Gündem ve algı mühendisliği
Türkiye’de gündem normalin ötesinde hızlı ve sürekli bir biçimde değişiyor yahut değiştiriliyor. Gündemin değişim hızı insanların olanı biteni algılamasını önlüyor. Meydana gelen olayların değişim hızı ve çeşitliliği olgunun normal ve doğal şartların sonucu olmadığını gösteriyor. Ülkenin gündemi sanal yöntemlerle belirlenip yönlendiriliyor. Bunu da medya ve siyasete egemen olan iktidar odakları yapıyor. Onlar bu yola toplumun, olup bitene yoğunlaşmaması ya da toplumsal hassasiyeti dağıtmak için baş vuruyorlar.
Bütün bunlar gündem ve algı mühendislerinin operasyonudur. Onlar yönlendirme süreçlerini klasik olarak dört biçimde gerçekleştiriyorlar: Birincisi, toplumsal dikkatin manipüle (yönlendirilmesi) edilmesi yoluyla kendi istedikleri alana yoğunlaştırmak suretiyle oluyor. Bu, toplumun yoğunlaşması, irdelemesi ve odaklanması istenmeyen alanlardan başka alanlara dikkatin çekilmesi yoluyla yapılıyor. Bu halk arasında yaygın olarak söylenen “cambaza bak cambaza” yöntemidir.
İkinci yöntem, toplumun dikkatinin bir konuya toplanmasını engellemek suretiyle yapılmaktadır. Bunu da olumsuz anlamda toplumsal sarsıntıya neden olacak bir
olayın ardından o olayı gündemin ikinci hatta üçüncü sırasına düşürecek yeni şok olayları birbiri peşi sıra devreye sokarak yapıyorlar.
Bu konuda üçüncü tür uygulama, aynı anda birden fazla ve birbiriyle çelişen olay meydana getirerek istenmeyen etkiyi tolere etmektir. Buna örnek olarak da Füze Kalkanı’nın toplum nezdinde yarattığı olumsuz etkiyi İsrail ile ilişkileri keserek dengeleyen son gelişmeler verilebilir.
Dördüncü yöntem, kavram kargaşası yaratılarak olayların gerçeğine nüfuz edilmesinin engellenmesidir. Bu da Türkiye’de, savaşı barışın, terörist saldırıyı insan haklarının, nefreti kardeşliğin, şiddeti demokratik gösteri kavramının yerine koymak suretiyle yapılmaktadır.
Bütün bu olan bitenler gerçekte algı ve gündem yönetimiyle ilgilidir. Dünyanın her yerinde algıyı yönetenler işe, ülkenin gündeminden başlarlar. Günü, gündemi yönetenler gerçekte süreci yönetmiş oluyorlar. Amaca yönelik süreç yönetiminin eninde sonunda amaçlanan algı dönüştürmeyi başarılı bir biçimde gerçekleştirdikleri de bir gerçekliktir.
Türkiye’nin gündem savrulması yaşamasının nedeni de budur. Türkiye’de algı mühendisleri tarafından gündem inşa ediliyor, ardından da toplum güdülüyor.
Bu ülkede demokrasi ve barış kavramını en fazla kullananların demokrasi ve barışı terörle sabote edenlerin olması bu bağlamda düşünüldüğünde hiç de yadırgatıcı değildir. İnsanların gözünün içine baka baka malum güç odakları, baskıyı demokrasinin, barışı çatışmanın, insan haklarını
katliamın, sevgiyi nefretin yerine kullanabiliyorlar. İleri demokrasi söylemi de
bugün Türkiye’de geride kalması gereken baskıcı ve totaliter davranışların aracı
olarak kullanılıyor.
Sonuçta şok üstüne şok yaşanan bir yerde insanlara hiçbir şey anormal gelmemeye başlar. Böylece insanlar, olayların özüne nüfuz edemez ve ne olup bittiğini algılayamaz. Her olayın bir kısmını, bir yönünü ve bir boyutunu ancak görebilir. Gördüklerini algılayana kadar daha etkileyici bir başka olay devreye sokulur. Birbirini takip eden olaylar yağmuru altında kalan insanlar sonuçta kulaktan dolma ve yüzeysel bilgilerle kanaat belirtir hale gelirler.
Algı ve gündem mühendislerinin yöntemleri bilindiğinde, insanlar ne oldu, ne oluyor? sorusuna cevap ararken birdenbire bir başka şok yaratan gündemin devreye sokulmasının ne anlama geldiğini algılayabilirler. Yine herkes bir sonraki olayın bir önceki olayı düşünülemez hale getirmek için üretildiğini de fark edebilirler..