Güçlü ordu, güçlü cumhuriyet...
Hepimizin hayretle ve ibretle izlediği ‘Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizi’ karalama-lekeleme kampanyası tüm hızıyla sürüp gitmektedir. Türk ordusunun zayıflatılması kimin işine yarayacaktır? Bu sorunun cevabı ne denli ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzu göstermeye yeter de artar bile. Dış güç odaklarının ve onların içimizdeki piyonlarının Anavatan Türkiye’yi bölüp parçalamak üzere planlar yaptıklarını bilmeyenimiz yoktur. Osmanlıyı bölüp parçalamayı beceren emperyalizm, kurulduğu günden beri Türkiye Cumhuriyetini de ufalamayı kafasına koymuştur. Lozan’ı içine sindiremeyenler az değildir. Sevr’i hortlatma girişimleri son dönemde doruğa ulaşmıştır. Büyük Türk Milletinin en güvendiği kurum olan Türk Silahlı Kuvvetleri bunun için hedef seçilmiştir.
Avrupa Birliği uyum yasaları diyerek başta MGK olmak üzere, güya sivilleşme adına, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücünün zayıflatılması çalışmalarına girişilmiştir. Geldiğimiz noktada TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin yürürlükteki şekli “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır” hükmü tartışmaya açılmıştır. Atatürk’ün kurduğu parti CHP bile oyuna gelmiş, söz konusu maddenin değişmesi için Meclis’e değişiklik önergesi vermiştir. Bana göre Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Erzurum ve diğer iddianameler tamamen Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve diğer Atatürkçü saygın aydınlarımızı hedef almaktadır. Gereksiz gerekçelerle birçok onurlu askerimizin terfilerine engel olunmuştur. TSK’ya karşı yürütülen psikolojik harekatın boyutları sabır-tahammül sınırlarını aşmıştır. Tehlike, dediğim gibi büyüktür; tehlikede olan Yüce Atatürk’ün bize emanet ettiği Cumhuriyetimizdir..
PKK terörünün arkasında kimler vardır? Terör kimler tarafından desteklenmekte ve kollanmaktadır? Binlerce insanımız kalleşçe niye öldürülmekte, şehit edilmektedir?
İğrenç planlarla Anavatan Türkiye’nin siyasi yapısı üzerinde oyunlar oynanırken ülke ekonomimizin de güçlenmemesi için başta IMF ve Dünya Bankası da devreye sokulmuştur. Borsada manipülasyon yaparak milyarlarca doları bir anda cebe indiren ve finansal yapımızı adeta kontrolünde tutan emperyalist para simsarları Türkiye’nin kaynaklarını sömürme peşindedir. Emperyalizm bir ahtapot gibi her koldan Anavatan Türkiye’nin boğazına sarılmıştır; ümüğünü ısrarla sıkmakta ve son nefesini vermesini beklemektedir.
Büyük Türk Milletinin bu iğrenç tezgahlara karşı en büyük güvencesi Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleridir. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin neler yapabileceği şanlı tarihimizin aydınlık sayfalarında yazılıdır. Bu büyük milletin Atatürk çizgisinden bir milim sapmayacağı bilinmelidir. Her ne pahasına olursa olsun Cumhuriyetimiz korunacaktır. Zaferlere alışmış Türk Milletini ve onun kahraman ordusunu şer plan ve oyunlarla alt edeceğini hesaplayanlar yanlış hesap yaptıklarını er geç görecektir. Zafer Bayramımız kutlu olsun. Yaşasın Kahraman Türk Ordusu; yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.