Hadi iyi bayramlar!

Bugün hâlâ bayram... Çikolata, baklava, kadayıf, diyetisyenlerin tavsiyelerine uyanlar sütlaç, meyve...
İlla ki bolca şekerleme;
Bu kadar “mutluluk hormonu” salgılatıcı bir araya gelince ister istemez gevşiyor bünye.
Ya sonra?
Bayram dönüşü travmatik bir azap oturacak midelerinize!
“Yüreğimi al, bana sadece 10 yumurta ver” diyen o Türkmen annenin çığlığı zonklayacak kulaklarınızda;
Duymadığınız, görmediğiniz, hissetmediğiniz ne varsa, hepsi orada; bilinçaltınızda. Duymazdan, görmezden gelseniz de birikiyor “insan” kalan bir yerlerinizde sessizce.
Sonra bir dışavurum fırtınası, bir vicdani infilak;
Ağrınız oluyor, sancınız oluyor, derdiniz oluyor. Ne yani; sadece bireysel hezeyanlarınızdan mı yapışıyor yakanıza “çağın hastalıkları?”
Siz bile bilmiyorsunuz belki; benden duyun “ister istemez” kemiriyor içinizi bunca zulüm! Ama erken ama geç, bir gün fark edeceksiniz zannettiğiniz kadar dışında kalamadığınızın çemberin.
13 yaşında onlarca sapık, sapkın, ruh hastası, psikopat, vahşinin tecavüzüne uğradıktan sonra çarmıha gerilen o Türkmen kız mesela;
Yeter, hücrelerinizde “tümör”lenmeye.
Başka hiçbir şey yaşanmıyor olsa bile;
Açlıktan ölmüyor olsa bile çocuklar; ki ölüyorlar.
Bir yudum su için “el”e avuç açmıyor olsa bile kadınlar; ki açıyorlar.
Kurşuna dizilmiyor olsa bile “gardaş”ların; ki diziliyorlar.
Toplu mezarlardan başka “sığınak” kalmamışsa; ki yok gerçekten;
Ve bu koşullarda bile Gazze için ulusal yas ilan eden, Gazze için yardım kampanyası başlatan ülken kör, sağır, dilsizse;
Bayram sabahı cami avlusunda, Myanmar diyorsa, Arakan diyorsa ve Kerkük’ün adını anmıyorsa yine de seni yöneten;
Azap olup çökecek üzerine bu suçluluk duygusu; mecbur...
Hadi şimdi iyi bayramlar.

Yazarın Diğer Yazıları