Hacettepe Rektörlüğü
Her siyasi parti seçim öncesinde barajı indireceğini, siyasi partiler ve seçim yasalarını değiştirerek gerçek demokrasiyi tesis edeceklerini, halkın refahını, geçim standartlarını yükselteceklerini vaat ederken lafı evirip çevirip: "12 Eylül ürünü YÖK'ü kaldıracağız" diye bol keseden sallarlar. Neticede kadrolaşma, yandaş oluşturma ve diğer bahanelerle hiç biri yapılmaz. Bugün şu YÖK meselesi ve değerli dostum Servet Avcı ve yazarımız Selcan Taşçı'nın dikkat çektiği Hacettepe Üniversitesi'ne değinmek istiyorum. YÖK denilen kuruma başından beri karşı olduğumu hatırlatayım. Hacettepe'ye gelince. Oğlum Erdem iki yıl bu okulda eğitim gördükten sonra "lanet olsun!" diyerek yarım bırakıp Gazi Üniversitesi'ne geçti. Zira bölücülüğün cirit attığı, öğrencilere saldırıp, okulda eşkıya gibi hakimiyeti ele geçirip öğrenci ve öğretim görevlilerinin fotoğraflarını asıp hedef gösterilen bir okul oldu Hacettepe. İmralı'daki bölücübaşının posterlerini, örgüt paçavralarını asıp günlerce okul işgal ediliyor. Rektör ise ideolojik görüşleri bir kenara bırakıp tavır sergilemek için Türk bayrağı asan Atatürkçü, millî gençleri engelliyor. Aralarında oğlumun da bulunduğu bir grup genç rektörlüğe önce dilekçe verdiler. Cevap alamayınca bir heyet ile acil görüşme talepleri lütfen kabul edildi. Rektör Prof. Dr. Murat Tuncer'in makamında gerçekleşen olayın tanıklarının isimleri bende mevcut. Dahası öğretim görevlileri de biliyor. Bölücü terör örgütünün paçavraları yerine Türk bayrağı açan öğrencilere rektörün verdiği cevaba gelince; "Gençler sizi anlıyorum ancak demokratik gösterilere tahammül etmek lazım. Siz şimdi Türk bayrağı açarsanız karşı taraf daha çok tahrik olacak ve olaylar çıkacak. Siz gidip derslerinizle ilgilenin."
PKK'lı teröristlere hoşgörü ile yaklaşıp, Türk bayrağı açan gençleri "tahrik" ile suçlayan rektör şimdi yine aday. Bakalım Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın tercihine mazhar olabilecek mi?
Diğer adaya gelince... AKP hükümetinin 17-25 Aralık rezaletinden sonra eski ortakları paralelcilere savaş açtığını sanıyoruz. Hacettepe Rektörlüğü için birinci sırada olan Prof. Dr. Haluk Özen'in paralelci olduğuna dair ciddi iddialar var. Cemaatin çeşitli kuruluşlarında gösterdiği faaliyetlerle ilgili istihbarat raporları sanırım Erdoğan'ın da önüne konmuştur. Sarayda durum değerlendirmesi yapmaya devam eden Erdoğan'ın Abdullah Gül döneminde atanan rektörlerin büyük bölümünü yeniden seçmeyeceğini başkent kulislerine kulak verenler bilir.
Gelelim üçüncü sıradaki Prof. Dr. Uğur Erdener'e... Daha önce rektörlük yaptığı 2011'e kadar hakkında olumsuz kanaat yok. Zaten saraya üç isim bildiriliyor. Daha önce dokuza kadar yolu vardı. Bir oy alan bile rektör olabiliyordu. Umarım Hacettepe eski güzel ve bilim dolu günlere yeniden döner. Bugün yarın Cumhurbaşkanının tercihi açıklanacak. Bakalım PKK ve paralel ile mücadelede ne kadar samimi göreceğiz.
------------------------------------------------------------------------------------
Cevap ve düzeltme
Yeniçağ Gazetesi'nin 29.12.2015 tarihli baskısında, Yavuz Selim Demirağ'a ait ve "Hacettepe Rektörlüğü" başlıklı yazıda ve yine gazeteye ait web sitesinin "https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ hacettepe-rektorlugu-36729yy.htm" linkinde aynı başlıkla yer alan yazıda; Hacettepe Üniversitesi ve Rektör Prof. Dr. A. Murat Tuncer hakkında, gerçeğe aykırı anlatımlar ile kişilik haklarına ağır saldırı teşkil eden ve kamuoyunu yanıltan ifadeler yer almaktadır.
Öncelikle belirtmek isteriz ki Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Murat Tuncer'in amacı, ülkemiz için eğitim alanında en iyiye ulaşma yolunda üstün özveri ile çalışmak olmuştur. Bu yönde, "demokratik ve barışçıl bir ortam" oluşturmak da önceliğidir.
Köşe yazısında, 20 ve 23 Mart 2015 tarihlerinde Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü'nde yaşanan olaylar yeniden gündeme getirilerek, müvekkilimizin "PKK'lı teröristlere hoşgörü ile yaklaşıp, Türk bayrağı açan gençleri 'tahrik' ile suçladığı"na ilişkin gerçeğe aykırı ve ağır ithamlarda bulunulmuştur. 23 Mart 2015 tarihinde, Hacettepe Üniversitesi öğrencileri, Beytepe Kampüsü'nde, rektörlükten izin alarak "Bayrak Yürüyüşü" etkinliği düzenlemişlerdir. Ancak, etkinlik devam ederken karşıt görüşlü öğrenci gruplarının, Türk Bayrağı açarak yürüyen öğrencileri engellemek istemesi nedeniyle olaylar çıkmış ve arbede yaşanmıştır. Rektör müvekkilimiz ise görevi gereği olayların büyük şiddet eylemlerine dönüşmemesi amacıyla ve en önemlisi öğrencilerin zarar görmemesi için bizzat müdahale ederek; öğrencilerle birebir diyalog kurmak suretiyle olayları kontrol altına almıştır.
Yazıda aksi iddia ediliyorsa da; Prof. Dr. A. Murat Tuncer'in, üniversite çatısı altında; yasadışı ve ülkemiz bütünlüğüne yönelik faaliyetlere göz yumması söz konusu değildir.
Ancak yazı, planlı ve kasıtlı olarak, Hacettepe Üniversitesi'ne rektör atama döneminde, sosyal ve bilimsel kimliğe zarar verme amaçlıdır. Zira bahsi geçen olaylar, aylar öncesi Mart ayında yaşanmıştır. Rektörlüğü süresince, "öğrenci odaklı üniversite" yolunda gösterdiği gayret ve özen, bugün bir takım çevrelerin makam hırsı ile çarpıtılarak kamuoyu yanıltılmaktadır. Son olarak yazıda var olan farklı cümlelerle, ülke bütünlüğüne zarar veren bir illegal yapı ile ilişkilendirilme ve hedef gösterilme ve kamuoyu önünde bu yönde algı yönetimi ile gerçeğe aykırı yayın yapılması, Basın Kanunu ile Türk Ceza Kanunu kapsamında hukuka aykırılık ve suç teşkil etmektedir.
Bu konuda sorumlular hakkında gerekli yasal işlemlerin başlatılacağını ve yargı nezdinde; karalama amaçlı gerçek dışı haber yapmak suretiyle, Hacettepe Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi rektörü Prof. Dr. A. Murat Tuncer'in sosyal ve bilimsel kimliğine zarar vermeye çalışanlarla, sonuna kadar mücadele edileceğini kamuoyuna saygıyla duyurmaktayız.
Prof. Dr. A. Murat Tuncer
Vekili Av. Sunay Akyıldız
------------------------------------------------------------------------------------
Başsağlığı
Tam yüz yıllık bir çınar devrildi. Kıbrıs davasının kahramanlarından TMT (Türk Mukavemet Teşkilatı) kurucularından Gazi Albay İsmail Lütfi Tansu'yu dün Kocatepe Camii'nden uğurladık. Kıbrıs Millî Koordinasyon Kurulu Başkanı Yakan Cumalıoğlu, 99 yaşında, tam da Kıbrıs'ın gözden çıkarıldığı günlere de kahrederek Tansu'nun veda ettiğini haber verdi. "Aslında Kimse Uyumuyordu" adlı kitabı ile Kıbrıs davasını anlatıp son nefesine kadar savunan Tansu'nun bu ölümsüz eserini okumayan kaldıysa kütüphanesinde yer açsın.
Ve Hüseyin Başaran... TRT'nin güler yüzlü, güzel sesi... Futbol maçlarının canlı yayın sunucusunu da aynı gün aynı yerden uğurladık. Dünya kupalarını, olimpiyatları heyecan ile seyirciyle buluşturan, spor camiasının efendi yüreği de atmıyor artık.
Tansu ve Başaran ailelerine baş sağlığı diliyorum.