Gün Sazak
1971 MHP Büyük Kurultayı’nda, 23 yaşında genç bir delegeydim . İl Başkanı Bahattin Ceylan, “Gün Sazak diye biri varmış. Dündar Bey (Taşer) genel idare kurulu listesine mutlaka yazmamızı istiyor; yazalım.” demişti biz Erzurum delegelerine. Sazak o kurultayda yönetime girmişti ve kısa zamanda yıldızı parlamıştı MHP’de.
Aradan 6 yıl geçiyor. İkinci MC Hükümeti kurulmuş, Gün Bey, Gümrük ve Tekel Bakanı. Erzurum MHP Teşkilatı, beni Erzurum Tekel Başmüdürü ettirmek için seferber oluyor. Gün Bey’le de o zaman tanışıyorum.
Tanışıyoruz ya, bizim tayin bir türlü
olmuyor.
Ve o gün... Makam odasına giriyorum. Oturtuyor. “Benim hem sana, hem de Erzurum’daki arkadaşlara sözüm var. Kaldı ki, senden iyisini bulup oraya oturtacak da değilim. Fakat kadro yok işte, bu yüzden olmuyor” diyor. “Sayın Bakanım, birçok il’e tayin yaparken kadro vardı da bana gelince mi kalmadı?” diyorum, sinirleniyor, masasının gözünden bir dosya çıkarıp bana uzatıyor, “Al bak! Erbakan diye bir ş...n var, bilmiyor musun? Bu kadro kararnamesini Başbakan dahil herkese imzalattım, o imzalamıyor, pazarlık ediyor benimle...”
Giderayak yaptılar tayinimi. Sonra Tuncay Mataracı, bakan oldu. İlk sürgün ettiği Başmüdür ben oldum (Diyarbakır’a muhasebe memuru).
Gün Sazak’ın bu kısa (5,5 ay) Bakanlık döneminde, yalnız gümrüklerde yolsuzluk ve rüşvet önlenmedi, Tekel’de de olağanüstü işler oldu. Bu ülke, öyle bir Bakan ve öyle kadrolar görmemiştir. Gün Bey’in katledilmesinin asıl sebebi, mafyanın çıkarlarına vurulan darbe ve perde arkasındakiler hakkında Abdi İpekçi’ye verilen belgelerdir. İpekçi’nin katlindeki sır perdesi de buradan aralanmalıdır bana göre.
Bilgeoğuz Yayınları büyük bir vefa örneği vererek “Arşiv Belgelerinde Gün Sazak” adlı değerli bir kitap çıkarmış. Oğuzhan Cengiz Bey yayına hazırlamış kitabı. Kendisini yürekten kutlarım, teşekkür ederim, herkese de tavsiye ederim. Kitap pek güzel olmuş. Birçok değerli ve önemli bilgi ve belge var. Gün Sazak hakkında yazılan köşe yazıları da derlenerek kitaba konulmuş. Ancak ben olsam Taha Akyol’un yazılarını koymazdım. CHP’nin emperyalizm söyleminden bile rahatsızlık duyan biri, mazisi ne olursa olsun, silinmeliydi defterden.
Gün Sazak’ın bugün ölüm yıldönümü ve benim yazacaklarım daha bitmedi, tarihe kayıtlar da düşmek istiyorum. Bizzat kendi ağzından dinlediğim bir olayı açıklayacağım (benden başka tanıklar da var ve şükür hepsi de sağ). Karaköy gümrüğünde çalışan bir bayanın, rüşvet ağının odağı olduğunu, büyük bir servet yaptığını öğreniyor Gün Bey. Van’a tayin ediyor bu bayanı. Ve sonra... “Öyle insanlar devreye girdi ki... Sözgelimi Necip Fazıl. Bu kadın için aradı beni ve hakkındaki iddiaları dinlemedi bile.” diyordu rahmetli. Türkan Şoray’ın yıllarca nikâhsız olarak yaşadığı Rüçhan Adlı da girmiş devreye. Gün Bey araştırmış, bir de ne görsün, işadamı Adlı’nın bütün işleri gümrüklerle ilgili. Ve Tercüman Gazetesi sahibi meşhuur Kemal Ilıcak aramış, reddedilince de aleyhinde kampanya başlatmakla tehdit etmiş Gün Sazak’ı. Hatırlayınız bu Ilıcak, yıllar sonra “Verdimse ben verdim” olayının öznesi ve nedeni olmuştu.
Gün Bey... Gün Bey de namusun ve vatan sevgisinin simgesi olmuştu... Hacı Bayram Camii önünde cenaze namazını kılan on binlerin içinde ben de vardım. Ona sonsuz rahmetler diliyorum.