Güney Kıbrıs-İngiltere memorandum maskaralığı...
23 Ekim 2007 tarihinde Anavatan Türkiye ile İngiltere arasında Stratejik Ortaklık Anlaşması imzalanmış; bir kısım şaşkın da bu anlaşmayı “Londra’nın KKTC’yi tanımak için attığı bir adım” olarak nitelemişti. Neymiş efendim, söz konusu anlaşmanın Kıbrıs ile ilgili bölümünde KKTC’nin adı zikredilerek, İngiltere’nin KKTC ile doğrudan ilişkiler kuracağı, bu çerçevede eğitim, ticari ve diğer alanlarda üst düzeyde temaslar yapılacağı taahhüt ediliyormuş. Bu anlaşmaya göre izolasyonlar kalkacak, Kıbrıs’lı Türklerin Avrupa Parlamentosu’ndaki temsiliyet hakları desteklenecek ve Birleşik Krallık ile Kıbrıslı Türkler arasında doğrudan ilişkilerin kurulması sağlanacaktı.
Bizim karnımız bu tür emperyalist yalanlara tok olduğu için o tarihte yazdığımız yazılarda ve televizyon programlarında boşuna heveslenilmemesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunarak, İngiltere samimi ise ilk önce Kıbrıs Türküne uyguladığı vizeyi hemen ve koşulsuz olarak kaldırmasının gerekliliğini vurgulamıştık.
Türkiye ile imzalanan 7 maddelik Stratejik Ortaklık Anlaşması’nın olsa olsa bölgemizdeki emperyalist çıkarlara, sömürgecilerin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesindeki jeopolitik ve ekonomik çıkarlarına hizmet etmeye yönelik bir anlaşma olduğunun da altını çizmiştik.
Anavatan Türkiye ile İngiltere arasında imzalanan bu anlaşmadan bugüne kadar KKTC ve Kıbrıs Türkü olarak bir yarar görmediğimiz ortadadır. Ancak Rum tarafı sözkonusu anlaşma sonrasında yarattığı suni krizi başarı ile yöneterek önceki gün İngiltere ile “Karşılıklı Anlayış Memorandum’u” imzalamıştır.Bu Memorandum, Kıbrıs Türkünün kabul etmesi mümkün olmayan içeriği yanında, Anavatan Türkiye ile Stratejik İşbirliği Anlaşması imzalamış sözde dost ve müttefik İngiltere’nin ve çözüm için işbirliği yapılan Hristofyas Yönetiminin samimiyetsizliğini göstermektedir. Rum tarafı Ekim 2007’de Anavatan Türkiye ile İngiltere arasında imzalanan anlaşmaya tepki koyarken bugün benzer bir anlaşmayı yapmaktan kaçınmamaktadır Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur?
Hristofyas’ın “Kıbrıs sorunu, AB içerisindeki ortak faaliyetlerimiz ve ikili ilişkilerimizle ilgili meselelerdeki gerek İngiltere’nin gerek Kıbrıs’ın politikasının kapsamlı bir ifadesi” olarak nitelediği İngiltere ile imzalanan memorandumla ilgili olarak, Hrsitofyas’ın partisi AKEL, KKTC ve Kıbrıs Türkleri olarak bizim kabul etmemiz mümkün olmayan, Ruma göre olumlu 10 nokta saptamıştır. Buna göre:
1. İngiltere Kıbrıs sorununa; memorandumun içeriği temelinde daha aktif şekilde dâhil olmayı taahhüt etmektedir.
2. Memorandum çözüm zemininin; BM kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğe sahip, tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslar arası temsiliyeti olan iki bölgeli, iki toplumlu federasyon olduğunu yeniden teyit etmektedir.
3. İngiltere memorandum aracılığıyla uzlaşılanların hayata geçirilmesi çabasında görevler üstlenecektir.
4. Kıbrıs’ta istenilen çözüm Kıbrıslılar arasında uzlaşılacak bir çözüm olacağı ve hakemliğin dışarıda bırakıldığını güvence altına alınmaktadır. (Kıbrıslıca çözüm)
5. 1960 Anlaşmaları’na, 541 ve 550 sayılı olanlar da dâhil olmak üzere BM kararlarına atıfta bulunularak, partenojenez (yeni ortak devlet) mantığı reddedilmektedir.
6. ’Kaydedilecek ilerlemeye bağlı olarak, doğrudan müzakerelerin başlama tarihine iki lider tarafından karar verilecektir.
7. Türkiye, AB’ye ve dolayısıyla Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı yükümlülüklerini yerine getirecektir. Kıbrıs Cumhuriyet’ini tanıyacaktır.
8. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik hakları sağlamlaştırılmakta ve bir dizi konuda ikili devletlerarası işbirliğinin geliştirilmesi konusunda anlaşmaya varılmaktadır.
9. Hristofyas’ın faaliyetleri uluslararası boyutta başarıyla sonuçlanmaya başlamıştır.
10. Tavrından endişe duyulan İngiltere ile Kıbrıs Cumhuriyeti ilişkileri düzelmiştir..
Sözde dost ve müttefik İngiltere ile Kıbrıs’ta çözüm ve barış isteyen Hristofyas Yönetimi’nin öngördükleri Memoranduma göre KKTC yıkılacak, siyasi eşitliği gaspedilen Kıbrıs Türkü azınlık Kıbrıs vatandaşları olarak Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’ne yamalanacak ve bu düzen Anavatan Türkiye tarafından tanınacaktır.
Adamlar yapmak istediklerini açıkça ortaya koyarken bizi yönetenler ise bu kafadaki soykırımcı zihniyet ile müzakere masasında zamanlarını ve enerjilerini boşa harcamaktadırlar. Memorandum karşısında Anavatan Dışişleri’nin İngiltere’yi şiddetli bir nota ile protesto edip izahat istemesi gerekirken, üç paragraflık içi boş bir metinle açıklama yapılarak bu ciddi olay geçiştirilmiştir.
Kıbrıs Türkünün haklarını koruduğunu iddia eden Başbakan Erdoğan ise dilini yutmuştur.