Halkıyla Savaşan Kaddafi!
Muammer Kaddafi, 1969 yılında albay iken Libya’da Kral İdris’i devirerek yönetime el koymuş bir darbecidir. Ülkesini de 41 yıldır demir yumrukla yönetmektedir. Albay Kaddafi ismi o zamandan bugüne sürekli tuhaf, saçma ve anormal davranışlarla gündeme gelmiştir. Gittiği her ülkeye çadırını, develerini ve deve sütünü de kendisiyle birlikte götürür. Kırk bakire genç kızdan oluşan “Amazon Birliği” tarafından da kendisi korunur vb.
Libya lideri, yıllardır ülkesinde dış politikada Arapçılığa dayalı Batı karşıtı bir tavır sergilerken, ülkede sosyalist bir rejim uyguladı. Abdülnasır’ın Mısır’da gerçekleştirdiği reformları, Libya’da da uygulamaya başladı. Kaddafi, ekonomide sosyalist, ideolojide Arap milliyetçisi, kültürde ise kendi yazdığını söylediği “yeşil” kitap anlayışını esas alan İslam’dır.
Kendi halkını bombalıyor!
Tunus’ta başlayan ve dalga dalga Arap dünyasını saran isyanın Libya’ya ulaşmasıyla Kaddafi rejimi gerçek yüzünü gösterdi. Çad ve Gine’den getirdiği keskin nişancı ile lejyoner (paralı) askerleri Libya halkının üzerine süren Kaddafi’nin jetlerle, isyan edenleri bombaladığı haberleri geliyor. “Halkımızı vurmayız” diyen 2 pilot Kaddafi’nin “isyancıları bombala” emrine uymamak için uçaklarıyla Malta’ya sığındı.
Kaddafi’nin Adalet Bakanı, sözcüsü ve 5 ülkedeki elçisi “halkın üzerine kurşun yağdıran bir rejimin parçası olmayız” diyerek istifa ettiği duyuruldu. Libyalı din adamları isyan çağrısı yaparken ülkenin iki büyük aşireti de Kaddafi rejimini desteklemediğini açıkladı.
Oğul Kaddafi Türkiye’yi suçluyor!
Muammer Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi, yaşanan isyanı dış güçlerin kışkırttığını iddia ederek, “son adamımıza, hatta son kadınımıza kadar savaşacağız. Libya’yı İtalyanlara ve Türklere bırakmayacağız” dedi.
Muammer Kaddafi ise “Ben devrim lideriyim, istifa etmeyeceğim. Gerekirse bu topraklarda şehit olurum” dedi. Protestocu göstericileri ise ’sıçanlar ve fareler’olarak niteledi. İsyancıları, devletin güvenliği, halkın birlik ve beraberliğine kast ettikleri için ölümle cezalandıracağını ifade etti.
Öyle görünüyor Libya’yı baba ve oğul Kaddafi, “Türklere ve İtalyanlara” değil Libya halkına bırakmamaya kararlılar. İşin garip tarafı da İtalya Başbakanı, “Kaddafi’nin devrilmesi halinde Libya’da daha büyük felaketler yaşanır. Bu nedenle Kaddafi yönetimde kalmalı” diyen neredeyse tek AB ülkesi başbakanıdır. Oğul Kaddafi’nin Türkiye için söyledikleri ise Davutoğlu’nun dediği gibi “dil sürçmesi” değil tam anlamıyla saçmalıktır.
Halklar saltanat istemiyor!
Şu hale bir bakınız: Suriye’yi Hafız Esat, oğulları Basil ve Beşşar’dan ikincisine bıraktı. Irak’ı Saddam ABD’den kurtarsaydı oğlu Uday ya da Qusay Saddam’a bırakacaktı. Mısır’da Hüsnü Mübarek yerine oğlu Cemal Mübarek’i hazırlıyordu. Yemen Devlet Başkanı, isyancılara karşı yaptığı konuşmada 2013’ten sonra aday olmayacağını ve oğlunu da aday yaptırmayacağını söylemek zorunda kalmıştır. Libya’da da Muammer Kaddafi’ye 41 yıl iktidar yetmemiş olacak ki yerine oğlu Seyfülislam Kaddafi’yi hazırlıyor.
Baba ve oğul Kaddafi’nin görmek istemediği gerçek şudur: Dünya’da emirlik, şeyhlik, krallık ya da beylik dönemi kapanmıştır. Artık insanlar Arap dünyasında da saltanat istemiyor. Artık halklar kitle iletişim ve ulaşım araçları vasıtasıyla hem birbirleriyle anlaşarak organize olabiliyorlar hem de güçlerinin farkına varıyorlar. Gücünün farkına varmış olan bir halkı bundan böyle hiçbir diktatör durduramaz. İradesini halktan almayan rejimleri de ayakta tutacak hiçbir güç yoktur.
Günümüz dünyasında şiddet, terör, korku ve şantaja dayalı rejimlerin geleceği yoktur. Eninde sonunda halklar, zalim diktatörleri saraylarından ve çadırlarından çıkaracaklardır. Kaddafi de çıkarılacaktır. Ancak gelişmeler Libya liderinin halkına kan banyosu yaptırmadan çadırından çıkmayacağını gösteriyor. Allah (cc) Libya halkını korusun!
Bugün itibarıyla Libya, bir delinin esir aldığı ülkenin adıdır. 41 yıldır Libya’nın darbeci lideri Libya’yı kendisi hariç herkesten kurtarıyor.