemezsen yıllarca sana oy verenlere “bidon kafa” diyenlerden hiçbir farkın kalmaz.

Eğer Mevlana’yı dinlemezsen seni desteklediğini varsaydığın sosyal katmana “göbeğini kaşıyan adam” diyen zihniyetle aynı lige düşersin.

Eğer o karanlığı tercih edersen milletin % 60’ını “aptal” yerine koyan adamı eleştirmeye hakkın olmaz...

Yani eyy AKP’li arkadaş...

Demokrasi denilen şey iktidar ve muhalefetten oluşur ve demokrasi denilen şey sadece seni iktidara taşımak için yoktur; başkaları da kazanabilir...

Sana oy verenler “özgür” bireylerdir, yani sana “tapulu” değildir, senden memnun kalmazsa başka yerlere gidebilir.

Belki size garip geliyordur lâkin demokrasi, özgür irade, millî irade böyle bir şey işte...

Nasıl ki gerçek devlet idaresi “ne isterlerse vermek” değilse, demokrasi de “her istediğinde almak” değildir.

Problemi Mevlâna 7 asır önce görmüş ve çözümü sunmuş: “Egonu yenmeyi başardığın zaman, içindeki bütün karanlıklar aydınlığa dönüşecektir.”

Evet problem bu: Karanlık...

O yüzden görülmüyor gerçekler...

Yazarın Diğer Yazıları