Gazi'nin iki köy okulu
Büyük Atatürk’ü ticari meta haline getirmeye kalkışan ünlü uzmanlar! Bursa’daki Yiğitali köyünü bilseler de Ankara’nın göbeğindeki Ergazi Okulu’ndan haberdar değillerdir. Gazi’nin eğitime verdiği önem üzerine ahkâm kesmektense kendi cebinden verdiği parayla yaptırıp hizmete açtığı küçük iki köy okulunun varlığını bilmeyenlere hatırlatmak istiyorum. Kuvayı milliye dönemindeki eşkıyalarla mücadele sırasında şehit düşen Yiğit Ali adına Uludağ’a çıkarken yolun sağ tarafında dikili bir taş vardır. Üzerinde “İşgalcilerle işbirliği yapan eşkıyalarla girişilen çatışmada şehit olan Yiğit Ali adına dikilmiştir” yazar. Yıllar önce Kuleli öğrencisi olarak Bursa Işıklar Askeri Lisesi’ndeki yarışmalar için gittiğimde öğrenmiştim. Emin Oktay’ın tarih kitaplarında yazmadığı gibi kendisini Atatürk uzmanı zannedenlerin kitapları ve belgesellerinde bu köy okullarının varlığını ve öyküsünü bulamazsınız.
Gazi, Cumhuriyet’in ilanından sonra gittiği Bursa’da Uludağ yolundaki bu dikili taşı görünce hikâyesini sorup köyü ziyaret eder. Genç yaşta şehit olan Yiğit Ali’nin ailesini çağırtır. Onun yetim oğlunun devlet tarafından okutulması için emir verir, ancak annesi itiraz eder. “Kocamı genç yaşta kaybettim. Ondan geriye bu küçük yavru kaldı. Onu benden ayırmayın” diye yalvarınca Mustafa Kemal bu köye derhal bir okul yapılmasını emreder ve parasını cebinden ödeyerek açılışına da katılır. Bu, Gazi’nin ilk köy okuludur.
Mustafa Kemal, Atatürk Orman Çiftliği’ndeki çalışmaları denetlerken bataklığı kurutup verimli tarla haline getiren çoğu sakat işçileri çağırır. Hemen hepsi Çanakkale ve İstiklal Harbi gazisidir ve amele olarak çiftlikte çalışmaktadırlar. Çadırlarda yatmakta olan gaziler için oraya bir köy kurulma emrini verir. Bugün büyük bir bölümü işgal altında olan çiftliği gezerken köyde çocuklara rastlar. Çalışan gazilerin yerleştiği köyün adına Elgazi denmektedir. Atatürk itiraz eder ve Ergazi olarak düzeltilmesini emrederken çocuklar için köye derhal okul yapılmasını söyler. Kerpiçten yapılan iki göz Ergazi Okulu’nun yapım masraflarını cebinden ödeyerek 1933 yılında bizzat kendisi açar. Atatürk’ün binlerce eğitim yuvası kurulmasını emretmesine rağmen kısa ömründe ancak iki köy okulu yaptırmıştır, çünkü şehirlerde, kasabalarda bile o yıllarda okul yoktur.
1957’de kerpiç okulun yanına yenisi inşa edilir ve eskisi öğretmenler için lojman haline getirilir. 1992 yılında köy statüsünden Yenimahalle Batıkent’in mahallesi haline gelen Ergazi’de şimdi çok katlı bloklar var. Ata’nın okulu ise 4 katlı modern bir ilköğretim okuluna dönüşmüş durumda. Kerpiç okul ise yol yapımı nedeniyle yıkılmıştır. Geçtiğimiz günlerde bu okulun 75. kuruluş yıldönümü törenlerine katıldım. Yıllardır gecesini gündüzüne katan okul müdürünün gayretleri duygulandırdı beni. Ergazi Okulu’na günümüzün gazileri de geldi. Tekerlekli sandalyeyle Atatürk’ün okuluna gelen Güneydoğu gazilerine minik yavrular çiçekler verdi. Ankara Üniversitesi konservatuvarı da mini bir konser ve oyun sergileyerek Ata’yı andı. Yenimahalle İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Yıldırım, belediye başkan yardımcıları okulun tamiratını ve boyasını yapan Jandarma Grup Komutanlığı ile öğrenci velilerine konuşan Ünal İnanç, Atatürk’ün iki köy okulunu anlatıp talebelere onun mirasına sahip çıkmalarını söyler.
Tarifsiz duygulara kapıldım. Atatürk’ün orman çiftliğinin yıllardır nasıl talan edildiğini düşünürken onun özel çiftlik arazisinde şimdi biri iktidarın, diğeri ana muhalefet partilerinin devasa genel merkez binaları gözümün önüne geldi. Tapusu gaziye ait çiftlikten geriye ne kadar kalıp ne kadarının da çeşitli tezgâhlarla işgal edilip ranta dönüştürülmek üzere olduğuna kafa yordum. İçim cız etti.