Gençlerimize sahip çıkamadık (13 Eylül 2020)

Bundan 15-20 sene öncesine kadar yurt dışında okuyan öğrenciler devletten burslu olanlar veya zengin çocukları idi. Bugün parası olmayanlarda çocuğunu dışarıda okutmak için veya Türkiye de yabancı bir liseye vermek için evini satıp kiraya çıkıyor. Bunun nedeni, eğitim politikasının tamamıyla din motifli olmasıdır. Çoğu aile çocuğunu imam hatip okullarına vermek istemiyor, gençlerde gitmek istemiyor.

İster Türkiye'de ister dışarıda yüksek öğrenim yapmış olsun, üç gençten ikisi yurt dışında çalışmak istiyor. Sosyal Demokrasi Vakfı'nın 19 Mayıs Gençlik Araştırması Raporu'na göre, Türkiye'deki gençlerin yüzde 62.5 yurt dışında yaşamak istiyor.

Yine; Yeditepe Üniversitesi ve MAK Danışmanlık iş birliği ile yapılan 'Gençlik Araştırması'nın sonuçlarına göre; 18-29 yaş grubu arasında gençlerin yüzde 76'sı daha iyi bir gelecek için yurt dışında yaşamak istiyor.

Gençleri hangi yaşta olurlarsa olsun başka ülkelere kaptırmak, Türkiye'nin dinamizmini düşürüyor. Hele hele önce eğitip uzman yapıp sonra kaybetmenin (beyin göçü) topluma maliyeti daha yüksek oluyor.

Vasıflıgücü yetiştirmek için her ülke büyük kaynaklar ayırır. Bir ülkenin yetiştiği vasıflı insanlar, gençler, bilim adamları, hekim,hendis, başka ülkeye gidip, orada kalıp çalışmaya başlarsa, bu toplum tarafından katlanılan maliyetin atıl kalması demektir. Bu şekilde vasıflı işgücünün göçüne "Beyin göçü (brain drain)" deniliyor.

Göç veren ülkeler gelişmekte olan ülkelerdir. Yani beyin göçü temelde gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere yönelik bir kaynak aktarımıdır. Beyin göçünün nedenleri, işsizlik, çalışma ve araştırma imkânları, demokrasi sorunu gibi çeşitli sorunlardır.

Beyin göçü ilk ve orta çağlarda kilise baskısı ve fikir baskısı ve siyasi nedenlerle ortaya çıkmıştır. Avrupa'da en büyük beyin göçü İkinci Dünya Savaşı öncesi Hitler nedeniyle olmuştur. En büyük göçü alan ülke de ABD olmuştur. Albert Einstein de Almanya'dan ABD'ye göç eden bilim insanlarından biridir. ABD'ye göç edenler, ABD'nin bilim, teknik ve eğitim alanında kalkınmasına büyük katkı yapmışlardır.

ABD'den sonra Hitler'den kaçan beyinlerin gittiği ikinci adreste Türkiye'dir. Hitler Avrupası'nda diğer ülkeler savaş içinde olduğu için, Atatürk'ün talebi ile Türkiye'ye de Almanya'dan çok sayıda akademisyen geldi.

Dün beyin göçü alan bir Türkiye bugün neden göç veriyor?

Türkiye'den beyin göçünün temelinde toplumun siyasi iktidar tarafından partizanlar ve muhalefet olarak kamplaştırılması geliyor. Demokrasi, hukuk alanında kayıplar da bir başka faktördür. Nihayet gençler arasında işsizlik oranı yüksektir.

Haziran ayı işsizlik verilerine göre, gençler arasında işsizlik oranı yüzde 26,1 oldu. İstihdam oranı yüzde 28,2 ve ne eğitimde ne işte olanların oranı ise yüzde 29,3 oldu.

İş ve özgürlük veremediğimiz bir genç eğer yurt dışına gitmek isterse, bunun nedeni de sorumlusu da biziz, seçmendir. Çünkü şartlar ne olursa olsun, seçmenlerin bu günkü kısa vadeli çıkarlarına değil Türkiye'nin uzun vadeli geleceğine bakması gerekir.

Beyin göçü Türkiye için karşılığı olmayan beşeri sermaye kaybına yol açmaktadır. Beşeri sermaye kalkınmanın en önemli ayağıdır. Bu sermayenin kaybı, ülke kalkınmasını da olumsuz etkiliyor. Bugün tersine eğer çözüm bulunmazsa, Türkiye genç beyinleri kaybedecektir.

Yazarın Diğer Yazıları