Hakaretler ve kerâmetler...
Arvasi sülalesi hakkında Yeniçağ, Kocaeli, Bayburt Postası gazetelerinde ve Berfin Bahar Dergisi'nde yazılar yazdım.
Yazılar epeyce gürültü kopardı ama küfürlü, hakaretli gürültü... Düzeyli bir eleştiri ve yanıt gelmedi... Bu yazımda size bu sövgülerden örnekler vererek, bunların düzeyini göstereceğim.
* * *
kamuran arvas
21.10.2015
kime: Cazim Gürbüz
yaşından utan sen kimsinki arvas ailkesine dil uzatıyosun yezidmisin.. soysuz allahın laneti senın uzarınde olur inşallah ehlıbeyt ailesine iftira atacak kadar cahilsin sen musluman degılsın soysuz yahudi yezid bidaha dedelerim hakkında tek bir yazını gorursem inan bana surundururum seni.. savcı ubeydullah arvasa yolluyorum yazılarını haddını billl kopekkk
Mehmet Raci ARVAS
22.10.2015
Kime: Cazim Gürbüz
"ALLAH" yerine "TANRI" kelimesini kullananlar, bunu ya cahillikten, bilgisizlikten kullanmaktadırlar; ya da kavrayış yani idrak yetersizliğinden konuyu değerlendiremedikleri için yapmaktadırlar. Buda belli oluyorki cahil cüheylanın tekisin. Sen Arvasi ailesine kurban ol. Peygamber Efendimizin soyundan gelenlere aileme yaptığın o çirkin itiraflar bir gün gelecek burnundan fitil fitil gelecek. Yahudi kırması, şerefsiz adi köpek. Allah'ın izniyle yakında geberip gideceksin. Mezarını bulursam işeme geleceğim. Çünkü sen buna layıksın.
* * *
Fakat durun daha okutacaklarım bitmedi...
Önce bunlardan bir Şeyh'in kerametini sunacağım size. Öyle bir keramet ki, Hazreti Peygamber bile böyle mucize göstermemiştir. İşte buyurun:
"Seyyid Fehim hazretleri bir defâsında talebeleriyle Van Gölü kıyısında giderken, göldeki Ahtamar Adasında bulunan Ermeni kilisesinden bir papaz çıkarak su üstünde yürümeye başlar. Talebeler bunu görünce, bâzılarının hatırına; 'Allah'ın düşmanı dediğimiz papaz, su üzerinde yürüyor da, evliyânın büyüğü, Allahü teâlânın sevdiği, seçtiği kulu bildiğimiz, Seyyid hazretleri acabâ neden yürümez ve kıyıdan dolaşır' diye gelir. Seyyid Fehim, bu düşünceyi anlayıp, mübârek ayaklarındaki nalınları ellerine alıp, birbirine çarpar. Nalınları çarptıkça papaz suya batar. Boğazına kadar gelince, bir daha çarpar. Papaz, batar ve boğulur. Sonra, böyle düşünen talebesine dönerek; "O, sihir yaparak, su üstünde gidiyor, böylece sizin îmânınızı bozmak istiyordu. Nalınları çarpınca sihri bozulup battı. Müslümanlar sihir yapmaz' buyurdu. Kerâmeti ile papazın sihrini bozdu."
Kaynak: http://www.biriz.biz/evliyalar/ea0674.htm
Ve işte bu da 2. Dönem Van Milletvekilliği yapan İbrahim Arvas'ın anılarını topladığı kitabında yazdığı, ailesinin şeyhlik silsilesinden yalnızca ufak bir bölüm. Tamamı buraya sığmaz:
"Dedem Seyyid Muhammed Efendi'nin oğulları, Şeyh Muhittin (müftü), Şeyh Mahmud, Şeyh Ahmet, Şeyh Nurettin, Şeyh Hamit Paşa, Şeyh Hüseyin Efendi'dir. Müftü Efendinin oğulları ise Seyyid Mustafa ve Şeyh Hasan'dır. Seyyid Mustafa'nın oğulları meşhurları Seyyid Abdulhakim, Seyyid İbrahim, Seyyid Taha, Şeyh Şemsüddin ve Şeyh Yusuf Efendi'dir."